140 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Dünyanın dört bir tarafında muhabirlik yaparak kendinden kaçmaya çalışan bir adamın hikayesi bu. Ne kadar kaçabildiği, ne kadar kalabildiği kitabın konusu. Ve karakterle neredeyse paralel çizgide anlatılmış, yazarın kişilik kazandırdığı bir şehrin, Saraybosna’nın savaş altındaki hikayesi, bu kaçışın düğüm noktası. Joaquim tüm hayatı, deliliğin
Miss Sarajevo Veya Kendinden Kaçan Bir Adam
Miss Sarajevo Veya Kendinden Kaçan Bir AdamIngrid Thobois · SaltOkur · 202118 okunma
“Nerede okumuştum, ölüme mahkum edilmiş biri söylüyor, ya da düşünüyordu. Sonsuz bir karanlığın, sonsuz bir denizin ortasında ayakta durabilecek bir kaya parçasının üstünde sonsuza kadar durmaya razıydı, bile bile ölmektense. Yaşamak, sadece yaşamak! Hayat ne olursa olsun, yaşamak… Tanrım, ne kadar doğruydu! İnsan obur bir yaratıkmış!”
Sayfa 175 - Elips yayınları
Reklam
Birazdan ışıklar yanacak sevdiğim. Varsın karanlık olsun. Aynı göğün altındayız ya... Nabızlarımız birlikte vuruyor ya... Güzelliğini, doyumsuzluğunu, ebediliğini biliyorum. Bu karanlığın ortasında karıncaların kıskanacağı bir gayret içindeyim. Biliyorum ki, ışıkların yandığı zaman, bir daha çözülmemek üzere ellerimiz birbirine kenetlenecek ve acunda bizim töremiz işleyecek. Seni boşuna mı seviyorum sanıyorsun?
Bazen kaybolduğumu hissediyorum. İnancım sarsılıyor. Doğruluğundan emin olduğum düşüncelerin hayat karşısında paramparça olduğunu görmek çok yıpratıcı. Karanlığın ortasında buluyorum kendimi. Doğru neydi, yanlış neredeydi, hakikat hangisiydi bilemiyorum. •Ahmet Ümit
İKİ YILDIZ
gecenin en ıssız saatlerinde gözlerimi açar açmaz düşündüğüm ilk şey senin sesin. sesindeki sevecenlik, gülüşündeki sıcaklık, çocuksu heveslerin ve masum düşüncelerin... her geçen gün daha da artıyor duygularım, sanki koca bir çığ olacaklar... altından kalkamayacağım kadar büyük bir çığ... endişe etmem lazım ancak düşünebildiğim tek şey o koca çığ yığının altında ezilmiş haldeyken, yüzüme ufak tefek buseler konduran kar tanelerinin sıcaklığı... seninle gülüyor, seninle üzülüyorum. canın sıkıldığında karanlığın ortasında terk edilmiş mahzun bir çiçek gibi düşüyor omuzlarım ve yine tek bir tebessümünle yeniden yeşeriyor mutluluğun yaprakları, öyle ki meyve verecekler sanki. içimi ısıtıyor sözlerin; soğuk ve karlı bir kış gününde ayakta kalmaya çalışırken uzaklarda tüten bir baca görmüşçesine, kimsesiz sokaklarda usul usul ilerlerken, bir kuşun şarkısını işitmişçesine, sonsuzluğa uzanan bir çölde yorgun adımlar atarken, bir yudum su bulmuşçasına... karanlığın boy gösterdiği bir gecede, gökyüzündeki iki aşık gibiyiz seninle. uzaktan bakıldığında birbirine çok yakın gözüken, fakat gerçekte birbirinden çok uzakta olan iki aşık... elimi uzattığımda hissedebileceğim sanki sıcaklığını fakat asla dokunamayacağım gibi sana.
Ahmet Ümit'in: "Bazen kaybolduğumu hissediyorum. İnancım sarsılıyor. Doğruluğundan emin olduğum düşüncelerin hayat karşısında paramparça olduğunu görmek çok yıpratıcı. Karanlığın ortasında buluyorum kendimi. Doğru neydi, yanlış neredeydi, hakikat hangisiydi bilemiyorum. " dediği yerdeyim.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.