Korkması bile yasak olan çocuklar diye bir şey var değil mi? Halbuki ne çok korktuk birbirimizi kaybetmekten. Ağız tadıyla korkmak ne güzeldi değil mi?
Labirent
Ruhum Sana iltica etmek niyetinde Bedenim mülteci hala yeryüzünde Kopuş ne zaman bilemem Yılkı atları gibi dört bir yana Sürüklenirken asice Bir köşeden diğerine Zamanlar arasında hızlı ve keskin Gidiş gelişler var içimde, derin… Karmaşık labirentlere daldım Düz yoldan aptalca kaçtım, taştım Labirentler… birbiri içinde sarmaşık Nefsim ölümüne asiliğe aşık Labirentler… içimde bir yerlerde, karmakarışık
Reklam
Pusula Kolezyum
Sen bilmiyorsun ama senin kızının kafası karmakarışık. Bulduklarım içimde kapanan devirlerin arasına sıkışık. Sıkışık yerlerde sakladığım küçük kızın boynuna dolandı acılarından filizlenen sarmaşık. Olanlardan sonra senden de bir şey beklemiyorum, zaten şefkat senin üstünde sırıtır. Merak etme, senin kızın her seferinde ipin ucuna atılmaya alışık.
Sayfa 281 - EphesusKitabı okudu
Ruhum Sana iltica etmek niyetinde Bedenim mülteci hala yeryüzünde Kopuş ne zaman bilemem Yılkı atları gibi dört bir yana Sürüklenirken asice Bir köşeden diğerine Zamanlar arasında hızlı ve keskin Gidiş gelişler var içimde, derin… Karmaşık labirentlere daldım Düz yoldan aptalca kaçtım, taştım Labirentler… birbiri içinde sarmaşık Nefsim ölümüne asiliğe aşık Labirentler… içimde bir yerlerde, karmakarışık ebubekir altunok
Fotoğraf Ben çok eski bir fotoğrafta duruyorum. Yüzüm o fotoğrafta bile eski bir fotoğrafa benziyor. Karmakarışık bir mitoloji, sarmaşık bir tempo tam o anda durmuş fotoğrafa; hâlâ duruyor. Bir büyük yangında donakalan bir an: Köprüsü yok bir köprü ayağı, kaderle yerinde duran. Suyu çekilmiş bir çukur çeşme bir vakit sebil, ve bir devrinde gülmüş sonra yıkık eski bir şehir. Beş kadın bir de yeşile yakın bir sepya: Biri yanındakine ömrünü veriyor, Üçüncüde boynunu sola çeken bir keder Öylece duruyor. dördüncü ha var ha yok bir hayal. Beşinciye çok eski bir yağmur vuruyor. Siyah beyaz bir günmüş, fotoğrafın derininde bir gümüş nehir, donan andan dışarı, bir tek o, yürüyor.
Çünkü gözümüzün içi ona söyleyemediklerimizle doluydu ve bu karşılaşmayı istemiyorduk.
Reklam
116 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.