Adam gülümsedi ve iki elini bana doğru uzattı. Ben onun kara,kadife gözlerine bakarken,mutlak bir huzur ve güven duygusu ile sarmalandığını hissettim. Sanıyorum, yaşamımda gördüğüm en sevecen yüz buydu.
380 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Dikkat !!! kütle çekim içerir.
Uzay,Kuantum,Kara delikler,Kütle çekim,Elektromanyetik alanlar gibi bir sürü karmaşık konuyu okuyucuya kadife yumuşaklığında temas ettiren nefis bir eser.Popüler kültürde bilinen veya kulaktan dolma fikir sahibi olduğunuz Bir çok konunun fizik adamı gözüyle(hemde Stephen Hawking işe çalışma fırsatı yakalamış bir fizik adamı) incenlendiği teoriler ve gerçekleri uzun uzun anlatıldığı bir çalışma. Okurken evrende kısa kısa seyahetlere çıkıyor,yıldızlara dokunup kara deliklerin içinden geçiyor hatta uslu bir çocuk olup kitabı sonuna kadar okuyabilirseniz büyük patlamaya kadar uzanıyorsunuz. Evren avucunda kitabı evrenin günümüze kadar öğrenilebilmiş sırlarını gerçek anlamda avucunuzun içinde tutmanızı sağlıyor,konuya meraklı arkadaşlara tavsiyemdir.
Evren Avucunda
Evren AvucundaChristophe Galfard · Domingo Yayınevi · 2017638 okunma
Reklam
BEN KADAR BİR YER
Saat ırmağında akan sokaklar, Üzerine serpili martılar, güvercinler, Kadife bulutların altında, Yokuş yukarı çıkan bir adamım. Bir elimde ısrarla soğumayan çayım, Bardağında cilveli cilveli dans ediyor. Üzerime yara düşen güneş ötesi bir gezegen,
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
Reklam
Yağmurcuk kuşu som mavidir. Kara gözleri ürkek, kadife gibi yumuşacıktır. Başı, gövdesine göre az daha koyu mavidir, biçimli, güzeldir. İncelerek gagasıyla birlikte uzar. Hiçbir kuşun başı böyle biçimli değildir. Ne sarıasmanın, som sarıdır, koyu, yumşak, hafif, açık turuncuya varır bir kısım yerleri, sırtı, kanatlarının kökü iyice turuncudur, başı bile yağmurcuğun başı kadar güzel değildir, ne de sığırcığın, ibibiğin... Yağmurcuklar uçtuklarında sular, çakıltaşları, gün ışığı bir mavide ipince dağılarak, çoğalarak aydınlanır. Hiçbir çocuk yüreği hoplamadan yağmurcuğun som mavisine, kadife gözlerinin ürkek ılıklığına ürpermeden dokunamaz, bakamaz. Bir yağmurcuğu yakalayan çocuğun kıvançlı dünyası mavilenir. Ilık bir mavi gelir yumşacık dünyasına oturur. Başında püren kokulu mavi yeller eser. Mavi kelebek bulutları akar aydınlığın içinden bir uçtan bir uca. Uykuları, düşleri mavileşir. Gün som mavi doğar, ışıklar mavi vurur dağların sırtına, suların dibine... Balıklar mavi mavi ipileyerek kaçışırlar. Yağmurlar mavi yağar. Tan yerlerinin ışıkları şırlayıp akarak, çın çın mavi öter. Yağmurda daha mavi uçuşurlar buğulanarak, yöreye masmavi bulutlar döşeyerek. Yıldızlar bir uçtan bir uca mavi akar, şimşekler mavi çakarlar. Tan yerindeki iri kuyrukyıldızı, kendi yöresinde yalp yalp ederek dönerken ışıklar toprağı, dağları suları, göğü maviye bular.
Sayfa 206 - Toros YayınlarıKitabı okudu
Feth Ali'yi artık mücadeleden vazgeçmiş, Tavuskuşu Tahtı'nda kendini kaderin akışına bırakmış olarak görüyoruz. Ancak bu zoraki ara, en azından Fars geleneklerine ve tahayyülüne uygun olmalıydı. Saray hareminde (enderûn), yaklaşık sekiz yüz huri vardı. Hokand Hanı'nın üç bin kişilik haremiyle kıyaslandı­ğında, bu pek de büyük bir
Kafkasyalılar, tıpkı bir sevgiliye yazar gibi hançerleri için aşk şiir­leri yazar, adeta sevgiliyle buluşmaya gider gibi savaşa giderlerdi. Dünyanın en güzel insanları olduğu söylenen bu esmer halk için savaşmak hayatın ta kendisiydi. Hançerleriyle yaşar ve yine han­çerleriyle ölürlerdi. Cenk etmek onlar için nefes almak gibiydi. Amentüleri
238 syf.
6/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Kitabın giriş kısmı çok heyecanlıydı. Üç farklı olay örgüsü kitabın sonlarına doğru bağlanıyor. Fakat biraz karışık bir şekilde. Olaylar bağlanırken maalesef işler biraz karışmış. Kitabın kahramanları bir sebepten ötürü (spoiler olmasın) adaleti kendi kendilerine sağlamaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de kendi mantık çerçevelerinde haklılar. Ama bazı yerler o kadar saçma geldi ki sonlarına doğru sıkıldığımı hissettim.
Kara Kadife
Kara KadifeNecati Göksel · Altın Kitaplar · 201528 okunma
Reklam
Kuzgun
KUZGUN Ortasında bir gecenin, düşünürken yorgun, bitkin O acayip kitapları, gün geçtikçe unutulan, Neredeyse uyuklarken, bir tıkırtı geldi birden, Çekingen biriydi sanki usulca kapıyı çalan; "Bir ziyaretçidir" dedim, "oda kapısını çalan, Başka kim gelir bu zaman?" Ah, hatırlıyorum şimdi, bir Aralık
Bir sürü günah indirilmiş gökten Yazgılar çekilmiş gözlerimize Nasıl deşmeli bu kara çıbanı Neşteri nasıl vurmalı yüreğimize Daha değmeden ellerimiz Bir tenin kadife güzelliğine Acılar kuşatmış kapılarımızı Yaşamanın korkusu düşmüş içimize
Sayfa 85
Karısı Altın-Targa Ocağın başında oturur. Ay gibi yüzü Aydan parlak altın gibi, Güneş gibi yüzü Güneşten parlak gümüş gibi, Kaşları kara kadife, Kızıl maral gibi yanakları,
Sayfa 180Kitabı okudu
“Suç işlemeyi frenleyecek en iyi çare, cezanın şiddeti değil, cezadan kurtulmanın mümkün olmadığı kanaatinin yerleşmesidir.”
Sayfa 292Kitabı okudu
315 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.