"Ait olduğun yer burası Shay. Burası evin ve biz her zaman istediğin o aileyiz," dedim. Elimi şortundan çıkardım ve eğilip dudaklarımı omzuna işlenen karahindiba tohumlarına bastırdım. Büyüyüp çiçek açacakları bir yerden başka bir şey isteme- yen tohumlar. "Sen buraya ve bana aitsin."
Sayfa 376Kitabı okudu
“Az kalsın, asfaltdaki bir delikten başını cesurca çıkaran, çiçek açmış bir karahindiba ya basıyordum. Belki bir salyangoz da değildim. Etrafı böyle soğuk ve gri taşlarla çevrili, hayatta kalmaya çalışan bir karahindibaydım.”
Reklam
Dünyalılar tabii ki bu bitkiciklerin yaşam hakkını tanımıyor ve örneğin şöyle şeyler söylüyorlar: aman altı üstü bir karahindiba. Sonra onu ayakları altında eziyorlar. Kulakları da iyi duymadığı için karahindibanın yardım çığlığını duymuyorlar. Karahindibanı bütünün bir parçası olduğunu ve küçük gördükleri her şeye zarar vermeye devam ettikleri müddetce, bütünün de zarar göreceğini bilmiyor veya bilmek istemiyorlar.
Enno’nun dedesine yazdığı mektubundan.
Düşünsene, güzel yeşil gezegenimiz Hayalistan soğuk ve griyi bir beton duvarın altında kalmış, orada burada, küçük umutsuzca duvardaki çatlaklardan sızan ışığı ve sıcaklığı arayan küçük bitkiler, hayatta kalma savaşıyla başlarını betondan dışarı çıkarmaya çalışıyor…
Az kalsın, asfaltdaki bir delikten başını cesurca çıkaran, çiçek açmış bir karahindiba ya basıyordum. Belki bir salyangoz da değildim. Etrafı böyle soğuk ve gri taşlarla çevrili, hayatta kalmaya çalışan bir karahindibaydım.
Ben burada, bir arada yaşamaya yarayan kuralları bilmiyordum. Ve ne kadar çabalarsan çabalayayım, yine de her şeyi yanlış yapıyordum.
Reklam
* * * İçimde bir şeyler kırılmıştı. Kalbimin içinde bir çatlağın oluştuğunu hissettim. Kalbin iki yarısı birbirinden uzağa düşüyordu. Her şey ağır geliyordu. * * *
Sayfa 104 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
…/ama kahvaltı sofrasını hazırlamaya başladığımda, dünyada bazı insanların neden bu kadar çok yiyeceği olduğunu, hatta hâlâ yenebilecek durumda olmasına rağmen neden çoğu yemeği çöpe attıklarını (bu, pörsümüş karnabaharı ve kararmış muzları elime alınca aklıma geldi), Öte yandan başkalarının açlıktan ölmek zorunda kaldığını, adil paylaşımın neden bu kadar zor olduğunu düşündüm.
…açıklamanın işleri düzeltmeyeceğine dair tuhaf bir his vardı içimde.
“Kendimi, polenlerini dört bir yana saçmaya çalışan, ama bir tanesinin bile hedefine ulaşacağından emin olamayan bir karahindiba gibi hissettim.”
Sayfa 81 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ardından karahindiba çiçeğinin tüylerinin sağa sola uçuşması gibi Anadolu'nun içlerine doğru dağılıp memleketlerine kavuşacaklar..
Sayfa 236Kitabı okudu
Çocuklarım dışında kimse diyelim biz ona.
Şu an buharlaşıp yok olsam, kimse yokluğumu fark etmeyecek, eksikliğim dünyaya hiçbir şey kaybettirmeyecekti, biliyordum.
Keşke insan öldüğünde de söylemek istediklerini söyleyebilse. Ya da ne bileyim, en azından her ölünün birkaç cümlesi olsa. Verilen son nefes gibi,
Son Derece Tehlikeli, Ölüme Meydan Okuyan Ölüm Makinesi Karahindiba
Aman Tanrım! Havaya uçan, klas bir UFO'nun içinde ölebilirdik. Ama, bunun yerine bir karahindibağa yem olacağız. Ne kadar aşağılayıcı bir durum!
Sayfa 113 - Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.