Avazım çıktığı kadar susuyorum.
Bilmiyorum, buluyorum yerli yersiz kanayan bir yarayı.
Üzerinde bahar tazeliğinde ayrılık elbisesiyle,
Tırnaklarını ruhundaki kılcal damarlara geçirip parçalayarak gülen kadın,
Anlatmak için bir şeyleri, burnumun ucundaki dünyayı küçülterek göstermek için belki,
Tozu dumana katıp avcumun içine bırakınca,
O dünya cehennemden bozma bir cennete dönüşür.
Anlamaz'ım...
Haklılığın ve anlatamamış olmam arasındaki ekinoks çizgisi üzerinde bir cehennem adın.