Hiç kafan karış­masın. Basit ol. Biri hata mı yapıyor? Kendisine karşı hata yapmaktadır. Başına bir şey geldi mi? Güzel. Başına gelen her şey, doğa tarafından çok önceden belirlenmiş ve sana pay edilmiştir zaten. İşin özü yaşam kısadır.
"Bütün gün bilgisayar oyunu mu oynamak istiyorsun?" "İzlesem de olur. Kendim olmayayım yeter. Uyumak olur, bilgisayar oyunu oynamak, bisiklete binmek ya da ders çalışmak. Beynim işe karışmasın. Önemli olan bu."
Reklam
“Tanrı beni bağışlasın, kullar da işime karışmasın.”
Hiç kimseye, hiçbir yere bağlı olmamak, hür olmak, harikulade bir şey olsa gerekti. Kimse sormasın: Nerede kaldın? Kimse emretmesin: Uzat saçlarını! Kimse azarlamasın: Niye geciktin! Kimse karışmasın: Niye onu giydin? Niye kıçını salladın? Kuş olmak, kuş... Kimseciklere hesap vermek zorunda olmamak...
Elinin hamuruyla erkek işine karışmasın filan gibi cinsiyetçi yaklaşımlar, Mustafa Kemal'in ciddiye bile almadığı kavramlardı. Kadının insandan bile sayılmadığı dönemlerdi ama, Mustafa Kemal için kadın veya erkek ayrımı yoktu. Yürek var mı, ona bakıyordu.
Madem kimileri iyi insan olmayı seçiyor, madem bundan haz alıyorlar, onlara hayatta karışmam, kimse de bana karışmasın. Ama bana karışıyorlardı. Üstelik kötülük bireye özgüdür, sizlere, bana ve tek tabancalığımıza özgüdür ve bizleri yaratan bizim Tanrı'dır, hem de gururla ve keyifle yaratmıştır. Ama birey olmayan şeyler kötülüğe katlanamazlar, yani devlet ve yargıçlar ve okullar kötülüğe izin vermezler çünkü bireylere izin veremezler. Hem modern tarihimiz, bu büyük makinelerle savaşan cesur, küçük bireylerin öyküsü değil midir kardeşlerim? Bu konuda ciddiyim kardeşlerim. Ama yaptıklarımı sevdiğim için yapıyorum.
Reklam
Desem: "Hey gönül! Farzın, sünnetin nerede?" Der ki: "Karışmasın aklın; bu sevgiye amel sığmaz"
Sayfa 93 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Ellerimden asın beni bir incir ağacına, uzak tutun onları, karışmasın diye köklere Ve konuşmaya başlarsa bile dilim size suskunluktan söz edecektir yine, korkmayın Kollarımı göğsümde kavuşturup ben tarihim, diye bağırdığım zaman
Ömür boyu hiçbir şey yapmamak niyetindeyim. Ömür boyu, ölene kadar, kimse bana karışmasın, ben sadece nefes alayım. Tek arzum bu.
Güner’i severim. Bizim Ayı Güner’le karışmasın diye, Köpek Güner deriz ona. Turgut takmıştı bu adı. Yüksek matematik notlarını Turgut’a vermemişti Güner. İnsafsızdır şu Turgut. Ben de öyle bilinirim üniversitede. Aşağılık olduğum buradan belli. *Ben ne biçim yaratığım? * *. * *Almanya’da bir iş bulmak: tertemiz caddelerde dolaşmak, birbirini aldatmayan insanların arasında yaşamak. Önce, sıkıntıdan bunaldığımı sanıyordum. Fakat güçsüzlüğüm artıyordu. Hastalandığımı hissediyordum. Eve gidip yatacağımı söyleyerek kalktım. Beni hiç böyle görmemişlerdi. Dinlenmemi tavsiye ettiler. Akşama doğru ateşim yükseldi. Göğsümde bir sıkışma hissediyordum. Uykusuz ve rahatsız bir gece geçirdim
Sayfa 593Kitabı okudu
Reklam
tuttum damarımda açan mezara gömdüm beni bana bir can verdin kanım karışmasın başka kanlara ruhumda bütün gökleriyle kanayan uzaklar sevmek değil miydi elbet tek haklı üzüntüm ölüm payesi verilmiş bir sırrın eczası...
Sultanlığın dirayet ve dürüstlükle sürdürülebileceğine inanıyordu. Büyük annesi Safiye Sultan'ı devlet işlerine karışmasın diye Beyazıt'taki Eski Saray'a göndermesi dirayet içindi.
Küçük Ağa
"Emme sana Hoca demeyelim gayri Hoca Efendi. Kusura kalmazsın değ mi? Sana Ağa deriz. Bana da ağa derler. Karışmasın diye sana gel Küçük Ağa deyelim. O da neden, bak sana deyeyim: Bi Küçük Ağa vardı. Zile'de. Ordu durdurur bir yiğitti. Ben yanında eğlendim bir-bir buçuk yıl. Hani sana da pek benzerdi. Olursa oncalayın olur yakışıklılık. Küçük Ağa deyelim bundan dolayı sana da. Oldu mu? İnşallah Recep'le benim dilim sürçmez de sana Hoca Efendi deyivermeyiz iki- de bir." Recep'i çağırdı. Kararı ona da anlattı, beraber geldikleri adamlara da sıkı sıkı tembih ettiler... Öğleye doğru çete de, köy de Küçük Ağa'yı görüp tanımıştı. Arkalarından "Kırk bir buçuk kere maşallah," diyenler çoktu.
Sayfa 252Kitabı okudu
“Yoksulum, kimsesiz, özellik özelliği, gösterişsizim diye duygusuz, ruhsuz muyum sanıyorsun?” "Tanrı beni bağışlasın, kullar da işe karışmasın."
“Yoksulum, kimsesiz, ufak tefek, gösterişsizim diye duygusuz, ruhsuz muyum sanıyorsunuz?" "Tanrı beni bağışlasın, kullar da işime karışmasın.”
Can yayınlarıKitabı okudu
1.361 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.