Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Okumanızı tavsiye ederim. Belki duymussunuzdur
Bir gün zengin bir adam hastadır. Ölmek üzeredir. Ama kabre tek başına girmekten korkar. Ve der ki kim ben öldüğüm zaman ilk geceyi benimle geçirirse servetimin yarısını ona verin diye vasiyet eder. Ve adam gittikçe kötüleşir ve ölür. Bu vasiyeti duyan bir hamal vardır. Ancak çok fakiridr. Elinde sadece bir ipi vardır. Ve ben gidip kalırım bir gece böylece fakirlikten kurtulurum diye düşünür. Ve kabire ölen adamla beraber girer. Sonra münker nekir melekleri sorguya gelirler. Bakarlar ki iki kişi. Biri diri. "Ölü zaten bizim biz diriden başlayalım " derler. Sabah olur mezar açılır ve adama servetin yarısı verilecektir. Lakin adam şu şekilde karşı çıkar. "Istemem mal da sizin olsun mülk de. Ben sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim o kadar malın mülkün hesabını nasıl vereyim?" Der.
·
Puan vermedi
Beyoğlu Rapsodisi üç arkadaşın hikayesini anlatmaktadır. Kenan, Nihat ve Selim... Birbirlerinden çok farklı olan bu üç arkadaş aslında diğer bir yandan da birbirlerine çok benziyorlar. Bu arkadaşlar Galatasaray Lisesi'nde okuyorlar ve okulun izci takımında tanışıyorlar. Kenan ve Selim'in maddi durumları oldukça iyidir. Nihat için aynı şeyler
Beyoğlu Rapsodisi
Beyoğlu RapsodisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201627,2bin okunma
Reklam
Müzik beni şimdi daha önce hiç olmadığı kadar duygulandırıyor. Beni kendimden koparıyor, kendime karşı sarhoşluğumdan uyandırıyor... Beni destekliyor ve her seferinde müzikle geçen bir akşamdan sonra kesin anlayışlardan ve düşüncelerden oluşan bir sabah geliyor... Müziksiz bir hayat bir yanılgıdır, bir yorgunluk, bir sürgündür Nietzsche, Karl Jaspers youtube.com/watch?v=S3a-RuC...
‘Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. Güneş onu yakıp kavurur. O da Tanrıya yakarır keşke güneş olsaydım diye. “Ol” der Tanrı. Güneş oluverir. Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü kalmaz. Bulut olmak ister. “Ol” der Tanrı. Bulut olur. Rüzgâr alır götürür bulutu, rüzgârın oyuncağı olur. Rüzgâr olmak ister bu kez. Ona da “Ol” der Tanrı. Rüzgâr her yere egemen olur, fırtına olur, kasırga olur. Her şey karşısında eğilir. Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar. Oradan eser buradan eser, kaya bana mısın demez! Bildiniz ! kaya olmak ister ve Tanrı kaya olmasına da izin verir. Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı Sapasağlam ve Dayanıklı Ve Bir gün sabah sırtında bir acı ile uyanıverir Bir ihtiyar taşçı ustası kayayı yontmaktadır.
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Sayfa 142 - Ötüken
... olabildiğince sakin düşünmenin çaresizce karar vermekten çok daha iyi olduğunu arada bir düşünmeyi de ihmal etmiyordu. Böyle anlarda gözlerini dikkatle penecereye çeviriyordu, ancak ne yazık ki dar sokağın karşı tarafını da kaplayan sabah sisinin görünümü, güven ve neşe uyandırmaktan uzaktı.
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 13. BasımKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.