Zaman bir hükümdara, bir sanatçıya benzer. Amaçsız tutkularını vücuda getirerek önce dünyayı peşlerine takarlar. Sonra da bizi anlamsızlığa, boşluğa iterler. Bir taraftan da kendi yarattıkları kanunların kölesi haline gelirler.
Yaşamın belli bir döneminde görüşlerinizin tümüyle değiştiğini, şimdiye kadar gördüğünüz bütün eşyaların, birdenbire size, bilmediğiniz yanlarını çevirdiklerini, bilmem hiç farkettiniz mi?
İçleri kükürtlü sular gibi yakıcı köpüklerle çalkalanırken onlar anlamını yitirmiş boş gözlerle karşılarındaki kadına bakarlar; akıl ve duygu hiç durmadan yer değiştirir, bir an biri galiptir, diğer an öteki.