Tanrım! Gözlerimizin görmemesi ne büyük eksiklik.. Görmek belli belirsiz birer gölge halinde bile olsa görebilmek bir ayna önünde durmak ve koyu zor görülen bir lekeye bakıp bu benim yüzüm diyebilmek.. Öteki ışıklı şeyler bana ait değil.
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
Analiz
Körlük, Portekizli yazar Jose Saramago’nun 1995 yılında yazdığı ve 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen bir romandır. Kitap, adı bilinmeyen bir ülkede başlayan ve bulaşıcı bir şekilde yayılan bir körlük salgınının yarattığı kaosu, insanlığın çöküşünü ve hayatta kalma mücadelesini anlatır. Kitabın ana karakterleri, karantinaya
Evden işe dönen adam kırmızı ışıklarda birden kör olur. Bu körlük birdiğimiz karanlık değil beyaz bir körlüktür. Bu körlüğün tedavisi için yöntem ararken çevresindeki herkesin kör olduğunun farkına varmaz. Beyaz körlük bulaşıcıdır ve hızla yayılmaktadır. Bu körlük karşısında toplumun vereceği tepkiyi konu alıyor kitabımız.
Kitabın konusu sizi o kadar içine çekecek ki acaba diyeceksiniz şuan kör olsam ne yapardım diyerek gözünüzü kapatıp kolidorda yürümeye çalışacaksınız. Ama bu gözünüzü kapattığınızdaki gibi karanlık bir körlük değil tam tersine göz alıcı bir beyazlık içinde kör olacaksınız. Bu körlüğün sebebini bile anlayamacaksınız. Sebebi bilinmeyen ama çok hızlı şekilde tüm topluma bulaşan bu körlük sadece gözünüzü değil hoşgörüyü, adaleti, eşitliği, özgürlüğü, eğitimi, saygıyı, yaşama hakkını, yardımlaşmayı nasıl körleştirdiğini öğreneceksiniz.
İnsanlık körelirken, insanların hayvanlaşıp temel 3 içgüdüyle (yemek yemek, dışkılamak ve üremek) yaşadığını göreceksiniz. Bu yaşama içgüdüsü öyle bir şeyki etrafınızda boka basmadan yürüyemeyeceğiniz bir yerde bile tek derdinizin karnınızın doyması olacak. Haftalarca yıkanmamış olsanız bile Rahatlamak için istediğiniz yere dışkılamak olacak. İşte körlük insanların içindeki hayvanı böyle dışarı çıkarmıştır. İşte tüm bu olayları acaba diyerek okuyorsunuz. Acaba kör olsam bende bunları yapar mıyım? Düşünün bakalım acaba yapar mısınız?
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104.2k okunma
Soluksuz okuduğum bir kitaptı. Dili fazlasıyla akıcıydı. Roman bilinmeyen bir ülkenin bilinmeyen bir mekanında arabasının direksiyonun da trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adamın ansızın kör olmasını anlatıyor. Ancak bu körlük karanlık değil bembeyaz bir boşluk gibi yazar bu hastalığa beyaz felaket adıyla da dile getiriyor. Bulaşıcı olan bu hastalık o kentte yaşayan bir kadına tek bulaşmiyor. Bunun nedeni de bilinmiyor. Yazar bu romanda körlükle, aslında hiçbir zaman fizyolojik körlüğü kastetmemiş toplumsal körlüğe dikkat çekmeye çalışmıştır. Toplumun görmeyen gözlerle cinayetlere tecavüzlere ve daha birçok suça tanık olduğu bu salgın insanoğlunun asıl gerçekliğini biz okuyuculara gösteriyor.
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104.2k okunma
!!Beyaz felaket!!
Görmeyen için her yer zifiri karanlık mıdır? Saramago’ya göre değil çünkü eserimizde insanlar kör olunca her yeri siyah görmüyor aksine süt denizi gibi bembeyaz görüyorlar. Bunun için buna Beyaz Felaket diyorlar.
José Saramago’nun okuduğum ilk kitabı ve kesinlikle son olmayacak.
Öncelikle yazarımız José Saramago, Nobel Edebiyat