"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Öncelikle bu inceleme diğer incelemelerime nispeten biraz daha uzun olacak, şimdiden okuyacak olanları uyarmakta fayda görüyorum. Zira kitap dolu doluydu ve birçok şey üzerinde düşünmemi sağladı. Bu yüzden biraz edebiyata dair görüşlerimi de içerisine katarak sohbet havasında bir şeyler yazmak istiyorum. Ancak sohbet ederek ve üzerine konuşularak
Sorgulanmamış Yaşam Yaşanmaya Değmez.
Sokrates
Çoğu insan hayatını sorgulamadan yaşamayı tercih eder. Sorgulamadan yaşamayı da kadere bağlar ve hayatın gerçek yüzünden kaçar. Bu konuyu Sabahattin Ali’nin “İnsanların en
Aydınlığın bu kadar çok şey ifade ettiğini, bu kadar çok anlam içerdiğini düşünmemiştim hiç. Bana sorsanız aydınlık nedir diye, "işte karanlık olmayan aydınlıktır," derdim. Yazar Abdurrahman Seyhan'ın yüreğine sağlık. Öyle güzel anlatımlar ki, hemen orada; o anda ve o mekândaymışsınız gibi hissediyorsunuz ya da o harika lâhzanın içinde olmak istiyorsunuz. Aralara serpiştirilmiş resimler de bu duygularınızı perçinliyor.
Kitabın tamamı alıntı yapılabilecek güzellikte ama o zaman okuyacak olanlara haksızlık olur diye düşündüm, herkes kendi düşlerini kurmalı okurken..
Yazar; kullandığı sade ve doğal anlatım diliyle adeta beni büyüledi, sanki karşılıklı sohbet ediyormuşuz da ben o anki güzelliğe kapılıp gitmişim ve sadece dinlemekle yetiniyormuşum gibi.
Her bölümde çok derin anlamlar içeren dersler ve anafikirler var, anlayana..Odamızdaki kelebeklere duyarsız kalmamak dileğiyle, mutlaka okunması gereken bir kitap diyerek sözlerimi bitiriyorum.
Şikâyet edeceğim tek şey, çok çabuk bitmesi...
Bir inceleme yazdım, çünkü canım inceleme yazmak istiyordu. Yazmaya koyulmak için bunun yeterli bir neden olduğuna inanıyorum. İnsan doğuştan uyduran bir yaratık değil midir zaten?
"İnsan doğuştan uyduran bir yaratıktır." (s. 697)
Umberto Eco sağolsun. Onun canı bir roman yazmak istemeseydi ve yazmasaydı, ben bu incelemeyi biraz zor
Kitabı okumaya başlamadan önce kıtabın isminin "Tek Kanatlı Kuş" olması sebebiyle kitap ile ilgili bir sürü tahminlerde bulundum.
İlk tahminim; şayet benzetme yapmıyorsa gerçekten hikaye yaralı bulunan bir kuşun çevresinde geçen olay örgüsü,
İkinci tahminim; şayet mecazi ise tek kanatlı kuşların hiç bir zaman uçamayacagi için insan
Ateistin kutsal kitabı mı olur kardeş? Kitapsız değil mi bunlar yahu? Dur biraz başa saralım.
"Bütün çocuklar ateisttir, tanrı fikri onlarda yoktur."
// Baron D'Holbach
Kitapta geçen bu alıntı ile başlayalım. Okula başlar başlamaz aynı sene yaz tatilinde, çoğu çocuk gibi camiye Kuran kursuna gönderildim. Küçükken de Allah ismi hep
Daha önceden bu kitap için yazdığım bir inceleme yazısıydı. İncelemeden ziyade kitabın bende bıraktığı izlenimleri dile getirmeye çalıştım. Burada paylaştığım ilk inceleme de bu oluyor ayrıca. Keyifli okumalar.
Günümüz insanı türlü dertlerin, sıkıntıların, belaların pençesinde çırpınmaktadır ve çırpındıkça da kurtulacağı yerde daha da derine
Kendini bilen Rabb'ini bilir.
Nefsini bilen Rabb'ini bilir, hayır hayır, Nefesini bilen Rabb'ini bilir.
Öz'ü bilen töz'e ulaşma gayreti içinde olan Öz'e varır.
Gece vakti ayak ucunda akıl yürütmeler yapalım biraz;
Özlemek nedir? Sözcüğün kökeni öz. Peki insan kimi özler? İnsan evvelden bildiğini özler, salt yakınlık duyduğunu özler. Özlemek,