Önemli karşılaşmalar, bedenler daha birbirini görmeden ruhlar tarafından hazırlanır. Genellikle bu karşılaşmalar, belli bir sınıra ulaştığımızda gerçekleşir, duygusal olarak ölüp tekrar doğmaya ihtiyaç duyduğumuzda. O zaman bir yabancı ortaya çıkıverir ve dünyamız yolundan sapar.
Bazen hayatta öyle karşılaşmalar olur ki, hem de hiç tanımadığımız insanlarla, bir tek sözcük bile konuşmadan, birdenbire, tek bir bakışla ilgilenmeye başlayıveririz.
Reklam
280 syf.
8/10 puan verdi
Tesadüfler hayatınızı değiştirebilir mi?
Bazı karşılaşmalar asla tesadüf değildir. İshak ve Jülide gibi.. Birbirinden farklı iki hayat.. Dertleri, sıkıntıları ortak olmasa da görünen ile en derindekilerin dışavurumu hayatlar.. İshak işinde - gücünde, evli, iki çocuk babası bir adam aslında. Karşıdan bakıldığında da gayet normal bir evlilik yaşayan -tabi bu buzdağının görünen kısmı. Okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaklardır. Jülide ise duygularını resimlerine yansıtan bir ressam Kırgınlıklarıyla, hayata küsgünlüğüyle ve çaresizliğiyle tek başına mücadele eden bir kadın o.. Yollar kesişir, en derinde kalan sırlar ortaya dökülür, kimine göre yanlış, kimine göre de koskoca bir tesadüftür yaşadıkları. Farklı hayatlar yaşayan iki insanın yol hikayesini ve birbirlerinin hayatlarına yapılan küçük dokunuşlarla geçmişlerine uzanan bir yolculuk bu... Bilinmeyene ve bilmedikleri o sırlar dünyasında kendilerini kaybetmeden,
Düşerken
Düşerken
birbirlerine tutunmaya çalışan iki can.. Yine bir
Tarık Tufan
Tarık Tufan
kitabı ve yine iyi ki diyeceğim bir hikaye. Akıcı diliyle, karakterleriyle bir anda hikâyeninin içinde buluyorsunuz kendinizi. Aslında o yolculukta siz de varsınız. Her yaranın kabuk bağlamadığına şahit olup geçmişi geri getiremeseniz de, o yolculuktan sonra eski siz olamayacaksınız. Herkese keyifli okumalar diliyorum —Oysa gidenler her daim geç kalmıştı. Gitmek derdine bir kez düşen için artık kalmak da yaradır.
Düşerken
DüşerkenTarık Tufan · Doğan Kitap · 20226,2bin okunma
134 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Aydınlık için Godot u Herkes Bekliyor!
Samuel Beckett
Samuel Beckett
, İrlandalı yazar, oyun yazarı, eleştirmen ve şair.
James Joyce
James Joyce
un sıkı hayranı ve takipçisidir. O nedenle "son modernistlerden", daha sonraki pek çok yazarı etkilemiş olduğu için de "ilk postmodernistlerden" biri olarak değerlendirilir. 1969 Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir ama ödülü almaya gitmemiştir. Ödülü eşi ile Tunus
Godot'yu Beklerken
Godot'yu BeklerkenSamuel Beckett · Kabalcı Yayınları · 20217,9bin okunma
Bazen hayatta öyle karşılaşmalar olur ki, hem hiç tanımadığımız insanlarla, tek bir sözcük bile konuşmadan, birdenbire, tek bir bakışla ilgilenmeye başlayıveririz.
Sayfa 11
724 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 günde okudu
Tutunamayanlar kitabı ilə həyata tutunun!
29 gün sonra kitabı bitirə bildim... Bitirdim amma kitabın məndə yaratdığı duyğular, yazmaqla, danışmaqla bitib tükənməz. Bu kitab haqqında saatlarla heç yorulmadan, sıxılmadan danışa bilərəm,səhifələrlə yazılar yaza bilərəm. Yenə də bəs edərmi mənim duyğularımı ifadə etməyə, bilmirəm. Tək bildiyim odur ki, mən bu kitabla çox gözəl səyahətə
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,4bin okunma
Reklam
“Bazen hayatta öyle karşılaşmalar olur ki, hem de hiç tanımadığımız insanlarla, bir tek sözcük bile konuşmadan, birdenbire tek bir bakışla ilgilenmeye başlayıveririz.”
Sayfa 11 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bazen hayatta öyle karşılaşmalar olur ki, hem de hiç tanımadığımız insanlarla, bir tek sözcük bile konuşmadan, birdenbire, tek bir bakışla ilgilenmeye başlayıveririz.
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Bazen hayatta hiç tanımadığımız kimselerle öyle karşılaşmalar olur ki, kendileriyle daha bir kelime konuşmadan, âdeta birdenbire, ansızın, ilk bakışta onlarla ilgilenmeye başlarız.
295 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm...
Umut'un suçu ne ? Umudun suçu ne ? Gün Yüzü'nün tesadüf eseri karşıma çıkması ve bendeki hikayesi biraz farklı. Ankara’nın ayazı kadar serttir aşkları. Alın o zaman size bir Ankara romanı. Bir 'günyüzü' göremeden gitti derler ya, işte öyle bir şey… Bu romanın diğer aşk romanlarından farkı çok. Bir aşk romanı gibi görünebilir, asla değil. Öncelikle
Ali Bektaş
Ali Bektaş
ellerini susuz sabunsuz yıkamıyor. Kaleme almaya çekinenlerin elinden kalemi alıp kendi yazıyor. Gündemimizi, üçüncü sayfa haberlerini, şehitlerimizi, unutursak kanımız kurusun dediğimiz ama yine de unuttuklarımızı hatırlatıyor. Çıkarlarla dolu çıkmaza girmiş bir aşkın yanında toplumu da irdeliyor. Geçmişimizden kurtulabildik mi ki geleceğe yürüyoruz? Neyin hevesine kapıldık gidiyoruz? Romanın baş kahramanları Umut ile Yıldız… Umut ve Yıldız bir metafor. İç dünyalarında yaşadıkları şey her ne kadar okuru arada sinirlendirse de en azından dürüst. :) Ankara'yı sokak sokak gezdirirken İstanbul ve Eskişehir'e de uğramayı ihmal etmiyor yazarımız. Ankara'da yaşayanlar daha iyi bilir ki bu şehri kitaplarda okurken baştan yaşamak bambaşka bir duygudur. Gri, memur şehri ama bir o kadar renkli ve aşk şehri. Umut ve Yıldız'ın ilişkisi herkesin iç dünyasını sorgulatacak cinsten. Ve tesadüflerle dolu karşılaşmalar sonucunda bakalım kendinizi nerede bulacaksınız. Bir gün yüzü görelim artık....
Gün Yüzü
Gün YüzüAli Bektaş · Romanoku Yayınları · 2023129 okunma
Reklam
Bazen hayatta öyle karşılaşmalar olur ki, hem de hiç tanımadığınız insanlarla, bir tek sözcük kullanmadan, birdenbire tek bir bakışla ilgilenmeye başlayıveririz.
Bazen hayatta öyle karşılaşmalar olur ki, hem de hiç tanımadığımız insanlarla, bir tek sözcük bile konuşmadan, birdenbire, tek bir bakışla ilgilenmeye başlayıveririz.
" Hayat ne biçim tesadüflerle dolu, ne kadar ilginç karşılaşmalar yaşıyoruz."
Sayfa 307 - Dark İstanbul Yayınları