120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Nedense kitabı ikinci kez okuduğumda anlayabildim. İlk okuduğumda kafam fazla dolu ikincisinde de oldukça sakindi. Böyle bir kitabı okumak demek ki sakin bir kafa gerektiriyormuş. Kayıp Aranıyor Sait Faik'le ilk buluşmam, ilk tanışmam, ilk hissetmem. O kalem de nedir öyle ? Bir adam nasıl böyle cümleler kurabilir ? Bir yazar romanındaki
Kayıp Aranıyor
Kayıp AranıyorSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,6bin okunma
"Tanrım, dedim, çünkü o günlerde Tanrı'sıyla senli benli konuşan inançlı bir gençtim; Tanrım, ne iş? Bu mu istediğin? Bunun için mi getirdin beni dünyaya? Doğmayı ben istemedim, benim parmağım yok bu işte, ama buradayım ve sana önemli sorular yöneltiyorum, nedenlerini bilmek istiyorum, yanıtla, bana bir işaret ver: iyi bir Hristiyan olmanın, on iki yıllık Katolik doktrininin ve dört yıllık Latince'nin karşılığı bu mu?Dönüşüm'ü, Kutsal Üçlü'yü ya da Diriliş'i hiç inkar ettim mi? Kaç Pazar ayini veya dini bayram kaçırdım? Bir elin parmaklarıyla sayabilirsin, Tanrım... Benimle oyun mu oynuyorsun? İpin ucu mu kaçtı? Denetimi mi yitirdin? Güç şeytana mı geçti yine? Dürüst ol benimle, çünkü kafam sürekli karışık... Bir işaret ver bana... Hayat, yaşamaya değer mi? Her şey yoluna girecek mi?"
Reklam
Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip: “Oğlum” der, “Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana
Kafam karışık değil benim.Sadece güzelce karışmış. Robert Frost
İlişkinizde karşınızdaki kişi; "kafam karışık", "şuan hazır değilim", "emin değilim", "aslında seviyor muyum bilmiyorum" gibi cümleler sarf ediyor olabilir. Böyle bir tablo karşısında karmaşa yaşıyor hatta kendinizi sorguluyor olabilirsiniz. Bu durumda sevginin karmaşık bir şey olmadığını, net ve çok güçlü bir duygu olduğunu asla unutmamalısınız. Karşınızdaki kişi sizin bağımlı bir biçimde orada durmanızı istiyor olabilir. Sevgi, kaostan uzak iyileştirici, güvenli bir duygudur. Kendinizi bu sağlıksız zeminden hızlıca uzaklaştırın ve yardım alarak koruma altına alın. Hasan Turgut ERDOĞAN
480 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitap gizem-gerilim türünde ve cinayette olunca ben polisiye tarzına da yakın olur diye düşünmüştüm ancak hiç öyle olmadı. Kitabın türü hakkında kafam biraz karışık açıkçası çünkü gerilim adına kitapta hiçbir şeye rast gelmedim diyebilirim, gizemse? Eh baya gizem dolu bir kitaptı, aslında gizem ve sırlar hiç bitmeden son sayfaya kadar sürdü tek sorun şu ki kitap bol gizemli tarihi-aşk romanı tadındaydı. Bu beni büyük hayal kırıklığına uğrattı, gizem genel olarak entrikalar üzerine kuruluydu ki bu tarzdan hoşlandığımı söyleyemeyeceğim. Dili akıcı ve kolay okunabilen bir kitap, tempo düşmeden yeni şeylerin ortaya çıkması da okumayı kolaylaştırıyor ve sizi sıkmıyor. Kitabın sonu hayret verici değildi ama çokta beklenilebilir bir son değildi, beni şaşırtmadıysa da fena değildi. Daha fazlası için; yorumatolyesi.blogspot.com/2016/02/srlar-u...
Sırlar Uçurumu
Sırlar UçurumuAlein Kentigerna · Panama Yayıncılık · 20191,445 okunma
Reklam
Kafam karışık değil benim.Sadece güzelce karışmış.
İstanbul Üniversitesi'nde öğrenci olduğum sıralar, okul duvarında bir ilan gördüm: "Avrupa'ya talebe yollanacaktır. " Allah Allah, dedim! Ülke yıkık dökük, her yer virane, Lozan yeni imzalanmış, bu durumda Avrupa'ya talebe... Lüks gibi gelen bir şey... Ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına Atatürk, "Berlin Üniversitesi'ne gitsin." diye yazmış. ...Vakit geldi, Sirkeci Garı 'ndayım; ama kafam çok karışık. Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada unuturlar mı? Para yollarlar mı? Tam gitmemeye karar verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta müvezzi ismimi çağırdı. "Mahmut Sadi! Mahmut Sadi! Bir telgrafın var." "Benim" dedim. Telgrafi açtım, aynen şunlar yazıyordu: "Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz." İmza Mustafa Kemal Okuyunca düşündüklerimden olağanüstü utandım. "Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme." dedim. "Düşünün 1923'te o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerde, ne zaman, ne hissettiğini sezebilen, ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi?" Çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm. Önce Istanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü'nü kurdum. Kürsü başkanı oldum. Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım. Ben kim miyim? Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamıyım.. ORDİNARYÜS PROFESÖR Dr. SADİ IRMAK
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.