Kardelen Esetekin

Kardelen Esetekin
@kardelenesetekin
Hayallerini kovalarken, sınırları zorla!
Fotoğrafçı | Editör | Grafik tasarımcı | Dijital pazarlama
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Aydın
Denizli, 12 Eylül 2002
262 okur puanı
Ağustos 2024 tarihinde katıldı
Karanlığa Dokunmadan Işığı Bulamazsın
Bazen gözlerimizi kaçırdığımız her şey, aslında ruhumuzun bir yansımasıdır. En korktuklarımız, en görmezden geldiklerimiz, içimizde yankılanan en karanlık sesler belki de bizden bir parçadır. Kaçmayı seçeriz; çünkü yüzleşmek, aynaya bakmak gibidir. Ve aynalar sadece güzelliğimizi değil, en derin yaralarımızı da gösterir. İnsan, kendinden
Reklam
Yoksulluktan Zenginliğe Kitaplarla Kurulan Köprü
Bu sözlerde, insanın kendini var etme yolculuğu ve adanmışlıkla yükselen bir yaşam serüveni saklı. Çocukluğun yoksulluğuna rağmen, o iki kuruşun bir kuruşunu kitaba yatırmak, bir anlamda geleceğe yapılan en cesur yatırımdı. Kendi açlığından kıstığı her kuruş, bilgisizlikten kurtulmak, hayal gücüne daha geniş yollar açmak, düşünce dünyasını
Kendini Kaybetmemek Yükseklikler ve Alçalışlar
Hayat, insanın en derin arzularıyla şekillenen bir arenadır. Hırs, insan ruhunun en karanlık ve en parlak köşelerinden birinde yankılanan bir ses gibidir. Kimi zaman en yüksek zirvelere ulaştırırken, kimi zaman da en derin uçurumlara sürükler. Hiçbir şey, insan kadar yükselebilir ve alçabilir; bu durum, hırsın ve rekabetin tuhaf bir yansımasıdır.
Kalabalıkta Yalnız Kalmak Benzersizliğin Bedeli
Kimi zaman hayatta öyle anlar olur ki, anlatmakla tüketemezsin içindeki duyguları. Sözcükler yetersiz gelir, ne kadar çabalasan da kendini ifade edemezsin. Bir türlü tam olarak dile dökülemez içindeki derinlik, insanlar senin ne demek istediğini anlamazlar. Hatta bazen çaban boşa gider, çünkü karşındaki kişi seni anlama zahmetine bile girmez.
Hissetmeden Kaybolmak Arzunun Derinliği
İnsanın ne hissettiğini bilmeden, ne istediğini anlaması gerçekten de neredeyse imkânsızdır. Çünkü istekler, duyguların içinden doğar. Bir şeyi istememiz, ona karşı hissettiğimiz bir arzu, bir ihtiyaç ya da boşluk hissiyle bağlantılıdır. Ancak çoğu zaman, kendimizi o kadar çok meşgul ederiz ki, hislerimizi duymak, onlarla yüzleşmek yerine, sadece yüzeydeki düşüncelerimize odaklanırız. Bu yüzden gerçekten ne istediğimizi bilmekte zorlanırız. Ne hissettiğimizi bilmemek, bir anlamda içsel rehberimizi kaybetmek gibidir. Duygularımız, yaşamın içinde yönümüzü bulmamıza yardımcı olur. Bizi harekete geçiren, bir şeye doğru çekilmemizi ya da ondan uzaklaşmamızı sağlayan kuvvet, aslında duygularımızın derinliklerinde gizlidir. Eğer ne hissettiğimizi fark etmezsek, içsel pusulamız da şaşar ve yanlış yollara saparız. Bu durum, bizi hedeflerimize götüren yolda kaybolmamıza neden olabilir. İnsan bazen, kendinden kaçmak ya da duygularını bastırmak ister. Çünkü hissetmek, çoğu zaman zordur. Ancak, gerçek anlamda tatmin sağlayacak isteklerimizi keşfetmek için önce kendi içimize dönmemiz, ne hissettiğimizi anlamamız gerekir. Aksi halde, ne kadar çok şeye sahip olursak olalım, içsel bir boşluk hissi hep var olacaktır. iç dünyamızın derinliklerine inmeden, isteklerimizin peşinden gitmek bizi yalnızca yüzeysel bir tatmine sürükler. Gerçek mutluluk ve tatmin, önce duygularımızı tanımaktan ve onları kabul etmekten geçer.