Deyr Yâsîn Katliamı'nın üzerinden 70 yıldan fazla vakit geçti. O zamandan bugüne kadar İslâm dünyasında gerçekleşen sayısız katliam, acı ve trajedide hep aynı mantık devam ediyor: Yaşananları dünyaya haykırmanın, süreci tersine çevireceğine inanılıyor.
İnsanoğlunun tarih boyunca nesneleştirilme süreci, yüzyılımızın ortalarında doruğa ulaşmıştır. İki dünya savaşı, faşizm deneyimleri, toplama kampları, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan Amerikan atom bombaları bize Resnais’in “Hiroşima Sevgilim” filmini anımsatır. Bu filmde bir kadınla bir erkek kişisel, belirgin, özel varlıklar değil, bir işkence ve katliam çağının acılı hayaletleridirler. İnsan doğasının, atalarından gelen faşist yönlerinden kaynaklanan tüm yaşanmış ve yaşanabilecek ıstırapları, devlet ve savaş stratejileriyle özetlenmiştir. Nesnel gerçekliğin, şairi kendi benliğini, varoluş tarihinin tuhaf aynasında kendini tekrar tekrar görmek dışında hiçbir şeyi anımsayamayacak ölçüde unutmaya zorlayacak kadar ağırlığı vardır.
Reklam
Deyr Yâsîn Katliamı’nın üzerinden 70 yıldan fazla vakit geçti. O zamandan bu güne kadar İslâm dünyasında gerçekleşen sayısız katliam, acı ve trajedide hep aynı mantık devam ediyor: Yaşananları dünyaya haykırmanın, süreci tersine çevireceğini inanılıyor. Acıklı betimlemeler ve çarpıcı görseller eşliğinde aktarılan olaylar, çekilen belgesel ve
Sayfa 19 - Aşina KitapKitabı okudu
"Deyr Yasin Katliamı'nın üzerinden 70 yıldan fazla vakit geçti. O zamandan bugüne kadar İslam dünyasında gerçekleşen sayısız katliam, acı ve trajidide hep aynı mantık devam ediyor. Yaşananları dünyaya haykırmanın, süreci tersine çevrieceğine inanılıyor. Acıklı betimlemeler ve çarpıcı görseller eşliğinde aktarılan olaylar, çekilen belgesel ve filmler, atılan ateşli nutuklar... Elimizde epey bir arşiv birikti. Ama şimdiye kadar hiçbir "kamuoyu oluşturma çabası"nın herhangi bir katliamı durdurabildiği veya askeri üstünlüğü karşı taraftan buraya döndürübildiği vaki değil."
Sayfa 20 - Aşina YayıneviKitabı okudu
Deyr Yasîn Katliamı Bağlamında Olanları Duyurmak
Deyr Yâsîn Katliamı'nın üzerinden 70 yıldan fazla vakit geçti. O zamandan bugüne kadar İslâm dünyasında gerçekleşen sayısız katliam, acı ve trajedide hep aynı mantık devam ediyor:Yaşananları dünyaya haykırmanın, süreci tersine çevireceğine inanılıyor. Acıklı betimlemeler ve çarpıcı görseller eşliğinde aktarılan olaylar, çekilen belgesel ve filmler, atılan ateşli nutuklar... Elimizde epey bir arşiv birikti. Ama şimdiye kadar hiçbir "kamuoyu oluşturma çabası"nın herhangi bir katliamı durdurabildiği veya askerî üstünlüğü karşı taraftan buraya döndürebildiği vaki değil. Günümüzde, özellikle sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte, daha büyük bir tehlike de baş gösterdi üstelik:Acının sıradanlaşması ve kalplerimizin taşlaşması. Suriye'den ve diğer mazlum coğrafyalardan yansıyan karelere bakın. Görmediğimiz bir şey kaldı mı? Can çekişen çocuklar, yıkıntılar içinden paramparça çıkarılan bebekler, yavruları kollarında son nefesini veren annelerin feryatları, bombardımanlar... Her şey avucumuzun içinde, parmaklarımızın ucunda. Paylaşıyoruz, Whatsapp gruplarında birbirimize yolluyoruz, üzerine yorumlar yapıp beğeniler topluyoruz. Değişen ne? Hiçbir şey.
