Bu sözler Abraham'ı muhattap alan sözlerdi. Kendisinin izlendiğini hissetti. Etrafına bakındı. Pencereden dışarıya baktı. Görünürde izleyen yok gibiydi. Ama o, kendisinin yalnız olmadığını, bu kitap vesilesiyle sürekli bir eğitim halinde olduğunu düşünüyordu. "Belki de bu kitap beni çok iyi tanıyordur. Aksi takdirde beni, bu kadar nasıl bilebilir ki! Beni annem bile bu denli tanımıyordur!" diyordu. Bunlar ne güzel sözlerdi. Şu birkaç aydır yaşadığı kötü olayların yanı sıra, bu hoş, tatlı anlar Abraham'a yaşadığı bütün olumsuzlukları unutturuyordu. Kitap Sahra ile özdeşleşmişti. Biri birinin tercümanı, biri diğerini bilinmeyeni oluveriyor, Abraham'ın hayatına heyecan katıyordu.
Sayfa 182Kitabı okudu
Bağdatlı bir müslüman, Abraham'a şöyle demişti: -Bir gün gelecek, bilim çılgınlaşacak ve savaşan devletler karşılıklı birbirlerinin silahlarını etkisiz hale getirecekler. Daha sonra da yapılacak bir şey kalmayınca yine ilkel zamanlara, yani kılıçla savaşmaya geri dönecek insanlar.
Reklam
Abraham ile Josef beraber malikaneden ayrıldılar. Josef: _Nereye gidiyorsun? _Camiye. _Nee! Yoksa Müslüman mı oldun? _Evet Josef, kalben Müslüman oldum. Eğer başka yapmam gereken bir şey varsa onu sormak için camiye gidiyorum. Herhalde orada bana yardımcı olacak biri vardır.
Sayfa 299Kitabı okudu
312 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Karanlığın Varisi Abraham
Artık şaşırmıyoruz!!! -İsrail askerleri 10 tane filistinliyi katletti. -Mescidi Aksa’nın kapıları yine Müslümanlara kapandı. -İsrailde ezan okunması yasaklandı. -İsrail askerleri 7 yaşındaki çocuğu sorgulamak için okula baskın yaptı. -Filistin’li yaralıları taşıyan ambulansa İsrail askerleri tarafından ateş açıldı. -israil menşeli genetiği değiştirilmiş tohumlar birçok hastalığa sebep oluyor. İsrail, Siyonizm, emperyalizm, sömürgecilik bunlarla ilgili o kadar çok haber duyuyoruz ki artık bir şaşkınlık, üzüntü, tepki gösteremez hale geldik. “Karanlığın Varisi Abraham” Bu kitap Abraham’ın İbrahim olma yolundaki yaşadıklarını anlatıyor. Siyonizmi biliyoruz, şaşılacak ne kaldı ki her şey ortada gibi düşünceleriniz varsa yanıldığınızı söylemeliyim. Kitap roman olarak ele alınmış olsa da, bütün bu kurgunun bir gerçekliğe dayandığını tahmin etmek zor değil. Kitabı okurken edeceğiniz bedduaların yerine ulaşması dileğimle...Keşke elimizden daha fazlası gelse :( Not: 1- Öğrendiğime göre romanda geçen “tılsımlı kitap” Aldülkadir Geylani’nin kitaplarından alıntılanmış. 2- Serüven bitmemiş ikinci kitap yoldaymış onunda haberini vermiş olayım. Keyifli okumalar…
Karanlığın Varisi Abraham
Karanlığın Varisi AbrahamRabia Kısaalioğlu · Hayat Yayıncılık · 201516 okunma
_Yani sen, 11 Eylül saldırısını Müslümanların yapmadığını mı söylemek istiyorsun? _Evet elbette. 11 Eylül saldırısını yapanlar kendilerini çok iyi biliyorlar ve bu sefer gizleyemediler. Bununla yapmak istedikleri zaten Müslümanların terörist olduğuna inandırmaktı. Büyük ölçüde başardılar ve bunu fırsata çevirerek İslam'a ve Müslümanlara bu şekilde saldırma hakkı elde etmeye çalıştılar. _Dediklerin doğru olabilir. Mantıklı. 11 Eylül'den sonra Amerika, Irak ve Afganistan'a girmişti. _Evet, şimdi söyle bana, bu durumda terörist olan kim?
