Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İktisadî boşluğun krizi yok oluştur.
Karl Marx tarihi ve iktisadi ekolünden olan kimseler, bugün Türkiye'nin geçirmekte olduğu tarihi devreye, burjuvazinin (burçlu-şehirli sınıfı, orta sınıf, sanat ve ticaret erbabı) oluşumu namını vermektedir. Osmanlı tarihinin bir iki asırlık devresinde, Türk orta sınıfı, dünyanın iktisadi gelişmesiyle orantılı ilerleyemediğinden, yok derecesinde önemsiz kalmıştı; bu açıklığı gayrimüslimler, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, yabancılar dolduruyordu. Ve bu, bir toplum için çok tehlikeli bir vaziyetti ki, tehlikeli işlerini son çeyrek asırda hepimiz bariz ve feci bir surette gördük.
İsaMesih yeryüzüne Hazreti Kuran ’dan önce inmiş. Daha önce kurulmuş olan Zen Budizmi’nin ise en derin ilkelere sahip olduğu söyleniyor. Bugünlerde din kitapları okuyorum. Karl Marx, kitap raflarından parmağını sallıyor bana. Kitaplarının arasında uyuşturucu madde kaçıran bir genç yakalandı diyecekler. Sessizce otur ve hiçbir şey yapma, diyor Zen. Hiçbir şey yapmamak kolay; ya sessiz oturmak? Kitabı Mukaddes ’in Türkçesi çok kötü. İngilizcesi’nden karşılaştırarak okuyorum. Biri oturmuş çok kötü bir dille çevirmiş; bir kelimesi bile değiştirilemez ya: ondan sonra bir daha düzeltilmemiş. Çeviren, sanki İsa’nın Türkiye mümessili.
Sayfa 174 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
Reklam
Karl Marx'ın ünlü sözünü (Grundrisse) hatırlarsak: Maymunun anatomisinin anahtarı insanınki ise, Nazi deneyimine de faşizmin belirtilerini ve ânlarını/uğraklarını fark etmemize ve çözümlememize yardımcı olacak anatomi atlası olarak bakabiliriz.
GENÇ ŞAİRLERE ÖĞÜTLER
Bu çalışmanın değişik yerlerinde Joachim du Bellay, Nerval, Charles Baudelaire ve Mayakovski gibi dört önemli şair ve kuramcının genç şairlere öğütleri yer aldı. Onları bir araya toplamakta yarar var. Bunlara, Dağlarca'nın öğütlerini ve gerek şair, gerek şiir araştırmacısı olarak elli yıla yakın bir süre şiir üstüne çalıştığım için, kendi
Sayfa 633
Karl Marx'ın Osmanlı-Rus savaşına ilişkin analizi:
"Talihsiz 1828-1829 savaşından ve Edirne antlaşmasıyla Rusya'nın yararına tazminat saptanmasından dolayı Türk maliyesi o denli zayıf düşmüştü ki, Türkiye zararlı tekel sistemini biraz daha genişletmek zorunda kaldı. Bu siste­me göre, tüm malların satışında, ancak hükümetin onayını alanlara izin veriliyordu. Bu sistem sayesinde bazı tefeciler ülkenin hemen hemen tüm ticaretini ellerinde toplamayı ba­şardılar .
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Geleneksel Osmanlı alt yapısı içinde Atatürk'ün yetişmesi ender bir olay; yetiştikten sonra eyleme geçebilmesi daha da ender bir olay." "Örneğin Karl Marx." "Gerçekten de." "Örneğin Atatürk, "Örneğin?" "Eyleme geçtikten sonra etkili olabilmesi sanırım daha da olasılığı düşük bir olay." "Evet, öyle. Ama, bugün laik Türkiye Cumhuriyeti diye bir gerçek var. Türkiye Cumhuriyeti olgusunu Atatürk'ün bilincini hesaba katmadan açıklayamazsınız.
Sayfa 285 - Remzi Kitabevi
1928 yılında, Rusya' nın, Türkiye 'ye karşı savaş açmasına ve bu savaşı Edirne Anlaşması ile sona erdirerek kuzeyde Anapa'dan güneyde Poti'ye kadar (Çerkezistan hariç) Karadeniz'in bütün doğu kıyısını ve Tuna ağzındaki adaları ele geçirmesine ve Eflak ve Boğdan'ın fiilen Türkiye'den ayrılarak Rus himayesine girmesine kimse ses çıkarmamıştı.
Marx, "Türkiye deki Milliyetler" adlı yazıda şöyle diyor: "Türkleri, Türkiye'nin yönetici sınıfı olarak görmek güçtür, çünkü Türkiye'de çeşitli toplumsal sınıflar arasındaki ilişkiler, çeşitli ırklar arasındaki ilişkilerden daha az karışık değildir. Türk, şartlara ve bulunduğu yere göre; işçi, ekici, küçük çiftçi, esnaf, derebeylik (feodalite) düzeninin en alt ve en barbar döneminde bulunan toprak sahibi, memur ya da askerdir. Türk, imtiyazlı bir dinin ve milletin mensubudur...
Türkiye'de düşünce özgürlüğü hep bir hayal
"Peki, tüm bu değişiklikler sonucunda, gerçek anlamda bir düşünce ve ifade özgürlüğünden söz edilebilecek bir ortam doğmuş mudur? Hiç sanmıyorum. Her türlü düşünce, dil ve inancın toplumda tam anlamıyla bir ifade özgürlüğüne kavuşması için daha alınacak çok yol vardır."
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir Türkiye klasiği: Hoşuna gitmeyen her şeyi yasaklamak
"o günlerden bu yana dilimize çevirilen hemen hemen tüm Komünist Manifesto’lar, çevirmenleri ve yayıncıları yargılanıp mahkûm edilmekle, sol literatürün sayısız kitabı yasaklanıp toplatılmakla kalmamış, çok farklı düşünceleri dile getiren yapıtlar da Türkiye Cumhuriyeti’nin hem sivil hükümetlerinin, hem de askerî darbe yönetimlerinin ağır baskılarıyla karşılaşmıştır."
"Ölümsüz şehirdir istanbul , Şarkın Romasıdır. Eski Rum imparatorlarının saltanat devrinde Batı medaniyeti bu şe­hirde Doğu barbarlığıyla öylesine kaynaşmış ve Türk haki­miyeti altında gene bu şehirde Doğu barbarlığı Batı mede­niyetiyle öylesine kucak kucağa gelmiştir ki, bugün, teok­ratik bir imparatorluğun merkezi olan bu şehir, Avrupa'nın ileri hamlelerine karşı gerçek bir engel teşkil eder olmuş­ tur."
Sayfa 87 - Gerçek YayınlarıKitabı okudu
Asıl kestirilmesi gereken şey Rusya'nın kendi öz ve bağımsız teşebbüsüne uyarak mı hareket ettiği yoksa modern kaderin yani devrimin bilinçsiz ve inatçı bir hizmetkarı mı olduğudur. Bence ikinci şık daha doğrudur.
149 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.