Bizdeki kültürel mirası değerlendirmekten yoksun insanların "bizde düşünce adına hiçbir şey yok", "bu dille düşünülmez" diyenlerin, kendi yetiştikleri Batı çevrelerinin dışındaki her düşünceyi, saçma, temelsiz, anlamsız bulmaları da bir diğer tehlike. Düşünme etkinliğinin jandarmalığına soyunup, kendi tarih olmuş, fosilleşmiş görüşleri dışındakilere kara çalmaları hem onlar için hem Türk düşüncesi için büyük bir yitik.
Sayfa 147Kitabı okudu
·
Puan vermedi
Bursadaki Kaynana Cinayetlerinin Sırları İnceleme
Çok garip ama tarihi süreç ileri gittikçe kadınının toplumdaki algısı degişmiş kadınlarinn erkeklerle tamamen eşit olduğu toplumlar göçebe topluluklar tarihte eşitliğin sağlandiğı zirve burasi.. tarım devrimiyle erkek ve kadın rolleri kesin olarak ayrılıyor kadinlarin belli başlı gôrevleri oluyor...anaç görevler kadin dogurganliyla öne çıkıyor
Bursa'daki Kaynana Cinayetlerinin Sırları
Bursa'daki Kaynana Cinayetlerinin SırlarıMehmet Oymak · Cinius Yayınları · 201264 okunma
Reklam
896 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Serimizin dördüncü kitabında; Kehanetler bir bir gerçekleşir Rand’ın yalnızca Yenidendoğan Ejder’in tutabileceği söylenen Callandor kılıcı elindedir. Tear taşı düşer ve halkı Rand’ın etrafında birleşir. Aiel’ler de bu kehanet öncülüğünde, kendilerinin inançlarında olan Şafakla Gelen’i araştırırlar.Şafakla gelecek ve tüm Aielleri bayrağı altında
Gölge Yükseliyor
Gölge YükseliyorRobert Jordan · İthaki Yayınları · 2021815 okunma
Hayatın Anlamı
3.Kısım Anlam Tutulması Anton Çehov'un Tri Sestry oyunundan şu kısa diyaloğu dü- şünelim: MASHA: Bir anlam yok mu? TOOZENBACH: Anlam mı? (...) Şuraya bak; kar yağıyor. Bunun anlamı ne? Kar bir ifade ya da sembol değildir. Anlatabildiğimiz kada- nyla gök kubbenin kederlenmesinin bir alegorisi değildir. Philip Larkin'in baharı
464 syf.
·
Puan vermedi
ŞİMDİ bir kardelen kadar guzel ,bir kardelen kadar korunan ve soguga ragmen onun gibi cicek acmak vardi... Cerkez obasinin istenmeyen lanetli ilan edilen tek güneş isiginin degmedigi tenine tezat herkesi yakip kavuran güzeli .Erkek gibi dövüsen gerektiginde beylere bile meydan okuyan kara beyin yürekli hatunu. Osmanlinin yigit alplerinin kara beyi,padisahin yegane askeri ondan bagimsiz bir ferman verildi. Ne dili yok diyebildi ,ne gönlü gelecek olandan kaçabildi.KUL KURAR,ALLAH BOZAR...tam da kara beyi anlatan bir ögüt o sadece vatani icin yerine getirecekti bu gorevi her adimini hesaplamisti oysa ama evdeki hesap kalbe uymadi görür görmez tehlike çanlari calmaya başladi yureginde Büyüklerin karar verdigi bir evlilik gerceklesti ne kadin anladi kimin gönlüne yar olacagini ne adam hesap edebildi kacsada prangalandigini. Ben cok severek okudum hem eglendim hem meraklandim 2.kitabina buyük heyecanla basliyorum
Güneşin Öptüğü Kız
Güneşin Öptüğü KızŞeyma Demir · Hayat Yayıncılık · 2016513 okunma
Karardı her zaman aydınlık bildiği yol
Tepe yolunda sivri bir gölge yükseldi ve Toscha irkildi. Bu seferki bildiği bir tehlike değildi. Her bir yanından gölgeler seğirdi. Karardı her zaman aydınlık bildiği yol. Kara bir şekil kara bir ağacın arkasından kara tırnaklarla kazınmış kara bileklerini uzattı ve uzattı kara dilini. "Melia'nın Toscha'sı Melia'nın ışığı Toscha! Geçtiğin yolda hakkım var. Sen beni bilmiyorsun! Ben seni bilmiyor değilim." dedi Kara Gölge. "Gölgelerden seslenen de kim?" diye seslendi Toscha. Cevap alıp alamayacağından emin değildi. Atlet sermeyle arasındaki bir engel mi yoksa yalnız bir yolcu muydu karşısındaki? "Serdiğin atletleri neden serdiğini biliyor musun? Sola'nın selefi, onun da selefi bu tepelerde hangi günahı işledi biliyor musun? Bu topraklara bir kez daha yayılan bu kara leke. Durdurulmazsa serilmekle bitmeyecek serilmekle durulmayacak çığın mırıltısını duyuyor musun?" dedi Kara Gölge, hiç de konuşuyor gibi gözükmeyen gölgeden ağzıyla. Devamını oku: blog.mucahitugur.com/73-leke-tutmaz-...
