Çünkü aşk, arızalı bir ruh halidir. Hastasındır, ötesi yok. Ve tedaviyi kabul etmez, direndikçe direnirsin.
Sevdiğinin yanağındaki gamze, bir anatomik bozukluktur aslında. Ama aşıksan, her gün binlerce defa oraya gömülesin gelir.
Görmeden duramazsın. Düşünmeden duramazsın, özlemeden duramazsın. Hasılı kelam duramazsın işte, içinde bir volkan
Bir Tutam Delilik kitabı yazarın içinden gelenleri samimiyetiyle kaleme aldığı içinde kendimizden satırlar bulabileceğimiz bir eser. Karakalem çizimlerle sayfalarda ki şiirlere görsel bir renk katılmış.
Çok severek okudum ve çok beğendim kitabı. Naçizane herkese tavsiyemdir.
Yayın hayatınızda başarılarınızın devamını dilerim.
Okuduğum yedinci Hakan GÜNDAY kitabı. Malafa kitabını okuyunca da kendisinden sanırım başarı ile mezun olacağım. Evet, başarı diyorum çünkü anlamak başlı başına bir başarıdır ve ben 'Kinyas ve Kayra' ile başladığım bu rahatsız edici diken üstü külliyatı başlar başlamaz anlayanlardanım. Sosyal ve psikolojik sorunların, sorunların demek yetersiz
Bu karakalem portre, https://1000kitap.com/rianna ' ın elinden çıkmış; hünerini, benim yüz hatlarım üzerinde sergilemiş. Gözlerimdeki derin bakışları, sakalımın her bir teline kadar işlemiş. Gölge oyunlarıyla yüzümdeki ışık ve karanlığı öyle bir yakalamış ki, sanki her bir kıvrım kendi hikayesini fısıldıyor.
Soldaki imza da bir dost eli gibi, varlığını nazikçe hissettiriyor. Bu çizimde, kendimi kâğıt üzerinde yeniden keşfederken buluyorum, sanatın sıcak dokunuşu ile.
Tekrardan teşekkürler
https://1000kitap.com/rianna
"Aşk eşikte durur.
Açacak bir kapın varsa, iyidir.
Kapı sahipliği yetmez,
O kapıyı ardına kadar açmazsan girmez.
Nazlıdır aşk.
Geldiğinde gülümsemek, giderken sırtını sıvazlamak gerektir.
Aşk eşikte az bekler.
Sonra arkasını döner.
Bir yığma duvar örülür tam oraya.
Tuğlası sorular, harcı sessizlik, sıvası pişmanlık.
Küskün aşkın tekrar uğrayıp uğramayacağı bilinmez.
Bir gün dönse bile, sarmaşık bağlamış taş bir kapı çıkar karşısına.
Aşk eşikte yaşayamaz.
Ya girer ya gider."
Karakalem III: Muhafızname.
Ben çok severek okudum özellikle 1. Ve 2. Seriyi bitmesin istediğim kitaplardan bir tanesi.
Kitabın konusu ise; Denizli'den, İstanbul'a okumaya gelen genç bir delikanlının, anne ve babasının katlini bulup hesap sormaktı ama olaylar farklı yönlere ilerledi.
Tılsımlı bir gömlek
Halil cibran'ı sevdiğini söyledin. Onun lafıyla başlayayım. "İnsanın hakikati, sana gösterdiğinde değil gösteremediğindedir. Birini tanımak istersen dediklerine değil, demediklerine kulak ver," demiş.