Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KORKMAZOF KARAHAN'DAN ERMENİ ÇIKMAZ MI?
Gelelim müzakereye: Çiçerin öyle hiddetli ki, adeta bizi dövecek!.. Bir çok söylendikten sonra o bıraktı, Korkmazof aldı. Dedi ki: «Sizin Ermenileri mağlup etmeniz bir emperyalizmdir. Bir emperyalist devlet böyle muahede yapmağa nasıl gelir? Sizin Ermenilere yaptığınız zulümler, katliâmlar yine Rus Müslümanlarının kalbinde yaralar açmıştır, bizi
Kan Ağlar İçim
İnsan aklı, "insan hakkı" diye bir şey çıkardı. Sonra, kendini üstün sanıp, unuttu Hakk'ı! İnsanlık sivillere silah doğrultmak mı? Yoksa, masum insanların gözünün yaşına bakmamak mı? Ne kadar kolay değil mi bir insan öldürmek? Bir ıslak imzayla ocaklar söndürmek... Tek tuşla patlatılan atom bombası Yaptınız tamam da... Peki, ya
Reklam
Dağlık Karabağ
Onca haksızlığa rağmen Türkiye'den başka Can Azerbaycan'a herhangi bir destek çıkan oldu mu?
Sayfa 22
249 syf.
10/10 puan verdi
Sur (ordu) uyur düşman uyumaz
Kitabı herkesin okumasını tavsiye ederim. Kitabı okuduğunuzda bir halkın düşüncesinin 100 sene önce neyse 100 sene sonra da aynı olduğunu görürsünüz. Bir türlü terbiye edilmemiş ve ya Türk düşmanlığı üzerine yetiştirilmiş bir topluluğun müslüman Türk kesime hangi eziyetleri verdiklerini görürsünüz. Kitaptaki eziyet ve işkence sahneleri sizleri rahatsız edebilir. Fakat bunlar müellifin hayal ürünü değil bilakis röportaj aldığı kişilerin başlarından geçen hakiki olaylardır. Bunları tasdik eden farklı kaynaklar, hatıralar da vardır, onlar da okunması lazım. Bu olayların anlatıldığı kitaplar ders alınması ve tedbir amaçlı olmalıdır. Hadiste de değildiği gibi bir müslüman bir delikten yılan tarafından iki kez ısırılmaz. Fakat Azerbaycan Türkleri bu işkence ve zulümleri unuttukları için aynı işkencelere 1988-1994 arasında devam eden Karabağ olaylarında, Karabağ savaşında sivil halkın başına gelenlerle hatırladılar. Ne ilk Karabağ savaşında ne de 44 günlük İkinci Karabağ savaşında Azerbaycan tarafı sivillere zarar vermedi. Bilakis son savaşta ermeniler kendi karakterlerine sadık kalarak sivil yerleşim yerlerine bombalar attılar. Eğer onların ellerinde daha farklı imkanlar olsaydı buna eminim ki son 100 senede yaptıklarını yine de yaparlardı.
Dedelerimizin Ağzından Ermeni Zulmü
Dedelerimizin Ağzından Ermeni ZulmüFahri Parin · Şamil Yayıncılık · 201017 okunma
Türk usulü kız isteme.. Maria’nın annesi, “ Nezaketen olacak. Türk delikanlılarının çok saygılı olduklarını duymuştum. Biraz votka içerse açılır. Eğer açılmazsa vermez kızı, ona göre. “ Önceleri çok endişe etmiştim ancak utangaç ve saygılı bir Türk’ü karşımda görünce rahatladım. Birlikte mutlu olsunlar, iyi ve kötü zamanlarında hep yanyana görmek isterim onları. Bu kadehimi iki gencin İzdivacı için kaldırıyorum. Bu kez Hasan ayağa kalktı. “ Bizde âdettir, herne kadar Madam Valeria kızını gözden çıkarmışsa da ben gene de Türk usulü şu deyişi tekrarlamak isterim. Kızınız Maria’yı, Anadolu’nun kaderini değiştirmek için yola çıkan Mustafa’ya isteriz. Askında bu deyiş ‘ Allah’ın emri, Peygamberin kavliyle ‘ olacaktı. Biz işin o yanını atladık. Eğer sizde evet derseniz söz kesmek isteriz.” Madam Valeria bir kadeh daha votka içti. “ Sizde nasıl derler, ‘ verdim gitti’ “
Yahya Kâhya, Maria’nın kapatıldı odaya girer girmez bağırtılar gelmeye başladı. “ Yoldaşlarım öldürdünüz hepiniz katilsiniz! “ “ Sus yoksa seni de öldürürüm.” “ Ne bekliyorsun öldürsene.” “ Daha zamanı var.” “ Size teslim olmayacağım.” “ Ben herkesten istediğimi alırım. Bana kimse kafa tutamaz.” “ Ben tutarım. Ne senden ne de ölümden korkmuyorum.” “ Sana dünyayı dar ederim. Yanındakilerin hepsi denizin dibini boyladı. Benim tepemi attırma, sıkarım boğazını.” “ Sıksana ne duruyorsun.” “ Sana öyle kolay ölüm yok. Kaç gündür anamdan emdiğim sütü burnumdan getirdiniz.” “ Senin hiçbir dediğini yapmayacam.”
Reklam
Çömlekçi’de Yahya kâhya’nın evi “ Sen benim kölemsin..” 29 Ocak 1921 katliamın arkasından buhti’ye elleri ayakları bağlı getirilen Maria Suphi hala kendine gelememişti. Üzerindeki sarı manto kan içindeydi. Saçları darmadağındı. Yüzünde aldığı darbelerin izleri vardı. Ağzı bir eşarpla sıkı sıkıya kapatılmıştı. Çömlekçi‘de Kayıkçılar Kethüdası Yahya Kâhya’nın evine götürüldüğünde baygınlık hali devam ediyordu. Gün yeni ışımaya başlamıştı. Aşağıdan Karadeniz’in kıyıyı döven hırçın dalgalarının sesi duyuluyordu. Evin içinde derin bir sessizlik vardı. Yahya Kâhya’nın içeri girmesiyle bu sessizlik bozuldu. Çömlekçi‘de üç katlı evin hemen girişindeki odaya yerleştirilen Maria kendine gelmeye başlamıştı. Önce ellerini ve ayaklarını bağlayan ipleri çözdüler, arkasından ağzını kapattıkları Eşarbı çıkarttılar.
Değirmendere önlerinde toplanan kışkırtılmış kalabalık… Abluka altındaki bir avuç insanın İlk defa katilleri ile yüzleşmeleri. Trabzon çömlekçi limanı ve kayıkçılar Kethüdası Yahya kâhya’nın elindeki infaz emri.. Ölüm yolculuğuna çıkanların son anları; motordaki boğuşma ve denize atılan “Onbeşler”in son çığlıkları.. Trabzon çömlekçi sahilinde bir eve yapılan kapatılan Maria’nın direnişi.. Nemlizade Ragıp ve Rizeli haydutlarla yaşananlar. Tarihin 100 yıllık sırrı için on yıl boyunca toplanan bilgilerle. Maria’nın başına gelenlerin dehşet verici hikayesi ve bir destana dönen direnişi ilk defa bu kitapla birlikte tarihin karanlık dehlizlerinden gün yüzüne çıkıyor. Onu ve yaşadıklarını artık kimse unutamayacak…
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.