Koşullara uyum sağlamak önemli ama stratejinizi sürekli değiştiriyorsanız aslında bir stratejiniz yoktur. Biz insanlar ne istediğimizi ve bu istediğimize en iyi şekilde nasıl ulaşacağımızı çözmekte zaten çok zorlanıyoruz, o yüzden makinelerin büyük resme bakmasını sağlamakta zorlanmamıza şaşmamak gerek.
Sayfa 90 - PegasusKitabı okudu
Daima soruları anladığımızdan ya da doğru soruları sorduğumuzdan emin olmadan yanıt arıyoruz.
Sayfa 88 - PegasusKitabı okudu
Kazanmak, her şeyin yolunda olduğu ilüzyonunu yaratır.
Bu öngörülebilir gelişim evresinden önce iki evre daha var: mücadele ve atılım. Bu Bill Gates'in aksiyomuna uyuyor: "önümüzdeki iki yılda gerçekleşecek değişimi abartıyor, önümüzdeki on yılda gerçekleşecek değişimi ise küçümsüyoruz.” Doğrusal bir ilerleme bekliyoruz ama elimize geçen sadece yıllarca süren aksamalar ve olgunlaşma oluyor. Derken doğru teknolojiler birleşiyor veya eşik kütlesine erişiliyor ve pat diye, bir süreliğine dikey ilerlemeye geçerek bizi yeniden şaşırtıyor, sonra olgunlaşma evresine ulaşıyor ve düzleşiyor. Zihinlerimiz teknolojik ilerlemeyi düz bir diyagonal çizgi olarak algılıyor ama asımda daha çok s biçiminde.
Sayfa 82 - PegasusKitabı okudu
Genç olmamız ve alışkanlıklarımızın pek kemikleşmiş olmaması bizi yeni şeyler denemeye kesinlikle daha açık yapıyor. Ama sırf yaşça büyük olmak bu açıklığı engelleyen tek faktör değil; bir de başarılı olma faktörü var. Başarılı olduğunuz, mevcut durum lehinize olduğu zaman, alışkanlıklarınızı gönüllü olarak değiştirmek çok zorlaşır.
Sayfa 76 - PegasusKitabı okudu
Bir makine karşısında maç kaybedersem neler olabileceğine dair apokaliptik tahminlere de inanmıyordum. Dijital çağda satrancın geleceği konusunda hep iyimser oldum ve o zamanlar çoğu kişinin yaptığı bayat ve özensiz "arabalar daha hızlı olsa da insanlar hâlâ koşu yarışlarına katılıyor” temellendirmeleri yüzünden de değil. John Henry'yi bir tarafa bırakırsak, otomobiller yürümeyi manasız kılmadı ya da yayaları işsiz bırakmadı.Dünyada Usain Bolt'un saatte otuz millik hızından çok daha hızlı olan, çakal (saatte kırk) ve kanguru (saatte kırk dört) gibi birçok canlı var.Ne olmuş?
Sayfa 62 - PegasusKitabı okudu
Moravec paradoksuna göre bilgisayarlar, insanların hep sorun yaşadığı satranç hesaplamasında çok iyiler. Bilgisayarlar örüntüleri tanıma ve analojik değerlendirmeler yapmakta kötüler, bunlar da insanların güçlü olduğu yerler.
Sayfa 69 - PegasusKitabı okudu
Ne kadar çok insan işi yaparlarsa yapsınlar, kendi makinelerimizle yarışmıyoruz. Yeni zorluklar yaratmak, kapasitemizi genişletmek ve yaşamlarımızı iyileştirmek için kendimizle yarışıyoruz.
Sayfa 61 - PegasusKitabı okudu
Teknoloji yüzünden işlerin kaybedilmesini romantize etmek, antibiyotiklerin çok fazla mezarcıyı işinden ettiğinden şikâyet etmekten yalnızca biraz daha iyi. Uygarlık tarihi zaten iş gücünün insanlardan onların icatlarına geçmesi demek. Yüzyıllar içerisinde artan yaşam standardından ve insan haklarındaki gelişmelerden ayrı tutulamaz. Sıcaklığı kontrol edilen bir odada oturup cebinizdeki bir cihaz yardımıyla insanlığın tüm bilgisine ulaşabilmek ve artık ellerimizle çalışmamamıza hayıflanmak ne büyük bir lüks! İnsanların bütün gün elleriyle çalıştığı bir yığın yer halen mevcut; temiz suya veya modern ilaçlara erişimleri olmadan yaşadıkları yerler de öyle. Resmen teknolojinin yokluğu yüzünden ölüyorlar.
Sayfa 56 - PegasusKitabı okudu
İnsan zihni bir bilgisayar değildir;satranç makinesinin yaptığı gibi, aday hamleleri muntazam bir şekilde listeleyip sonra onlara piyonun yüzde bir değerine kadar puan veremez.En disiplinli zihne sahip insanların bile rekabetin hararetiyle dikkati dağılır. Bu, insan bilişinin hem zayıflığı hem de gücüdür. Bazen bu disiplinsiz dikkat dağınıklıkları analizinizi zayıflatır. Bazense ilham verir, ilk başta aday listenizde yer almayan güzel ya da paradoksal hamlelere yol açar.
Sayfa 44 - PegasusKitabı okudu