Senin evinin saptayıcı amacı, evin kendisi. Ötekilerin ki ise seyirciler.
"Benim için yaptığın bu evi bu kadar çok sevmeme sebep olan şey ne, Howard?" Roark da ona, "Bir evin de bir insan gibi bütünlüğü, dürüstlüğü olabiliyor," diyordu. "Ama o da insandaki kadar seyrek oluyor." "Ne bakıma?" "Eh, bir bak şuna. Her parçasının orada varoluş nedeni, ev ona ihtiyaç duyuyor
Geçmişiniz koridorun sonunda size bakarken, sırtını dönmek ya da onu yok saymak zordur.
Sayfa 16 - Misis Kitap
Reklam
Dünyanın daha küçük olduğunu zanneden Kolomb hesapladığından binlerce mil daha uzakta olan Asya 'ya hiçbir zaman ulaşamayacaktı. Engin okyanus kaderini de belirliyordu. Ama şanslıydı. Yolunun dörtte birini kat etmişti ki, Avrupa ile Asya arasında bilinmeyen, haritalarda yer almayan bir kara parçasına, yani Amerika'ya rastladı. 1492 Ekiminin başlarıydı ve Afrika'nın Atiantik kıyılarındaki Kanarya Adaları 'ndan okyanusa açılmasının üzerinden otuz üç gün geçmişti. Denizin üzerinde yüzen ağaç dalları ve sopalar gördüler. Havada kuş sürüleri de vardı. Bunlar yakınlarda bir kara parçası olduğunu kanıtlıyordu. Nihayet, 1 2 Ekim günü, Rodrigo adındaki bir denizci öğlen güneşinin beyaz kumlar üzerinde parıldadığını gördü ve haykırdı. Bu, Karayİpler denizindeki Bahama adalarından biriydi. Karayı ilk gören kişiye ömür boyunca her yıl on bin altın sikke ödül vaat edilmişti ama Rodrigo bunu hiçbir ı.aman alamadı. Çünkü Kolomb bir gece önce bir ışık gördüğünü iddia etti ve ödülü kendisi aldı.
Sayfa 11 - Aykırı YayınlarıKitabı okudu
Vücut ısısındaki bir derecelik artışın, bazı virüslerin çoğalma hızını 200 kat yavaşlattığı kanıtlandı. National Institutes of Health ( Ulusal Sağlık Enstitüsü) tarafından yayınlanan bir makalede "Çok sayıda araştırmacı, ateş belirtisi olan hastalarda daha iyi sonuç alındığını tespit etti" ifadesi yer alıyor.3􀏴 Seattle Children's
Sayfa 162
Karşınıza çıkacak olanlara dayanacak kadar cesursanız, o zaman her şeyi görürsünüz.
Dert ve Sıkıntılardan Özgürleşmek İçin...
. “Buradaki manzara ormanın derinliklerindeki kadar güzel gerçekten. Kendi kafamızın içindeki o karanlık olmasa, dünyayı karanlık ve çirkin görmeyeceğiz aslında. Hani şu senin söylediğin neşeli şarkı nasıldı Küçük John? Şöyle mi başlıyordu? “Sevgilimin gözleri ah o gözleri, Dudakları da nadiren gülümsediğinde, O gün güzel geçer hem de neşeli, Yağmur çamur fark etmez o günde. Bir de biralar su gibi aktığında Dertlerimiz kalır sadece anılarda.” “Ama,” diye söze başladı rahip ağırbaşlı bir şekilde. “sadece dünyevî şeyleri düşünüp diğerlerini boş vermek olmaz. Dertleri ve sıkıntıları, kadınların parıldayan gözleriyle ve içkiyle değil de düşünerek, perhiz yaparak ve tefekküre dalarak unutabilirsin. Bakın bana hiç de dertli bir adam gibi görünüyor muyum?” Bunun üstüne herkes kahkahayı koyuverdi, çünkü bir gece önce rahibin herkesten iki kat daha fazla içtiğini görmeyen kalmamıştı. .
Sayfa 142 - İş Bankası Kültür Yayınları, 4.Baskı, 2015, Çeviren: Çiçek ErişKitabı okudu
Reklam
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.