"İnsan, kendine kurallar koyulan bir hayvan gibi her duruma alışıyor."
"Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve bundan korkar. Ama çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz!"
Reklam
Kurgunun hayattan daha gerçek olduğunu, daha doğrusu gerçeği anlamanın tek yolu olduğunu bilmiyor musunuz?
"İnsanın en kötü yalanı, kendine karşı olanıdır."
"Mutlu olabilmenin tek şartı 'unutmayı' başarabilmekti"
Yani beynim biliyordu da kalbim bilmiyordu. Zaten o zavallı yorgun pompa ne bilebilirdi ki!
Reklam
İnsanın en kötü yalanı, kendine karşı olanıdır.
Reklam
Gördüğünüz gibi her şey bir hikayedir."dedim , "Ve nereye kadar gerçek olduğunu bilmemize imkan yoktur. "
Sayfa 92 - Doğan KitapKitabı okuyor
Müzik, edebiyat gibi duyguları anlatmıyor, bizzat yaşatmak amacını güdüyor.
Hepimiz öleceğimizi biliriz ama öldürüleceğimiz aklımıza gelmez.
İnsanı sadece biyolojik bir varlık olarak göremediğimiz, onun varoluşuna çeşitli yüce anlamlar yüklediğimiz için, gövdeden akan kanın, can denilen şeyi çekip almasını, dolayısıyla o kişinin "ölmüş" olmasını bir türlü kavrayamadığımızı düşünüyorum. Hayvanlar ölümü anlıyor ama insanlar anlayamiyor. Can denen şey, her türlü yaralanmaya, berelenmeye açık haldeki insan bedeninden bir saniyede çıkıp gidiveriyor ve insanlar bunun sonucunda aklını kaçıracak kadar sarsıIryorlar. "Tanrım, daha bir iki saat önce nasıl da canlıydı, nasıl da kahkahalar atıyordu, şimdi nasıl yok olabilir" diye tekrarlayıp duruyorlar. İnsanın algılama gücünü zorlayan bir durum bu. Hayatımıza, varoluşumuza yüklediğımız hiçbir kavramla bağdaşmıyor. Sahiden her şey saçma mı, hayatın hiçbir anlamı yok mu? Bence öyle! Yok, hiçbir şey yok. Insanın biyolojik fonksiyonlarına aşırı bir anlam yükleme çabası içindeyiz. Çünkü hiçlik zor geliyor.
Resim