Nisan yağmurlarının hafif hafif yağdı
Bir ilk bahar gününde başlamıştı yolculuğumuz seninle.
Islak Arnavut kaldırımı taş sokaklarda ayak izlerimizi bırakırken güneş ne zaman yüzünü gösterecek diye konuşuyorduk.
Ben güneşi gördüm artık ihtiyacim yok demiştim.
iki gündür beraberiz yagrmu ve gri buluttan başka bir şey görmedim ben siz nasıl gördünüz demiştin.
Şimdi tam karşımda demiştim o zaman anlamıştın.
Aslında güneş her yerdeydi sadece biz bakmasini bilmiyorduk.
Bakmasini bilene gökyüzü hep mavidir .
Dönüş yolunda
Gri bulutların yavaş yavaş dağılmaya başladığı.
Nisan ayı tüm güzelliklerini bize göstermişti birde Karadeniz'in eşsiz manzarası eşliğinde seninle yürüyorduk.
Manzarası sen olan bir şehirde yaşamak isterdim aslında.
Bazen susuyor bazen uzun uzun cümleler ile hayatı sorguluyorduk.
Yaşanmışlık ve yaşanacak iyiye kötüye dair sohbetlerin arasında,ben farklı dünyalarda oluyordum ve o dünyaların içinde sende olsan diye düşünüyordum.