Sayfa 250Kitabı okudu
"MÜSLÜMAN terörist OLMAZ"
-Beni neden öldürmüyorsunuz? Şu anda sizin hiçbir işinize yaramam. -Hayır hayır, yanılıyorsun! Aslında sen çok işime yarayabilirsin! Yapmamız gereken onca bilimsel çalışma ve kabul etmen gereken bir sürü suç var! Sahra'nın yanına eğilerek: -Aslında bunların hiçbiri umurumda bile değil, sadece oğlumun senin suçlu olduğunu bilmesini istiyorum. İlkler önemlidir, sen onun tanıdığı ilk müslümansın. Onu hayal kırıklığına uğratman gerekli. Eğer sen suçlu olursan, onun gözünde bütün müslümanlar terörist olur! Bunun karşılığında sana torununu veririz aksi halde torunun ölür! -Bir torunum değil bin torunum da olsa bir dünyayı yıkamam. Çünkü ben bir Müslüman'ım! Müslüman terörist olmaz. Bizim dinimizde bir cana kıymak, bir dünyayı yıkmak gibidir. Son sözüm bu, bir daha bana bu teklifle gelmeyin!
Reklam
Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve selamet ol. Bu şu demektir: Ey ateş İbrahim'i yakmaktan uzak ol. Onun karşısında ateşten başka bir şeye dönüş. Yakıcılığını bırak. Dişlerini ve kılıcını at. Hararetini ve öfkeni söndür. Soğuk ol. Yakıcı olma!
Teodor, Abraham'a bu durumu bir şekilde ifade etmeliydi: -İyilik de kötülük de insanın ruhunda gizli. Öldürmeyeceksin, diyor Tevrat. İsrailoğulları bu nidayı duymak istemedi, bu ayeti başka bir yöne çekiverdi: Kendinden olanı öldürmeyeceksin. Başkalarını öldürebilirsin demekti bu. Oysaki gerçek tektir. Tanrı kati bir şekilde öldürmeyi yasaklamıştır Abraham. Unutma sen insanlara nasıl muamele yaparsan ölümün de öyle olur.
"Yaptığın işleri görme. Onlarla böbürlenme; bu hal sana yakışmıyor. Nefsi görmek, yapılan işlere karşılık beklemek iyi olmuyor. En iyisi bunları Hakk'tan görmektir. Bütün işleri O'nun yardımıyla yaptığını anla; ona göre işlerini ayarla. Eğer bir kötülük yapmıyorsan düşün. Bu halin senden mi yoksa Hakk'tan mı? Elbette Hakk'tan. O, seni esirgedi. O, seni sakladı. Buna hamd etmek gerek. Şükretmen lazım. Nerede şükür?
Sahra, Abraham'ın yanına kadar geldiğini biliyordu. Esasında bu olayın böyle neticeleneceğini de. Ne var ki olayın bu şekilde sonlanması kendisini de üzmüştü çünkü bu konuda en çok kendisini suçlu görüyordu. Hz. Yusuf zindan da iken dışarıya çıkacak bir mahküm:"Benden bir isteğin var mı Yusuf?" dediğinde, "Evet senden isteğim şu, krala git ve benim zindanda olduğumu hatırlat ki beni buradan çıkarsın."demişti. Adam dışarı çıkmış ama Hz. Yusuf bu olayın arkasından binlerce kez tövbe etmiş ve günahlarının bağışlanmasını istemişti. Onu hatırlayıp zindandan çıkaracak olan Allah’tı. Bir peygamber bir insandan nasıl medet umardı? Yine Allah'ın takdir ettiği şekilde tam yedi yıl zindanda kalmıştı. _Neden böyle bir şey yaptım? Neden bir insandan yardım bekledim? Tamam, ben bir peygamber değilim ama hepimizin yaratıcısı o. Bize nasıl davranmamız konusunda en güzel örnek peygamberler. Bizi en iyi tanıyan ve bize en büyük yardımı yapacak olan da o. Rabbim bizi hesaba çekme.
Sayfa 237Kitabı okudu
Reklam
Aslı aslına, nesli nesline!
Bu arada Sahra'nın hücresine varmışlardı. Sahra, kanlar içinde elleri arkadan zincirli ve diz çökmüş haldeydi. Bay Rosenberg: -Şu inatçı Türk ile yakından tanışalım. Osmanlı ha! Elinize geçen küçücük bir fırsatta dünyaya meydan okumayı seviyorsunuz. Biraz sanayiniz gelişti, yaşam standartlarınız yükseldi diye hemen eski ihtişamınızın geri geldiğini mi zannediyorsunuz! Buna hiç izin verir miyiz sanıyordun budala!
