Ben de hepinizden farklı bir solucandım, kim bilir? Şimdi yarısı ezilmiş, yerde yattığı için belli olmuyor. Diğer yarısını yerden kaldırmak için çırpınan Günseli'yi bile acıklı gözlerle seyredemiyor. Gözleri, ezilen yarısında kaldı da ondan. Anlayışı da o yarıda kaldı, bütün ümitleri, yaşama isteği de mühendislik diploması da iyi durum kâğıdı
İslâmda ise ayni malın üzerinde üç katlı bir mülkiyet vardır. Kişinin, cemiyetin, Allah'ın... Her şeyden önce mal Allah'ındır, sonra cemiyetindir, sonra kişinindir. Kişinin arzusunu cemiyet kaideleri, cemiyetin arzularını da ilâhî kaideler sınırlar. Bir malı, kişi gerekiyorsa Tanrı yolunda, cemiyet uğrunda harcamaya mecburdur. Müslüman,
O kadar ıstırap çekmiş, o kadar perişan olmuştu ki aldığı darbeler canını fazla yakmıyordu artık... Neredeyse tamamen sönmüştü. Tuhaf bir hissizlik içindeydi. Son acı duygusu da onu terk etti.
Sayfa 70 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 20. Basım
Bu öykünün başlığı "İğdiş Edilmiş Insanlar Ülkesinde Taşaklı Kalmış Biri" olacaktı. Ama bizde taşak sözcüğü de, yani şu hepimizin bildiği taşak da nedense ayıp sayıldığından, öyküye taşaklı bir başlık koyamazdım.
Anne olmak,geride ardından ağlayan çocuklarını bırakıp nereye gidersen git;ayaklarından başlayıp beynine,kalbine,ruhuna,en derin mahrem yerlerine bile aldığın koca koca darbeler demekti.