Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
-Elmas gelini çok özledim, tulumba -O da seni özlemiş, Dirmit kız. -Kime söylemiş? -İnce ince yağan kara söylemiş.
Diyecekler ki arkamdan Ben öldükten sonra O, yalnız şiir yazardı Ve yağmurlu gecelerde Elleri cebinde gezerdi Yazık diyecek Hatıra defterimi okuyan Ne talihsiz adammış İmanı gevremiş parasızlıktan
Reklam
Yüreğimde soğuk, sert bir nefret çekirdeği büyüyordu, tıpkı kara bir kömür parçasının içindeki elmas gibi.
Sayfa 221Kitabı okudu
“Bir güzele Güzelliğini söylemek isterdim Aynalardan evvel…”
Ne ister benden bu üzüntü Sokağa çıksam Yahut eve girsem Peşimde Henüz sevda denilen derde Düşmüş değilim Parasızlık da çekmiyorum Çok şükür bu günlerde Peki nedir beni mahzun eden Neden ağlayacak gibiyim Bir dokunsanız Şu güzel bahar sabahında Bilinmez ne arar bu üzüntü Ben gibi avare bir insanda Ki bütün gün işim Dere boyunda gezinti
Sayfa 205 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Latife Hanım ile Mustafa Kemal’in sırrı: Kanlı yelpaze
Latife Hanım-Mustafa Kemal evliliğinin gergin anlarından biri... Sinirini yelpazesini avucuna vurarak gidermeye çalışan Latife Hanım, elini kanatır. Atatürk, tokat atmaya yeltenir. Fakat Latife Hanım kendini müdafaa için elini siper etmeye kalkınca kanlı parmaklar Atatürk’ün yüzüne isabet eder... Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatına giren
Reklam
GÜZELLİK...
Duvardaki taşbasma resim, Karadağ Kraliçesi Dıraga'nındı. Altında «Dünya Güzeli Züleyha -Her hakkı mahfuzdur,» yazılmıştı. «Her hakkı mahfuz Dünya Güzeli Züleyha» ak gerdanlı, pembe yanaklıydı. Belli belirsiz gülümseyen kara gözleriyle, adama, can alacak gibi bakıyordu. İpek fistanının yakasını kertenkele biçimi bir elmas iğne ile tutturmuş, güzelliğine kibirlendiğinden dolgun göğüslerini kabartarak kasılmıştı.
Sayfa 90 - Ketebe yayınları...
siyah ve beyaz
Durgun okyanusun derinliklerin oluştudu siyahlık Hayatın kayıtsızlığının yansıttığı hafif gölge Halsizliği, durgunluğu yansıtır Şu sükûnenin alacakanlığı üstüne çöken kara bulutlar Ne kaybettir ki gurur siyahlığı? Karaktere büründüğü asalet siması Bir elmas yüzük kadar zarafet kamaştırıcı Berrak bir suda huzurlu taşıyan nilüfer Umut ışığı kadar saf Nefis kadar ince Yaprakların beyazlığı kadar masum Siyah ve beyaz Bir safak vakti mutsuzluk, umutların buluştuğu haz Aşkın ağırlığını yaşan nüanslar Sükûneki huzurlu tablosunu oluşturur Beyaz lalelerin, siyah lalelerinin içinde olması Âdeta zifiri karanlığının üzerinde beyaz kristal yıldız gibi
Sevişmelerimizin bize yaşattığı o kara köpüklü kayboluş anında bir lahzalığına tüm bedenimiz hayatın özü olan bir cevhere dönüşür, bir canlının ruhuna hayatın soluğunu üfleyen mucizevi gücün kudreti bir zevk halinde dolaşır tenimizde. Damarlarımız bir elmas gibi parıldar. Simsiyah bir ışık oluruz. Bu zevk, bir canlıyı yaratabilmenin korkunç zevkine eşittir. Bir canlıyı yaratmanın zevkine denk bir bedensel zevki, o canlının kaçınılmaz sonunu, ölümü yenmenin zevki geride bırakabilir ancak. Zamana esir bir canlıyı yaratmanın hazzına eş hazzı, zamanı parçalayıp yok eden bir güce ulaşmış olmanın hazzı geçer. Bedenimiz bir canlıyı yaratabilir ve bunun zevkine eş bir zevk duyar. Beynimiz ise o canlının içine hapsolduğu zamanın ötesine geçebilmenin, kızıl pençeli ölümü yok etmenin zevkine ulaşır. Beden, bir ölümlüyü yaratabilir. Zihin, ölümsüzlüğü yaratabilir. Hangisinin hazzı daha büyük?
Sayfa 100 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Size açabilmeliydim içimi Geceler yalnız size Ve yüzüm kızarmadan Çocukluğumun küçük aşklarını Anlatabilmeliydim Geceler yalnız size Benim de aşklarım oldu Ve alabildiğine günahlarım Halbuki bigünah olmak istedim Bütün ömrümce. Anam, Ben topaç çevirirken sokakta, Benim güzel oğlum Paşa olacak derdi... Halbuki ben hâlâ Topaç çeviriyorum sokakta.
Sayfa 89 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Rüştü Onur
Reklam
Diyecekler ki arkamdan Ben öldükten sonra O, yalnız şiir yazardı Ve yağmurlu gecelerde Elleri cebinde gezerdi Yazık diyecek Hatıra defterimi okuyan Ne talihsiz adammış İmanı gevremiş parasızlıktan
Sayfa 198 - Kırmızı Kedi Yayınevi
_Elmas gelini çok özledim,tulumba. _O da seni özlemiş Dirmit kız. _Kime söylemiş? _İnce ince yağan kara söylemiş.
N'OLUR? Kıvrılan yol boyunda Gün hiç solmasın, n'olur? Bu iklimin ufkunda Akşam olmasın, n'olur? Kuş, çiçek ve aydınlık. Gözlerde altın bir nur. Camlar, kapılar aralık; Akşam olmasın, n'olur?
Sayfa 354Kitabı okudu
ruhunun derinliklerinde bende varım diyen vicdanın yakarışı
Gözler önünde ardını görmene engel olan sisler gibi bu ara günlerim. Önünü, ardını göremiyorum günlerin, hatta saatler dakikaların.. Güzel görmek için ne yapabilirim ? İnsanı kendine iten aynı zamanda da kendinden alan şeye nedir; bir şekilde insan kendini bulabilmesi için neden önce kendini yitirmesi gerekir? Anlam veremiyorum.. Hayat
973 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.