Diyemedim; evimde tutuklandı karanfil Diyemedim; maviye kan damladı içimden Bir hazân yıldızıydı mehtâbımda ellerin Sevgi midir, ısırgan dudaklı dilberlerin Gölgelerin kalbinde titreyen çiçekleri Sevgi midir körlerin bakışlarında yatan Rüzgârı, dalgaları, balıkları aldatan Yoksa gülüşün müdür kâtil aynalar gibi Sevecen bir ölümü öperek yanağından Gittin; çığlıklarını dinledim denizlerin Kaybolan martıları bul bile diyemedim Sana son baharımda kal bile diyemedim
beyaz güller açtı bahçelerde , sevdiğin.. ya o karanfil , baygın kokulu çiçek.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Reklam
Oysaki hayat bir okuldan ibarettır.Eğitim her zaman düşmana karşı hazır bir silah gibidir.Eğitimsiz bir millet ya yok olur , ya da bir başkasına köle...
Karanfil suyu neyler Güzel kokuyu neyler İki baş bir yastıkta O göz uykuyu neyler Karanfil katar oldu Ayrılık beter oldu Şu benim nazlı yarim Burnumda tüter oldu
Sayfa 49 - Muharrem ErtaşKitabı okudu
karanfil kokusuyla kuşatılan yüreğim yaralı bulutların yağmurunda köz olur merdiven kırılınca, tenhâlarda söz olur puslu lâmbalar gibi yakarım düşlerimi çalıntı bir kuşkuyu dağıtır bakışlarım toprak beni çağırır kucağına her akşam her gece bilinmeyen bir âyîne başlarım her sabah yokluğunu düşürürsün peşime avuçlarım seninle doldururken gökleri gittin; bir defa bile bakmadan güneşime ruhumdan bu âteşi al bile diyemedim sana son baharımda kal bile diyemedim Nurullah Genç
'Çok karanlık bir cümlede durmuş gibiyiz...''
Reklam
64 syf.
·
Not rated
·
Read in 29 hours
Şiir yazmaya çalışan biri olarak örnek aldığım ilk şairdir Ahmed Arif.. yazmadan önce tanıdım tabi özellikle bizim dilimizi yani halk arasında kullandığımız dili kullanıyordu. "Sus kimseler duymasın duymasın ölürem ha" dizesinde ki "ha" bile beni benden almıştır.. sonra merak edip okudum benim için en değerli şair oldu.. Ahmed Arif ne yaptığını bilen şairlerdendi. Şiirinin bir ayağı derin acılarda, bir ayağı 'yokluğun öbür adı olan cehennem'dedir. Bir yanda 'demir kapı', 'kör pencere'; öbür yanda yeşil soğan', 'karanfil kokan cıgara', 'dağlarına bahar gelmiş memleket'. İmgelerindeki bu incelikli denge, 'öfke' ile 'yumuşama' arasında gider gelir. Onu duyguların acı sızısıyla yüz yüze getiren bu dengedir. “İçerde" şiirinde 'Haberin var mı taş duvar? diye sorar, ardından 'Demir kapı, kör pencere, / Yastığım, ranzam, zincirim, gelir. Şiirsel sızı, Uğruna ölümlere gidip geldiği mahzun resim'dedir. Seçtiği sözcüklerlere resim çizmez, her sözcüğü bir resimdir Ahmed Arifin.
Yurdum Benim Şahdamarım
Yurdum Benim ŞahdamarımAhmed Arif · Everest Yayınları · 2003550 okunma
Ey sarı gök bulutu, ey ıstırap gülşeni Son bir karanfil gibi Taşıyacağım seni
Karanfil kokuyor cıgaram Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
184 syf.
·
Not rated
·
Liked
“Ben çocukluğumdan beri gece rüyamda şiir okurum, mısra söylerim.”
Şiirde mertliği ve yürekliliği şiar edinen şair, en yürekli kahramanları kendine kardeş ve ağabey bilmekteydi. “Ben şimdi boşuna Spartaküs demiyorum. Spartaküs’ü bir ağabey gibi, benden önceki kuşaktan biri gibi, canım ciğerim gibi seviyorum. Onur duyuyorum onu tanımakla… Onu alıp bugüne getiriyorum.” Oyunculuğundan ziyade yönetmenliğine hayran
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar EskittimAhmed Arif · Metis Yayınları · 201740.1k okunma
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.