Edebi yaratıcılık ile şiddetin ve hatta politik terörün bu rahatsız edici yakınlığı
1840’ların Batılaşmacılar denen akımında görülen reddiye tutkusunu solumuş olan ve inançları faydacılık felsefesinden beslenen 1860’ların Rus nihilistlerinin, yani Rus toplumunun kurumlarını kötülük kaynağı olmakla suçlayan adamların groteks bir örneği olarak hayal etmişti Dostoyevski, Raskolnikov’u. Her şeyi reddediyorlardı. İdealizmin yerine, hedonistik bir “rasyonel egoizm” ya da aydınlanmış özçıkar etiği savundular. Bunun, irrasyonel egoizm ya da aydınlanmamış özyıkım diyebileceğimiz en aşırı versiyonu, Raskolnikov’u faydacı bir cinayete sürüklemişti: yazar-entelektüel ve katilin füzyonu.
Reklam
Düşünen kişi sabah kalkar kalkmaz kusmaktan alıkoyamaz kendisini. Gerçeklik öyle kötüdür ki, tarifi imkansızdır. Hiçbir yazar onu gerçekten olduğu haliyle tarif edemedi, korkunç olan da bu.
İnsan ırkıyla teknoloji arasındaki ilişkinin, alkolikle bir fıçı şarap arasındaki ilişkiye denk olduğunu asla akıldan çıkarmayın.
Hayatın bir sanat biçimi olduğunu ve şiddetin onları trajediye ve belirli bir tür güzelliğe yükselttiğini ima eder.
Terörü daha net gördükçe, sanattan daha az etkileniyoruz. DON DELILLO, MAO II
Reklam
58 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.