Bağdatlı bir müslüman, Abraham'a şöyle demişti: -Bir gün gelecek, bilim çılgınlaşacak ve savaşan devletler karşılıklı birbirlerinin silahlarını etkisiz hale getirecekler. Daha sonra da yapılacak bir şey kalmayınca yine ilkel zamanlara, yani kılıçla savaşmaya geri dönecek insanlar.
siyonizm deneyleri
... Elektromanyetik silahların beyin kontrolünden başka depremlere, kasırgalara neden olabileceğine, hatta uçakları düşürebileceğine geçen yıllardaki deneyimizde şahit olduk. Başka deneyler de var. Televizyonda ve radyolarda yapılan yayınlarda bilinçaltı yaptığımız görseller ve sesler. Bütün ses dalgaları arasında iğne ucu kadar bir aralık. Bu değerlerin altındaki ve üstündeki sesler insan kulağı tarafından pas geçilse de beyin tarafından algılanıyor. Bu yöntemde hasta, mesajı gönderene karşı koyamıyor çünkü beynin algıladığı sesleri kulakları duymuyor. Bu yöntem gizli telkinlerde çok kullanılıyor. Şuuraltı telkin için en iyi yöntem ise müziğin gerisine psiko-akustik denilen özel metodlarla telkin mesajları kaydedilmesi.
Reklam
Kitabı okumaya devam ettikçe siyonizme lanet üzerine lanet getireceksiz!!!
Bay Rosenberg, anlatmaya devam etti: -Bu gördüğünüz deneği, Filistin'deki mülteci kamplarının birinden getirdik. Aslına bakarsanız buradaki deneklerin çoğunu oradan getirdik. Bu deneklerde öncelikle istenilen hastalığın gelişmesi için ilaç geliştiriliyor ve daha sonra da bu hastalık için ne gibi ilaçlar geliştirilebilir, bunun araştırması yapılıyor. Mesela bu denek için önce MS hastalığı planlandı. Yapılan çalışmalar sonucunda MS hastalarında görülen beynin ön lobunda plakların oluşması sağlandı. Daha sonra MS ilaçları deneyleri yapıldı. Bu şekilde sevgili misafirler, büyük gelişmeler kat edildi. Katılımcılardan birisi: -Efendim, neden bu deneyleri MS hastaları üzerinde denemiyorsunuz? diye sordu. -Çok basit, MS hastaları için biz çok sayıda ilaç üreteceğiz. Peki, bunun için yeterli sayıda MS hastasına ulaşabilecek miyiz? Bu deneylerle bizler öncelikle sağlıklı bireyler üzerinde deneyler yapıp MS hastalığını geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz bu hastalığı ise bazı meyve ve sebzelerin tohumlarının genlerine şifreliyoruz... -Evet anladım. Siz hastalığı yaygınlaştırmak için bu yiyeceklerin genlerini bozuyorsunuz, yani üreteceğiniz ilaçların piyasasını da oluşturuyorsunuz. -Mükemmel! Bu harikulade bir şey! Peki, başka hangi hastalıklar var? -Kanserden tutunda psikiyatrik hastalıklara kadar hepsinde çalışmalarımız var.
Herkesin kendisine bir "seçilmişlik" atfetmesi Abraham'ı şaşkına çeviriyordu. Bugün hiç acımadan sağlıklı insanların nasıl cesede çevrildiğini seyretmişti. Bunların bir sorumlusu ya da cezası olacak mıydı?
Pesah Bayramı (Katliamı demek gerek aslında)
Abraham, ilk defa büyük bir ayine katılmıştı. Etrafına şaşkın ama bir o kadar da ürkmüş ifadelerle bakıyordu. Talmut'tan okunan parçalardan sonra artık ayinin diğer bölümlerine geçilecekti. Tam o sırada iki kişi sedyeyle bir çocuk getirdi. Çocuk çıplak ve yarı baygındı... Çocuğu önce masanın üzerine koydular. Daha sonra da düzeneğin içine yerleştirdiler. Düzeneğin ağzını kapatırlarken çocuk eliyle itiyordu: -Ne olur kapatmayın! Ben kapalı yerlerden korkarım!.. ... Düzeneğin kenarındaki kolu ise ilk çeviren Büyük Rosenberg olmuştu. İğneler ilk battığında çocuk çığlık çığlığa bağırmıştı: -Anneee! Daha sonra çocuğun sesi kesildi Belli ki artık ölmüştü. Büyük Rosenberg, her çevirişte alt taraftaki oluktan kan akıyordu. Bir dakika kadar büyük Rosenberg, çevirdikten sonra sırayı oğluna verdi ve bu şekilde derecelerine göre herkes kolu çevirdi. Bu işlem çocuğun kanı iyice süzülene kadar devam etti. Artık işlem bitmişti ve sıra bu kanı kaseye doldurup içmeye gelmişti. İlk önce Büyük Rosenberg içti ve oğluna verdi. Yine aynı şekilde herkes derecesine göre kaseden kanı içiyordu ve sıra Abraham'a gelmişti.
