Ben geceyi ikiye bölerim hep , insanlar cama balkona çıktıklarında izleyecekleri iki seçenekleri vardır. Ya geceyi yani karanlığı izleyeceklerdir, ya da ayı yani aydınlığı izleyeceklerdir. Gece denen şey ikiye ayrılır. Biri gecedir, evet. Ama diğeri aydır. Biri karanlıktır. Biri aydınlık. Bu yüzden madem aşık olmuşum, ben geceyi ikimize paylaştırmak isterdim. Karanlığı sevmeyen birine aşık olabileceğimi sanmıyorum. Karanlık aydınlıktan çok daha güzel. Sırf o karanlığı sevsin diye aydınlığı almaya razı olurdum. Duvarına bir ay resmi çizerim, sonra aklıma gelen ilk şarkı sözünü yazardım,'' ay benim gece senin'' sonra ışıkları kapatır çıkardım.
Çalışmaya Dair
Size hayatın karanlık olduğu da söylendi ve siz de bezginlik içinde bezginler tarafından söylenenleri tekrarlıyorsunuz. Ben de diyorum ki bir dürtü olmadıkça hayat karanlıktır gerçekten ve bilgi olmadıkça tüm dürtüler kördür. İş olmadıkça tüm bilgiler boşunadır ve aşk olmadıkça tüm işler boştur
Sayfa 14 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Siyah renk diye bir şey yoktur, çünkü siyah renk için göze herhangi bir ışığın gelmesi söz konusu değildir. Gözümüze ışık gelirse aydınlık, gelmezse karanlıktır. Aydınlığın ve renklerin olduğu bir yerde, bir nesnenin ışığı yansıtmaması ya da derin bir kuyuya bakmamız gibi herhangi bir nedenden dolayı, bir bölgeden ışık alamazsak o bölgeye karanlık anlamında siyah demekteyiz.
Sayfa 181Kitabı okudu
Onur Zorlu replikleri
"Ben geceyi ikiye bölerim hep, insanlar cama balkona çıktıklarında izleyecekleri iki seçenek vardır. Ya gece'yi yani karanlığı izleyeceklerdir, ya da ay'ı yani aydınlığı izleyeceklerdir. Gece denen şey ikiye ayrılır. Biri gecedir, evet. Ama diğeri aydır. Biri karanlıktır. Biri aydınlık. Bu yüzden madem aşık olmuşum, ben geceyi ikimize paylaştırmayı isterdim. Karanlığı sevmeyen birine aşık olabileceğimi sanmıyorum. Karanlık aydınlıktan çok daha güzel. Sırf o karanlığı sevsin diye aydınlığı almaya razı olurdum. Duvarına bir ay resmi çizerim, sonra aklıma gelen ilk şarkı sözünü yazardım, 'ay benim, gece senin'Sonra da ışıkları kapatır çıkardım. Çünkü ay ancak karanlıkta görülebilir..." Onur Zorlu Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi, Beyza Alkoç
Çalışmaya Dair
Size hayatın karanlık olduğu da söylendi ve siz de bezginlik içinde bezginler tarafından söylenenleri tekrarlıyorsunuz. Ben de diyorum ki bir dürtü olmadıkça hayat karanlıktır gerçekten ve bilgi olmadıkça tüm dürtüler kördür. İş olmadıkça tüm bilgiler boşunadır ve aşk olmadıkça tüm işler boştur...
Olbers Paradoksu (Alıntı)
20. yüzyıla değin elimizde evren hakkında yeterli veri bulunmadığından, evrenin durağan ve sonsuz olduğuna dair yaygın bir görüş vardı. Ancak bu durağan ve sonsuz evren fikri kendi içinde tuhaf bir paradoks barındırmaktaydı. Neredeyse 500 yıl gibi uzun bir sürede bu paradoks, pek çok astronomun, bilim insanının ve hatta Edgar Allan Poe gibi bir
Reklam
Sinesinde Kur'an olmayan bir insan kabirdeki gibi karanlıktadır
Dedem birgün mektebin önünden geçerken... mektepten sualler sordu programınız nedir dedi derslerin isimlerini saydım Kur'an yok mu diye sordu olmadığını yalnız 4. ve 5. sınıflara Kur'an dersi olduğunu söyledim o sınıflara başörtülü Bir hanımın geldiğini görmüştüm pekala dedi ben çıktım Ben gittikten sonra dedem ağlayarak nineme şöyle demiş Muhsine bu çocuk pınarın başında susuzluktan ölecek ilim evinde cahil kalacak ... yazık yahu ben neslimden hafızı Kuranlığın bu kadar çabuk kesileceğini tahmin etmezdim Çok erken oldu yahu Muhsine sinesinde Kur'an olmayan bir insan kabirdeki gibi karanlıktadır Kur'an nurdur ışıktır feyizdir Kuransız bir okul zulmettir karanlıktır bu karanlık mektep çocuğa ne verecek?
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Romanımız, (Karanlığın Yüreği) 3 Aralık 1857 yılında Ukrayna'da doğan, İngiliz yazar,Joseph Conrad’ın en tanınmış romanlarındandır. Sürgün edilen anne ve babası ile birlikte Rusya'ya giden Conrad dört yıl arayla önce annesini ve ardından babasını kaybeder. Dayısının himayesinde yaşamaya devam eden Conrad’ın gençlik yılları bunalımla geçer. Bu
Karanlığın Yüreği
Karanlığın YüreğiJoseph Conrad · Can Yayınları · 20114,246 okunma
208 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
‘Sen hiç canlı kalkan olarak kullanılan çocuk gördün mü? Bir direğe bağlanmış, sallanan, her yanından yara almış, kan içinde, ama hala yaşayan, can çekişen, o halde gün boyunca oradan oraya sürüklenip duran çocuk gördün mü?!’ . Filistin savaşının ortasına doğmuş, hiçbir yere ait olamayan Nur ve ona yardım etmek isteyen, seven Yasef’in hikayesi diyebilirim belki de. Fakat basit bir hikaye değil. Geçmişten, o güne.. Bakırköy Akıl Hastanesi’ne! Tezi için hastaneye girmeye çalışan Nihan Kaya, Ferda ismiyle paspas yapmaya başlıyor ve sonra hastanede nasıl doktorların hastaya, hastaların doktora dönüştüğünü görüyor. Sonlara doğru gelirken başvuru formunu çöpe atması bu gözleminin ne kadar da doğru olduğunu bir kere daha vurguluyor aslında. ‘Yazarın Notu’ bölümünde tezini teslim ettikten sonra Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin K4 servisine birkaç kez gidip geldiğini söylüyor ve oradaki şartların hala içini acıttığını… Kitap ‘Roman’ ve ‘Gerçek’ bölümlerinden oluşuyor. Biri Yasef’in yaşadığı hayatın sebebi diğeri ise kitabın… İşte ‘Buğu’ bu! Romanın gerçeğe, gerçeğin ise romana dönüştüğü derin bir kitap! . ‘Bakışınız bulanıksa, tüm bedeniniz de karanlıkla dolu olacaktır. Ama içinizdeki ışık zaten karanlığın kendisi ise, o zaman o karanlık ne yüce bir karanlıktır!’ . İyi okumalar.
Buğu
BuğuNihan Kaya · İthaki Yayınları · 2017696 okunma
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.