Anadolu Selçuklu Devletinin hüküm sürdüğü yılları, bir hükümdar(Alaaddin Keykubat) eşinin gözüyle anlatan bir roman.
Tümüyle gerçek tarihi yansıtmasada yani yazarın kendi yorumlarını katmış olmasına rağmen, o dönemin yaşanılan saray yaşantısı ve devlet yönetimi hakkında bize bilgi vermektedir.
Bir sultanın, bir annenin kaygılarının ve sorumluluklarının dile getirildiği eserde aşk, nefret, ihtiras, fedakarlık ve zekanın o dönemin şartlarına göre bir karekterde nasıl canlandırılıdığını sade bir dille ve sürükleyici bir şekilde okuyuculara aktarmaya çalışmış bir eser.
Ay SultanKatharine Branning · Kaynak Kültür Yayınları · 201421 okunma
Yazdıklarım, Türklerin kendilerini anlamalarına katkı sağlamayacak, sadece onlara teşekkürün bir şekli olacaktı. Burada yazılanları okuyan, yıllar boyunca niçin buraya gelmeye devam ettiğimi böylece anlayabilecekti.
Tarihte iki dönemi her zaman diğer dönemlere göre daha çok beğendim. İlki, pek çok alanda aydın kadın yazarlara sahip olunan Aydınlanma Çağı Avrupası, ikincisi ise sanatta zarafet ve inceliğin peşinden gidilen Osmanlı Türkleri Dönemi’dir.
Türk çayı, patates cipsi gibidir, sürekli içmek istersiniz.Çayın yapılışı, karmaşık aynı zamanda sadedir, tıpkı Türk insanı gibi.Şekere karıştırırken, olabildiğince gürültü çıkartırsınız.Bir bardak çay, Türkiye’yi temsil eder.Siyah ya da yeşil değildir, kırmızıdır.Tıpkı Türk bayrağı gibi. Türk çayı sıcaktır, Anadolu topraklarını ısıtan güneş gibi.Türkiye’de ‘kahvaltı hazır’ demezler, ‘çay demlendi’ derler.Berraktır, tıpkı Türk insanının yüzü gibi.Çay bu ülkenin milli senfonisidir.Türk çayı, arkadaş canlısıdır, yalnız içilmez.
Yazı okunduktan sonra bir bardak çay içilip bu memleketin evladı olunduğu için Allah'a şükredilmesi önemle rica edilir!
“Türk çayı, arkadaş canlısıdır. O, hiçbir zaman yalnız içilmez. İlla ki, yanınızda biri olmalıdır. Eğer bir Türk sizinle arkadaş olmak istiyorsa ilk teklif edeceği şeydir çay…