Ulema ile aydın, halk ile aydın, halk ile din arasındaki boşluklar gittikçe kesinleşmiştir. Din alanından çağdaşlaşma akımına katılanlar ancak ondan kopmakla bunu yapabilmişlerdir. Bunun sonucu olarak ulema ile medrese ocakları daha çok katılaşmış, daha tutucu olmuş, fakir halk çocuklarının bir sığıntı yeri durumuna gelmekle onların üzerinde olumsuz etkiler yapmıştır. Bunun sonucu olarak kendi kendilerini yıkmışlardır.