Bu kitabı Amerika’da yazarın imza gününde almıştım. Bayan Branning ile biraz Türkiye hakkında da konuşmuştuk. Kendisi tam bir Türkiye hayranı ve Türk insanını da çok seviyor. Kitapta 30 yıl boyunca Türkiye’ye gidip gelmeleri , yaşadığı dönem içerisinde tanık oldukları, gezip gördüğü yerler, Türk yemekleri bir Amerikalı’nın gözünden anlatılıyor. Yer yer ironik yer yer mizahi bir üslup kullanılmış. Kitabı İngilizce orijinalinden okumuştum. “ bir çay daha lütfen” adıyla Türkçeye de çevrildi . İngilizcesi 1k’da yoktu. Eklettim. Kesinlikle tavsiye ediyorum
Yazdıklarım, Türklerin kendilerini anlamalarına katkı sağlamayacak, sadece onlara teşekkürün bir şekli olacaktı. Burada yazılanları okuyan, yıllar boyunca niçin buraya gelmeye devam ettiğimi böylece anlayabilecekti.
Tarihte iki dönemi her zaman diğer dönemlere göre daha çok beğendim. İlki, pek çok alanda aydın kadın yazarlara sahip olunan Aydınlanma Çağı Avrupası, ikincisi ise sanatta zarafet ve inceliğin peşinden gidilen Osmanlı Türkleri Dönemi’dir.
Bu kitabı çok beğendim özellikle de kadınların gücünü anlatma tarzı mükemmel, ne kadar çok acı yaşarsak yaşayalım sonunda hayallerimiz için çabalamamız gerektiğini sevdiğimiz tarafından ihanete uğrasak bile güçlü durup kimseye boyun eğmeyerek kendimizi geliştirmemizi ve kendi ayaklarımızın üzerinde durmamızı öğütlüyor, yazarın eşsiz anlatımı ile birlikte o kadar sürükleyici ki kalınlığı sizi korkutmasın, okurken mutlaka kendinizden bazı kısımlar bulacaksınız, tarihi yansıtma şeklide çok güzel, kendi eklediği karakterleri kitabın sonunda anlatıyor ve eser hakkında sonunda çok güzel bilgiler veriyor okumanızı kesinlikle öneririm, baş ucu kitabı olabilecek değerde bir kitaptır
Ay SultanKatharine Branning · Kaynak Kültür Yayınları · 201421 okunma
"Bu turkuaz mücevheri çok kıskanıyorum." diyerek gülümsedi Alaaddin, "çünkü o senin boynunda yaşayacak! Onun orada olduğunu bildikçe beni sevdiğini ve kalpten bana bağlı olduğunu bileceğim."
Öncelikle kitabın baskısı yok. Yıllar önce Sanat Tarihi dersinden seçmeli der alırken Prof. Dr. Osman Eravşar önermişti. Merak edip sahaftan almıştım. Bir seyahatname tadında ama yıllar önce elçi eşi olarak Türkiyeye gelmiş Lady Montagu'nun anılarına cevap verilmişcesine yazılmış. Kitabın yazarı Amerikalı Sanat Tarihçisi. Türkiye aşığı ki kitabını okuyunca göreceksiniz. Şimdiden iyi okumalar. (instagrama atarım şiir kitabıdır felan diye düşünmeyin.)
Bir Çay Daha LütfenKatharine Branning · Kaynak Kültür Yayınları · 201056 okunma
Türk çayı, patates cipsi gibidir, sürekli içmek istersiniz.Çayın yapılışı, karmaşık aynı zamanda sadedir, tıpkı Türk insanı gibi.Şekere karıştırırken, olabildiğince gürültü çıkartırsınız.Bir bardak çay, Türkiye’yi temsil eder.Siyah ya da yeşil değildir, kırmızıdır.Tıpkı Türk bayrağı gibi. Türk çayı sıcaktır, Anadolu topraklarını ısıtan güneş gibi.Türkiye’de ‘kahvaltı hazır’ demezler, ‘çay demlendi’ derler.Berraktır, tıpkı Türk insanının yüzü gibi.Çay bu ülkenin milli senfonisidir.Türk çayı, arkadaş canlısıdır, yalnız içilmez.
Yazı okunduktan sonra bir bardak çay içilip bu memleketin evladı olunduğu için Allah'a şükredilmesi önemle rica edilir!
Türkler her mevsimin tadını çıkarırlar; laleler yaşama sevinci ve yeni doğuşun sembolleridir. Laleler bu günde her yerde görülmektedir... Ya içilen binlerce bardak çay? Elbette çay da laleyi andıran küçük bardaklarda sunulur.
Her yudum daha büyük getirisi olan bir yatırım jestidir. Yudumlar her şeyi bir otel kaydının kontrol edilme hızından, bir parkta yeşillikten keyif alma yavaşlığına indirir
“Türk çayı, arkadaş canlısıdır. O, hiçbir zaman yalnız içilmez. İlla ki, yanınızda biri olmalıdır. Eğer bir Türk sizinle arkadaş olmak istiyorsa ilk teklif edeceği şeydir çay…
Türk olmak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak anlamına gelir ve bir etnik kimlikten çok bir ulusu temsil eder; vatandaşları Osmanlı İmparatorluğunun, Atatürk'ün düşüncelerinin ve Batı'nın geleneklerinin mirasçısıdırlar.