Yoksulların cep telefonu kullanma hakkını yadsımanın, “siz düşüncelerinizi belirtemezsiniz,” “siz buraya ait değilsiniz,” “sizin maalesef dışarıda kalmanız gerekiyor” dışında bir anlamı yok.
Thomas Dichter
"Çok az insan girişimci olmak ister, daha da azı bunu başarabilir. Neden özellikle yoksulların girişimcilik yapmak zorunda olduklarını düşünüyoruz?"
Sayfa 294Kitabı okudu
Reklam
''Korku ve tüketim toplumunun çılgınlıklarına katılma hırsının giydirdiği deli gömleğinden kurtulmak isteyenler, çok yeni bir tutum benimsemek zorunda değil. (...) Korkusuzca hepimizin sonuçta insan olduğunu, bu yıpranmış gezegene muhtaç bulunduğumuzu hatırlamak ve içimizde korku ve hırsa direnen sesi dinleyerek ruhumuzun şefkat, fantezi, sezgi ve duygudaşlık gibi değerlerini yeniden keşfetmek tamamıyla yeterli'' diye yazıyor psikolog Wolfgang Schmidbauer. Sayıca kalabalığız ve yalnızca birbirimize sahibiz. Herkese yetecek kadar zenginlik var. Zenginlerin yoksullara karşı sürdürdüğü savaşın paralı askerleri olmayalım, hep birlikte direnelim.
Sayfa 333Kitabı okudu
Orta sınıfın öfkesi "yukarıdakilere" karşı değil, arzu edildiği gibi en aşağıdakilere karşı yöneliyor. Çünkü ekonomi ve politikanın yanı sıra, seçkinlerin etkisini güçlendirmek ve "performans bazında adalet" masalını ayakta tutmak hedefini gözeten bir diğer güç daha var iş başında: Medya.
Sayfa 172Kitabı okudu
18-24 yaş aralığındaki her beş Britanyalıdan biri işsiz. Prince's Trust tarafından yapılan bir incelemeye göre, bu genç yaşlarda yaşanan işsizliğin depresyon, aşağılık kompleksi, özgüven kaybı gibi duygusal sonuçları oluyor ve bunlar insanları intihar düşüncelerine kadar sürükleyebiliyor. Buna benzer taşkınlıkların meydana gelmesi için, birçok şeyin birikmiş olması gerekiyor. Büyük Britanya'daki tetikleyici neden polisin 29 yaşındaki siyahi aile babası Mark Duggan'ı vurması oldu. Siyahiler Büyük Britanya'da ayrımcılığa maruz kalıyor, özellikle gençler polisin baskısıyla karşılaşmakta. Almanya'da benzer bir durum beklenmiyor. Ancak aşağılanma ve dışlanma, şiddetin biçimleri ve karşı şiddetin oluşmasında büyük bir etkileri söz konusu. İnsanların değerli ve değersiz şeklinde bir ayrıma tabi tutulması früstrasyon ve agresyona yol açıyor ve Nöro-Biyolog Joachim Bauer'in Schmerzgrenze (Acı Sınırı) isimli kitabında gösterdiği gibi acı sınırına dayanıyor. Bu sınırın ötesinde hiçbir empati yok. Dışlanma yalnızca bireyi değil, tüm toplumu tahrip ediyor.
Sayfa 332Kitabı okudu
Reklam
Gizli hiyerarşilerin bulunduğu bir toplumda aidiyet, statü sembolleri üzerinden sergilenir. Bir cep telefonu hala topluma dahil olmanın bir sembolü.
Yoksulların giderek yoksullaştığı ve zenginlerin giderek zenginleştiği herkesçe malum.
Sayfa 32 - Ayrıntı Yayınları
Gözünüzün önüne şu senaryoyu getirin: Eviniz yanıyor. Fakat devletin bir itfaiyesi olmadığı için, yangını kimse söndürmüyor. Ev yanıp kül olduktan sonra dışarıda uyumak zorunda kalınca üşümemeniz için bir satış leydisi size battaniye satıyor. Kabus gibi değil mi? ''Sosyal kapitalizm''e hoş geldiniz!
Sayfa 248Kitabı okudu
Yoksulluk, toplumsal dışlanmanın yanı sıra her zaman politik dışlanmayı da içerir. Yoksulların gösteri yapmak istemediğini söylemek, onları yalnızca vesayet altına almak değil, aynı zamanda dışlamayı da körüklemektir.
69 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.