Reklam
Tehlikenin yaklaşmaya başlamasıyla, insanın yüreğinde her zaman birbirine denk iki ses yükselir: Gayet mantıklı olan ilk ses, insana tehlikenin niteliğini değerlendirmesini ve ondan kurtulma yolları aramasını söyler; çok daha mantıklı ikinci ses ise, tehlikeyi düşünmenin çok bunaltıcı ve acı verici olduğunu, her şeyi önceden görmenin, olayın genel gidişatından kurtulmanın insanın elinde olmadığını ve ba yüzden insanı bunaltan tehlike düşüncesini, tehlikeyle kara karşıya kalana kadar görmezden gelmenin ve hoş şeyler düşünmenin daha iyi olacağını söyler.
Sayfa 210 - Türkiye iş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Rastlantının, tüm insani olaylarda öyle büyük bir etki alanı vardır ki, uzaktan tehdit eden bir tehlikeyi fedakârlıklarla önlemeye çalıştığımızda, bu tehlike olayların öngörülemeyen bir aşamasında yiter ve şimdi feda edilen şeyler yitirilmiş olmakla kalmaz, onlarla sağlanan değişiklik artık olayların değişmiş durumunda, bir dezavantaj olur. Bu yüzden aldığımız önlemlerde geleceğe çok müdahale etmemeli, rastlantıyı da hesaba katmalı ve kimi tehlikeler karşısında, kimi kara fırtına bulutları gibi geçip gitmelerini umarak, soğukkanlılığımızı korumalıyız.
Sayfa 129 - Beşinci Bölüm Öğütler ve Özdeyişler
Tehlike ne İran'dır, ne İlgiltere... Kara cehalettir.
Sayfa 236
kimsenin yalnızlığı düşmedi eşiğinize. en büyük dil sizin konuştuğunuzdu. babanızı bir gün üzmediniz. gülmüyordunuz, küçümseme düğün ediyordu. turnalar uçmadı sesinizde bir kanat. utanan biz olduk uzaklığınızdan. bir kara leke halk, her adımda üstünüze sıçrayan. gençlik, büyüyen tehlike siz yaşlandıkça. sayılar ve sayılardı en büyük okumanız. sevinciniz öyle tenha ki üç kişi olamıyor. bir namludan içeriye bakmadınız hiç. hep bir şenlikti çarşılardan dönüşünüz. vurulmuş kimse yok aile fotoğrafınızda. biz çoktuk ama çıkan sizin sesinizdi. ve biz sizden bir avlu genişliği bekledik... size kim, neyi, nasıl aynı dilde mi kederlendik sahi aynı yüzyıl mıydı şu yaşadığımız...
Reklam
Zihninden çıkmayan bin türlü ve çelişkili düşünceler onda tuhaf bir ruh değişikliğine sebep oldu. Sinirleri bozuldu ve yorgunluk hissetti. Bazen kendini sevinçli bir olayın eşiğinde, bazen de şifa bulmaz bir hastalığa yakalanacakmış gibi korkular içinde buluyordu. Bu ruh hâlinde sık sık, kendisini yine eskisi gibi denizdeymiş gibi hissederdi. İnsan denizde iken, karadakine hiç benzemeyen duygular içinde olur. Hava sakin olsa, görünür bir tehlike olmasa bile bu böyledir. Denizde yapmanız gereken işle meşgul iseniz de hürsünüzdür, kürek çekip suları yara yara ilerlemekten, doğan ya da batan güneşin su üzerindeki yansılarından büyük bir zevk alırsınız, büyük sevinç duyarsınız, ama eninde sonunda kıyıya çıkacağınızı da bilirsiniz. Şurada veya burada karaya çıkmanız gerekecektir. Karada sizi bambaşka bir hayat beklemektedir. Denizdeki hayat geçicidir, ama kara oynak değildir, sapasağlam durur. İnsan karada yanaşacak, çıkacak uygun bir yer bulamazsa, bir ada bulur ve oraya yerleşir...
Sayfa 59 - Ötüken Yayınları, IX
#alıntı
Bir kap su vermek çok mu zor, Vicdanlı ol be lanet, Anlamak istemiyorsun ama bütün bu canlar sana bana emanet, Lan bir düşün
·
Puan vermedi
#ToniMorrison #TanrıÇocuğuKorusun #SelYayınları Siyah da bir renk işte. Ne bir kalıtsal bir özellik, ne bir kusur, ne bir lanet, ne bir nimet, ne de bir günah. Bir çocuğa ne yaptığınız önemlidir. Üstelik çocuklar yaptıklarınızı asla unutmayabiliyor. Bilimsel olarak ırk diye bir şey yok Bride, ortada ırk diye bir şey yokken ırkçı olmak bir
Tanrı Çocuğu Korusun
Tanrı Çocuğu KorusunToni Morrison · Sel Yayıncılık · 2016701 okunma
824 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.