I. Annenski, “Öteki” eserinden “Karamazov Kardeşler”e giden süreci şöyle ifade etmektedir: “Genç Dostoyevski sahneye ilk kez Golyadkin olarak çıktı ve can çekişen İvan Karamazov halinde bizden ayrıldı.” Son romanı olan Karamazov Kardeşler eseri, şüphesiz Dostoyevski’nin kendi sözleriyle de ifade edecek olursak sanatının zirve noktasıdır. Bu sözden yola çıkarak da Öteki adlı eseri Dostoyevski’nin zirve yolunda başlangıç eserlerinden birisidir.
Dostoyevski’nin ikinci kitabı olan Öteki, hastalıklı bir ruh haline sahip olan ana karakterin etrafında oluşturulmuştur. Bu eser ilk başlarda psikolojik bir eser olarak görülse de derinlerinde dönemin toplumsal yapısını da içermektedir.
Eserde, bir sabah görev yaptığı devlet dairesine giden Golyadkin, karşı masasında kendisine tıpatıp benzeyen bir memur görür ve bu noktadan sonra hayatı değişir. Görüntüsü gibi adı, soyadı, doğduğu şehir de aynı olan Öteki Golyadkin aslında asıl Golyadkin’in kafasında oluşturduğu bir karakterdir. Toplum yapısının Golyadkin’den beklediği değişimi karşılayamayan kahraman kafasında bu toplum normlarına uyan bir öteki oluşturmuştur.
Bu eserin beni derinden sarstığını söyleyebilirim. Karaktere normal gelen bir psikolojik durumun aslında bir şizofreni kişisine ait davranışlar olduğunu bilmek gerçekten ürkütücü bir durum. Bunun bizlere bu kadar başarılı bir şekilde yansıtılması da gerçekten takdire şayan. Dostoyevski’nin diğer eserleri arasında her ne kadar geride kaldığı söylense de ben asla öyle düşünmüyorum. Mutlaka okumalısınız.