Sonun bütün izleri öncededir.
Dünler bugünleri aydınlatan fenerlerdir.
Coğrafya kaderdir.
Türkiye Türk ismiyle kurulan ikinci Devlettir. Başlarda nüfus 13 milyondur. Bunun 11 milyonu köylerdedir.
Doğan 2 bebekten biri hastalık yüzünden ölmektedir.
1 Kasım 1922 Saltanat kaldırıldı.
3 Mart 1924 Hilafet kaldırıldı.
1925'te tekke ve zaviyeler
Townshend ve 12.000 askeri Kasım ayında kuzeye ilerledi. Onları Bağdat'ın güneyinde mevzi almış Türk kuvveti karşıladı. Korkunç koşullar altında gerçekleşen muharebenin bilançosu iki taraf için de ağır oldu. Türkler geri çekildi; fakat kendisi de ricat etmek zorunda kalan Townshend Kut'ül-Amare'ye geri döndü. Hasımlarının zayıflığını sezen Türklerin Townshend'i takip ederek Kut'ül-Amare'deki Müttefik kuvvetini çembere almasıyla, beş ay sürecek Kut'ül-Amare Kuşatması başlamış oldu.
Sayfa 136 - Kronik Kitap 1.BaskıKitabı okudu
3 Kasım 1928'de en az laiklik kadar yıkıcı özelliğe sahip olan Harf İnkılabı gerçekleşti. Arap alfabesi yerine Latin alfabesine geçişi öngören bu kanunla yalnızca bir alfabe, zarf değişikliğine gidilmiş olmuyor, halkın Arap dili ve İslâm ile lisan üzerinden süregelen organik bağı da kesilmiş olunuyordu. Zaten niyet ve hedef de buydu. İnkılapların mantığının sadece Arap kültüründen uzaklaşmak ve Türkçülükle sınırlı olmadığı, bilakis evleviyetle İslâm ile bağları kopartma amacına matuf olduğu, Şerif Mardin'in satırlarına şöyle yansımıştır: “1930'lu 1940'lı yıllarda Kemalist ideologların daha fazla yerelleştirme ve Türkçeleştirme yönündeki girişimlerinin amacı, göründüğü kadarıyla, modern Türkiye'nin Arapçayla, daha doğrusu genel anlamda İslâm kültürüyle sıkı bağlarını koparmak ve bir millî benlik yaratmaktı." Falih Rıfkı Atay (ö. 1971) ise bunu daha kısa ve özlü olarak, "Batılılaşmak aynı zamanda Araplaşmadan kurtulmak ve Türkleşmek anlamına geliyordu" diyerek ifade etmiştir. Onun Araplaşma dediği şeyin sünnet-i seniyyeye ittiba olduğu ise bizce izahtan varestedir.
Sayfa 55Kitabı okudu
17 Kasım 1922'de Sultan Vahdeddin hicret edecek, Mustafa Sabri Efendi ise bu hicretin ve Vahdeddin'in hain ilan edilmesinin asıl hainlik olduğunu söyleyecektir. Mustafa Sabri'ye göre, Anadolu'ya Sultan Vahdeddin'in müsaade ve güveni ile, onun verdiği salahiyet ile geçmek ama daha sonra bunun karşılığını onu "hain" ilan ederek ödemek hainlik değilse nedir?
Sayfa 40Kitabı okudu
3 Kasım 1928’de en az laiklik kadar yıkıcı özelliğe sahip olan harf inkılabı gerçekleşti. Arap alfabesi yerine Latin alfabesine geçişi öngören bu kanunla yalnızca bir alfabe, zarf değişikliğine gidilmiş olmuyor, halkın Arap dili ve İslam ile lisan üzerinden süregelen organik bağı da kesilmiş oluyordu. Zaten niyet ve hedefte buydu. 
Sayfa 55Kitabı okudu
17 Kasım 1922’de Sultan vahdettin hicret edecek, Mustafa Sabri Efendi ise bu hicretin ve vahdettinin hain ilan edilmesinin asıl hainlik olduğunu söyleyecektir. Mustafa Sabri’ye göre, Anadolu’ya Sultan Vahdeddin’in müsaade ve güveni ile, onun verdiği salâhiyet ile geçmek ama daha sonra bunun karşılığını onu “hain” ilan ederek ödemek hainlik değilse nedir?
Sayfa 40Kitabı okudu
Sezen Aksu
Omuzlarımda
dünyanın bütün acıları
Islatıyor beni ağır
kasım yağmurları...
*Şarkılarla Yağmur
İslâm'ın en ileri din, en son rahmet olduğunu bilerek, onu küçük tartışmalara, basit telkinlere indirmemek, cahil ellerden kurtarıp "Asrın idrakine söyletmek" şarttır. Sonra emperyalizm kullarının, ona tecavüzü veya onunla eğlenme cüretleri için fırsat hazırlamış oluruz. İslâm'ın millet ve vatanımızı mânen, hatta maddeten yapan büyüklüğünü tamamen kavramak zorundayız. Ondaki cevheri sezen din bilginleri yetiştirmek, bugünkü cihadımızın hedefleri arasındadır.
| Ahmet Kabaklı, Kültür Emperyalizmi, TEDEV Yayınları, 7. Baskı: Kasım 2020, s. 84.
Sayfa 84 - TEDEV Yayınları, 7. Baskı: Kasım 2020Kitabı okudu
ACELE SEÇİM İSTEKLERİ VE SİYÂSİ BİR RÜŞVET
Ankara'da durum çok karışık. Sinirler iyice gergin. Komite ikiye ayrılmış. Bir tarafta milliyetçiler, bir tarafta CHP'liler. Her iki taraf da toplantılara silâhlı olarak geliyorlarmış. Çok kere de tabancalarını masanın üzerine koyarak konuşuyorlarmış. İki taraftan biri, diğerini tasfiye edecek.