Abraham, hayretler içerisinde okumasını sürdürürken bir taraftan da kararlar alıyor ve aldığı bu kararlar her geçen satırda daha başka kararlara vesile oluyordu. Okuduklarıyla önce Müslüman olmaya, sonra tıpkı İbrahim gibi hicret etmeye karar vermişti. Fakat nasıl Müslüman olunur, bunu bilmiyordu. Şu anda kimden yardım alabilirdi. Sahra yoktu. Çevresinde başka Müslüman da yoktu. İlk defa sadece içinden gelenleri yapmak istiyordu. Hemen secdeye kapandı. Böyle bir huzuru ilk defa yaşıyordu. İlk defa Sahra ve diğer Müslümanlarla arasında sağlam bir bağ olduğunu ve asıl şu anda Allah'ın onu gördüğünü hissediyordu. Uzun süre secdeden kalkmadı. Şu anda hiçbir şeyin secde ile arasına girmesine izin vermek istemiyordu. Kalbi coştukça coşuyor, içinden hıçkıra hıçkıra ağlamak geliyordu. Hıçkıra hıçkıra ağladı. Kendisini muazzam güvende ve İslam'a ait hissediyordu. Kendi kendine:"Bu mutluluğu hiçbir şeye değişmem. Hayatımda ilk defa, kalbim bu kadar sevinçle dolu."dedi.
Sayfa 291Kitabı okudu
_Dünyada yaratılan her şeyin bir sahibi ve bir de sebebi var. İnsanlar doğar, tanışır, görüşür, değişir ve ölür. Hepsinin bir sebebi var. Sebepleri yaratan bir güç var. Hesaplar yapılır. Yüzyıllara yayılır. Zahride hiç hata yoktur fakat gerçekte hatanın ta kendisi oluverir. Gerçek görünüşte izafidir ama öyle değildir aslı, gerçek tektir.
Kitabı okumaya devam ettikçe siyonizme lanet üzerine lanet getireceksiz!!!
Bay Rosenberg, anlatmaya devam etti: -Bu gördüğünüz deneği, Filistin'deki mülteci kamplarının birinden getirdik. Aslına bakarsanız buradaki deneklerin çoğunu oradan getirdik. Bu deneklerde öncelikle istenilen hastalığın gelişmesi için ilaç geliştiriliyor ve daha sonra da bu hastalık için ne gibi ilaçlar geliştirilebilir, bunun araştırması yapılıyor. Mesela bu denek için önce MS hastalığı planlandı. Yapılan çalışmalar sonucunda MS hastalarında görülen beynin ön lobunda plakların oluşması sağlandı. Daha sonra MS ilaçları deneyleri yapıldı. Bu şekilde sevgili misafirler, büyük gelişmeler kat edildi. Katılımcılardan birisi: -Efendim, neden bu deneyleri MS hastaları üzerinde denemiyorsunuz? diye sordu. -Çok basit, MS hastaları için biz çok sayıda ilaç üreteceğiz. Peki, bunun için yeterli sayıda MS hastasına ulaşabilecek miyiz? Bu deneylerle bizler öncelikle sağlıklı bireyler üzerinde deneyler yapıp MS hastalığını geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz bu hastalığı ise bazı meyve ve sebzelerin tohumlarının genlerine şifreliyoruz... -Evet anladım. Siz hastalığı yaygınlaştırmak için bu yiyeceklerin genlerini bozuyorsunuz, yani üreteceğiniz ilaçların piyasasını da oluşturuyorsunuz. -Mükemmel! Bu harikulade bir şey! Peki, başka hangi hastalıklar var? -Kanserden tutunda psikiyatrik hastalıklara kadar hepsinde çalışmalarımız var.
Elektromanyetik silahların beyin kontrolünden başka depremlere, kasırgalara neden olabileceğine, hatta uçakları düşürebileceğine geçen yıllardaki deneyimizde şahit olduk. Başka deneyler de var. Televizyonda ve radyolarda yapılan yayınlarda bilinçaltı yaptığımız görseller ve sesler. Bütün ses dalgaları arasında iğne ucu kadar bir aralık. Bu değerlerin altındaki ve üstündeki sesler insan kulağı tarafından pas geçilse de beyin tarafından algılanıyor. Bu yöntemde hasta, mesajı gönderene karşı koyamıyor çünkü beyninin algıladığı sesleri kulakları duymuyor. Bu yöntem gizli telkinlerde çok kullanılıyor. Şuualtı telkin için en iyi yöntem ise müziğin gerisine psiko-akustik denilen özel metotlarla telkin mesajları kaydedilmesi.
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.