Sayfa 19-20Kitabı okudu
_Kitle, ilkel insan topluluğunun yeniden dirilişidir. Kitle psikoloji ilkel insan psikolojisidir. Bilinçsiz davranışlar, düşüncesizce menfaatlerinin peşine takılmak ilkel insan özellikleridir. Kitle yasası: Gerizekalılar, üstün zekalıları kendi seviyelerine çekerler. _Kitle, arsız bir çocuk gibidir. Özgüvenden, özsaygıdan ve sorumluk duygusundan
Reklam
1. Dünya Savaşı sonrası tesis edilen Yugoslavya'yı oluşturan unsurlardan olan Boşnaklar, Soğuk Savaş sonrasında Yugoslavya'nın dağılmasıyla Hırvat ve Slovenleri takiben bağımsızlıklarını ilan ettiler. Eski Yugoslavya'nın belkemiğini oluşturan Sırbistan güç kullanmasına rağmen Hırvatları ve Slovenleri bu kararlarından vazgeçirememişti. Bunun üzerine Boşnaklar üzerinde bir baskı ve katliam süreci başlattı. 1993'te Sırp general Ratko Mladiç'in liderliğinde girişilen Srebrenitsa Katliamı yedi binden fazla sivilin öldürülmesiyle sonuçlandı. Batılı devletlerin geç gelen müdahalesi sonrasında Aralık 1995'te Bosna toprakları Boşnak, Hırvat ve Sırp federasyonu olarak yeniden örgütlendi. Yüz binden fazla insan bu süreçte hayatını kaybederken milyonlarca Boşnak da ya evsiz kaldı ya da mülteci durumuna düştü...
kesin inançlı bir kişi, nazi döneminde genç bir nazi militanının, “biz çok mutluyuz, özgürlükten kurtulduk,” cümlesinde belirttiği gibi, varoluşun anlamsız yüklerinden kurtulmuştur. böylece, birey tek başına “varoluşun dayanılmaz hafifliğinden”, karar almaktan, bireysel olumsuzlukların doğuracağı yetersizlikten kurtulur. bizzat katliam, kıyım eylemlerine başlamadan önce, katliamı hazırlayan bir sembolik yok etme, “ötekini” stigmatize ederek aşağılamak ve yıkma süreci başlatılır.
Sayfa 130 - dipnot
Srebrenitsa'yı Unutma, Unutturma!
I. Dünya Savaşı sonrası tesis edilen Yugoslavya'yı oluşturan unsurlardan olan Boşnaklar Soğuk Savaş sonrasında Yugoslavya'nın dağılmasıyla Hırvat ve Slovenleri takiben bağımsızlıklarını ilan ettiler. Eski Yugoslavya'nın bel kemiğini oluşturan Sırbistan güç kullanmasına rağmen Hırvatları ve Slovenleri bu kararlarından vazgeçirememişti. Bunun üzerine Boşnaklar üzerinde bir baskı ve katliam süreci başladı. 1993'te Sırp General Ratko Mladiç'in liderliğinde girişilen Srebrenitsa Katliamı yedi binden fazla sivilin öldürülmesiyle sonuçlandı. Batılı devletlerin geç gelen müdahalesi sonrasında Aralık 1995'te Bosna toprakları Boşnak, Hırvat ve Sırp Federasyonu olarak yeniden örgütlendi. Yüz binden fazla insan bu süreçte hayatını kaybederken, milyonlarca boşnakta ya evsiz kaldı ya da mülteci durumuna düştü.
Sayfa 410 - Kronik KitapKitabı okudu
İnsanoğlunun tarih boyunca nesneleştirilme süreci yüzyılımızın ortalarında doruğa ulaşmıştır. İki dünya savaşı, faşizm deneyimleri, toplama kampları, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan Amerikan atom bombaları bize Resnais’in “Hiroşima Sevgilim” filmini anımsatır. Bu filmde bir kadınla bir erkek kişisel, belirgin, özel varlıklar değil, bir işkence ve katliam çağının acılı hayaletleridirler. İnsan doğasının, atalarından gelen faşist yönlerinden kaynaklanan tüm yaşanmış ve yaşanabilecekıstırapları, devlet ve savaş stratejileriyle özetlenmiştir. Nesnel gerçekliğin, şairi kendi benliğini, varoluş tarihinin tuhaf aynasında kendini tekrar tekrar görmek dışında hiçbir şeyi anımsayamayacak ölçüde unutmaya zorlayacak kadar ağırlığı vardır.
Reklam
İslam dünyasında gerçekleşen sayısız katliam, acı ve trajedide hep aynı mantık devam ediyor: Yaşananları dünyaya haykırmanın, süreci tersine çevireceğine inanılıyor.
Türk olmakla olmamak arasındaki hayati farkı Türklük Sözleşmesi kavramıyla incelemeyi öneriyorum. Bu kavram, devlet ile toplum arasındaki ve toplumun kendi içindeki, yazılı belgeleri de içeren ama çoğunlukla örtük olan, bazı temel anlaşma ve kurallara işaret ediyor. İkinci ve Üçüncü Bölüm'de ayrıntılı olarak ele alacağım süreci özetlemek
Sayfa 14 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Resim