Uzun bir süredir istemsizce ara verdiğim kitap okuma serisine umarım bu kitapla yeniden başlamışımdır. Küçük bir uyarı, Bu incelemeyi huysuz emekli albay bakış açısıyla yazdım.
Çehovun dört kısa hikayesini birleştirip kitap diye basmışlar. Ben aslında cem yayınevinin 8 ciltlik Çehov tüm eserlerini almıştım da onu okumak nasip olmadı daha. Neyse
Bebiha... Okulumuzda çokça okunan bir kitaptı, okulun her yerinde göre göre içimi bir merak kapladı ve kütüphaneden ödünç alıp okumaya başladım. Kitap hızlı okunuyor, nedeni de sürükleyici veya akıcı olmasından ziyade basit yazılmış olması. Hatta ne ilginçtir ki, kitabın konusu (Erhan'ın kızı rüyasında görmüş olması) benim bir 5. Sınıf
1965 yılında ELÂZIZ'DE vefat eden bir “deli”nin son dilekçesi:
“Ben dünya Kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, (El-Aziz --Elazığ )Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden; İsmi önemsiz, cismi değersiz, çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken, Başhekimlik üzerinden Hâkimler Hakiminin
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek