Ölümü beş şekilde ele almış Emile Zola. Beş ayrı insan, beş ayrı sınıf. Ama aynı olan tek bir şey var; oda ölüm. Ne kesimden olursan ol, fakir de olsan zengin de olsan ölüm geldiği zaman çaresizsin. Yazara göre bir de kimsesizsin. Diğer insanlar için önemli olan hayat devam ediyor, hem de cenaze defnedilir edilmez. Hatta bazen cesedin yanında yenen iştahlı bir yemekle görüyorsunuz o ölüm yalnızlığını. Yaşamı sorgulatan bir eser. Ölümün varlığını hatırlatıyor, nasıl yaşaman gerektiği konusunda bir düşündürüyor. Bir de kendin dışındaki insanları önemsizleştiriyor diyebilirim. Bu konuya katılsam mı katılmasam mı bilemedim. Haklı olduğu çok fazla yer var tabiki. Ama sanırım o kadar kötücül yaklaşmak, düşünmek zoruma gidiyor. Yani belki de kabullenmek istemediğimiz bir gerçekten bahsediyordur Emile Zola. Ayrıca maddi imkanlar ve imkansızlıklarla da ölümü çok güzel ilişkilendirmiş. Kısa ama çok anlamlı bir eser. Bana biraz da Ivan İlyiç'in Ölümü adlı eseri anımsattı. Ben etkilendim ve üzerine düşünmek istediğim bir kitap olarak bitirdim. Tavsiye ederim.