Pesah Bayramı (Katliamı demek gerek aslında)-2
Bay Rosenberg, Abraham'ın yanına doğru yaklaşarak: -Bugün burada bir skandal istemiyorum Abraham, kendine gel ve lütfen dindar bir Yahudi gibi davran. Seni ayinin başından beri takip ediyorum ve bu durum benim hiç hoşuma gitmiyor, dedi. Bu arada kase Abraham'a uzatılmıştı. O, bir an durakladı ve "Eğer bunu şu anda içmezsem neler olabilir?" diye düşündü. Olacakları aklından bile geçirmek istemiyordu. Babasının gözleri de onun üzerindeydi üstelik. "En iyisi içmek" dedi. Bir yudum almasıyla kusması bir oldu. Bu durum babasının gözünden kaçmadı. Bunun cezası büyüktü. Kase, Abraham'a tekrar uzatıldı. Abraham yine bir yudum aldı ve yine kustu. Bay Rosenberg, sinirlenmişti. Üçüncü kez bir daha uzatıldı ama bu sefer Abraham almak istemedi. O sırada babasıyla göz göze geldiler. Babası:"Ben sana sonra sorarım!" dercesine bakıyordu. Nihayet ayin bitmişti.
Reklam
Pesah Bayramı (Katliamı demek gerek aslında)-3
Ertesi gün çocuğun kanından pandispanya ve çörekler yapıldı. Kahvaltıda herkese ikram edildi. Pesah Bayramı'nda kurbanın kanından tuzsuz pandispanya yapmak çok makbuldü. Kahvaltıda bütün misafirler her şeyin mükemmel olduğundan bahsedip durdu. ... Abraham, yaramazlık yapmış bir çocuk gibi odasına kapatılmıştı... Bir müddet sonra kapıya annesi geldi. Elinde bir tepsiyle içeri girdi. Tepsinin içinde kurbanın kanından yapılan pandispanya ve çöreklerden vardı. Babası başka bir şey yemesini yasaklamıştı. Üç gün boyunca ya aç kalacaktı ya da suyla o çöreklerden yiyecekti. -Abraham, hastalanacaksın oğlum. Haydi şunlardan biraz ye. -Sen koy anne. Lütfen, beni yalnız bırakır mısın?.. Abraham, tepsiye baktı, çörekleri görünce çocuğun bakışları gözünün önüne geliverdi. O anı sanki bir daha yaşadı. Kendi kendine: " Keşke o ayine hiç katılmasaydım. Hiç olmazsa Poul'ün öldüğünü görmezdim" dedi.
... Dünyada yaratılan her şeyin bir sahibi ve de bir sebebi var. İnsanlar doğar, tanışır, görüşür, değişir ve ölür. Hepsinin bir sebebi var. Sebepleri yaratan bir güç var. Hesaplar yapılır. Yüzyıllara yayılır. Zahirde hiç hata yoktur fakat gerçekte hatanın ta kendisi oluverir. Gerçek görünüşte izafidir ama öyle değildir aslı, gerçek tektir.
Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve selamet ol. Bu şu demektir: Ey ateş İbrahim'i yakmaktan uzak ol. Onun karşısında ateşten başka bir şeye dönüş. Yakıcılığını bırak. Dişlerini ve kılıcını at. Hararetini ve öfkeni söndür. Soğuk ol. Yakıcı olma!
"Yaptığın işleri görme. Onlarla böbürlenme; bu hal sana yakışmıyor. Nefsi görmek, yapılan işlere karşılık beklemek iyi olmuyor. En iyisi bunları Hakk'tan görmektir. Bütün işleri O'nun yardımıyla yaptığını anla; ona göre işlerini ayarla. Eğer bir kötülük yapmıyorsan düşün. Bu halin senden mi yoksa Hakk'tan mı? Elbette Hakk'tan. O, seni esirgedi. O, seni sakladı. Buna hamd etmek gerek. Şükretmen lazım. Nerede şükür?
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.