Bugün dünyaca ünlü halk ozanımız Aşık Veysel'in ölüm yıldönümüdür. Kendisini rahmetle anarken; hayatı ve eserleri hakkında bilgi vermek istedim. Aşık Veysel, dizelerinde sevgiyi kardeşliği, doğayı, ölümü, eşsiz bir üslupla betimlemiştir.
Aşık Veysel 1894 yılında Sivas’ın hiç bilinmeyen, dünyadan kopuk bir köyünde doğmuştur. Bu yıllarda bütün
Farklı bir deneyim sunan bir kitap. Okumadan önce yorumları okumanızda yarar olduğunu düşünüyorum. Hikaye olarak bakıldığında acaba sonu nereye varacak hissi uyandırıyor ama sonu öyle; "Vay be ne hikayeydi" tarzında bir şey değil ne yazık ki. Bitirdiğinizde bitti mi şimdi hissi uyanıyor. Kitap bittikten sonra yorumları okur ve de kitabın sonundaki yazarın kitap hakkındaki mektuplarına bakarsanız hikaye yerli yerine oturuyor. Okurken büyük çerçeveden olaya bakmaktansa olaylara kendinizi kaptırıyorsunuz. Tekrar her şey nasıl normale dönecek acaba hissi ile sonuna varıyorsunuz. Kitap bir metafor üzerine kurulmuş, ben okurken aile olarak düşündüm ama genel açıdan bakıldığında ve detaylı yorumlara baktığımda topluma kadar bakış açısını yükseltenler olmuş. Merak uyandırıcı, sürükleyici kitaplar seven biri olarak kitap için çok iyi diyemem ama kötü bir kitap da değil. En sevdiğiniz kitap olmayacaktır ama farklı bir bakış açısı olarak katkı verecek bir kitap. Yazar mektuplarında sonu daha iyi olabilirdi diye bahsetmiş, katılmamak elde değil.
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,8bin okunma
Kitap, entelektüel tanımı örnek kişiler ve son 200 yıllık olaylar üzerinden anlatıyor. Uzmanlık ile entelektüel kavram farklılıkları üzerinde duruyor. Yazarın pek çok görüşüne katılmamak elde değil. Ancak kafama takılan bir şey var; yazar "ABD muttefiki Türkiye uluslararasi hukuku hiçe sayarak başka ülkelerin topraklarını işgal etmiştir." gibi bir cümle kurmuş. 1994 yılında yazılan bir kitapta böyle söyleyerek neyi kastetmiştim ben anlamadım. Acaba Kıbrıs ' ı mı kastediyor?
EntelektüelEdward Said · Ayrıntı Yayınları · 2011922 okunma
Günümüzde sadece taşıma için kullanılan, samimiyetsizliğin bini bir para olduğu, gençlerin yaşlılara yer vermemek için uyuyor taklidi yaptığı, yaşlıların da kendilerine yer vermeyen bu gençlere fırça çekmek için fırsat kolladığı Egoları, Metrobüsleri, dolmuşları unutalım biraz. Mavi Kuş’un koltuklarına kurulalım, Anadolu’nun, taşranın samimiliğine
Kesinlikle müthiş bir başyapıt, tekrar tekrar okuyacağım nadir kitaplardan. Kitabı gerek anlatım gerek felsefe gerek bilgi birikimi gerek hayata dair çözümlemeler ve daha bir çok yönden mükemmel bulduğumu söyleyebilirim okumadan önce beni bu kadar etkileyeceğini hiç tahmin etmezdim. Öncelikle kitabı okurken hep kendime şu soruları sordum gerçek
Maupassant' ın arnavut kaldırımlı yollarında ettiğim seyahat nihayete erdi. Kütüphaneden aldığımı belirtmiştim bir önceki yazıda. Kendi kütüphanemde bulunmasını istediğim kitaplardan biri olarak yerini aldı zihnimde.
Kitabı tanıtmadan önce Maupassant' ı tanımak gerektiğini düşünüyorum. Gerçekçilik ve doğalcılık sularında yüzen yazar; tam
Herkesin üzerine çok konuştuğu ama sistematik olarak düşünmediği bir konu evrim.Taslaman,İslamiyet özelinde bir teistin evrimci olup olamayacağını anlatıyor.Kitapta gayet güzel tespitlerde bulunuyor ki katılmamak elde değil.Taslaman'ın diğer eserlerinin de ortak özelliği olan din-felsefe çatışması yerine uyumuna dikkat çekmesi galiba yazarı beğenmemin en önemli sebebi
Boğazımız düğüm düğüm "Yaşıyoruz Sessizce"
Yaşıyoruz Sessizce; bir ölümün, bir ağır yasın, bir buruk acının ve bir Ömür'ün, Şükrü Erbaş'ın şahgülü Ömür Hanım'ın kitabı.
Ben hiç evlenmedim. Kimseye hayat arkadaşım demedim. Yılları ve yılların getirdiği acı-tatlı her şeyi birlikte göğüslediğim bir kadını da yitirmedim. Bir kadını
Gayet başarılı ve güzel bir anlatım ile bir göçün, aşkın, ayrılığın, ölümün hikayesini okuyorsunuz. Aslında hayatın ne kadar da savurgan olabileceğini iliklerimize kadar işliyor okurken. Yazara katılmamak elde mi ; dostluk halkların işi ama savaş tamamen devletlerin icadı.
İlk kitap gibi eğlenceli, insanı geçmişe götüren türden bir kitap Liseden Arkadaşlar.
Kitaba o kadar çok güldüm ki bittiği zaman hıçkıra hıçkıra ağlayasım geldi...
Selçuk Aydemir bir aile klasiği olarak yerinde tespitler ve göndermelerle donatmış yine kitabını. Özellikle ülkemizdeki eğitim hakkında yazdıklarına şiddetle katılmamak elde değil.
Lise hayatını özleyenler için ilaç gibi bir kitap. Cep telefonu yokken ne kadar samimi güzel hayatımız varmış onu anladım bu kitapta. Bence Fransa'yı örnek alıp yasaklasak okullarda cep telefonunu o eski samimiyeti tekrar yakalasak çok güzel olur.
Bu kitapta anladım ki benim favori karakterim Mete. Bir insan bu kadar mı saf, bu kadar mı hınzır, bu kadar mı kaypak olur ve bütün bunlara rağmen bu kadar mı güldürüp sempatik gelir insana aklım almıyor.
Selçuk Aydemir sen yaz yaa, hiç durma yazmaya devam et. Kalemine sağlık. Sektörden Arkadaşlar'ı bekliyoruz efem.
Koca Ragıp Paşa'nın şu beytini sanırım çoğunuz duymuşsunuzdur:"Râgıb, müdâhaneyle riyadır zamânede//Dünyâyı sanma cevr ü sitemdir harâb eden." (Ey Ragıp, zamanımızda dünyayı harap eden zulüm değil, dalkavukluk ve riyakârlıktır.)Sadrazam (başbakan) Ragıp Paşa'nın 18. yüzyılda büyük bir tehlike olarak gördüğü devlet yönetimindeki