158 syf.
·
Puan vermedi
Mine G.Kırıkkanat'ın gülün öteki adı kitabında kathar şövalyeleri hakkında yüzeysel de olsa bilgiler edinmiştim.Bu kitap katharlar hakkında daha ayrıntılı bilgiler içeriyor.Hristiyanlığın heretik ve sapkın bir inanç olarak gördüğü bogomiller,katharlar ile yaptığı savaşlar anlatılmş.Ayrıca kathar öğretileri ve yaşam tarzıda belirtilmiş.Yalnız kitapta çok fazla isim ve yer adı mevcut bu da sürükleyiciliği olumsuz etkiliyor.Bir yandan katolik kilisesi diğer yandan ezilen katharlar (Aleviler) ve engizisyonun acımasız işkenceleri,yakıp yıkmaları,alevilere yapılan iftiralar.En çok yapılan iftira ise:şeytana tapma ve cinsel sapkınlık.(müslüman ülkelerde ise mum söndü diyorlar.)Araştırmacı yazar katharların nasıl ortaya çıktıklarını bilemiyor.bu büyük bir handikap.Kitapta yazar Erdoğan Çınar'ın Katharlar'ın alevi olduklarını ve Anadolu'dan Avrupa'ya göç ettiklerini belirtiyor.
Ortaçağ'da Avrupa'da Alevi Hareketi - Katharlar
Ortaçağ'da Avrupa'da Alevi Hareketi - KatharlarSean Martin · Kalkedon Yayınları · 200930 okunma
495 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Oldukça güzel bir polisiye roman. Robert Langdon, Paris'te kaldığı bir akşam uykusundan uyandırılır. Polis şefi Bezu Fache tarafından çağrılmıştır. Louvre müze müdürü Jacques Sauniere öldürülmüştür ve Langdon'un bilgilerine ihtiyaç vardır. Robert'ın bilmediği ise bu cinayetin baş şüphelisi olduğudur. Jacques'ın torunu ve şifre çözücü olan Sophie Neveu yardım eder ve polisten kaçarlar. Jacques, Sion tarikatının son büyük üstadıdır ve Kutsal Kase'nin sırrının koruyucusudur. Ancak Opus Dei denen Katolik Kilisesi ve Öğretmen lakaplı biri bu sırrın peşindedir. Robert ve Sophie, kaçarken Robert'ın eski bir dostu olan Sir Leigh Teabing'den yardım alırlar. Fransa'dan İngiltere'ye kaçarlar ancak Öğretmen beklenmedik bir isimdir ve peşlerini bırakmaz. Silas adında bir albino ile beraber kovalarlar bu sırrı çözmeye çalışanları. Ancak Kutsal Kase'nin anlamı başkadır ve iki anlamda da hiç beklenmedik bir yerdedir. Soluksuz okunan bir roman. Mutlaka okunması gerekenlerden.
Da Vinci Şifresi
Da Vinci ŞifresiDan Brown · Altın Kitaplar · 200346,2bin okunma
Reklam
Tüm bilim dalları, dinbilime değil, felsefeye bağlanıyordu artık. O güne dek nasıl düşüneceklerini, nasıl davranacaklarını Katolik Kilisesi'nden ezbere öğrenen insanlar, gözetim altında yaşamaktan kurtulunca, bilgiye ne denli susamış olduklarını anladılar. Kendi iç dünyalarını da, dış dünyayı da sonsuz bir merakla incelediler.
Ulusal dillere verilen önemle birlikte, Avrupa'da ulus kavramı da gelişti. Ortaçağ insanları, kendilerini İngiliz ya da Fransız olarak değil, Hristiyan olarak görürlerdi ancak. Doğup büyüdükleri ülkelerden fazla Hristiyanlığa bağlıydılar. O kadar ki, sırasında Batı Avrupa'nın tüm Hristiyanları, Müslümanlara karşı savaşıyorlardı. Haçlı Seferleri'nde görüldüğü gibi. Gel gelelim Rönesans'ın başlamasıyla, dinsel duygular yoğunluğunu yitirdi; Avrupa ülkeleriyle Katolik Kilisesi arasındaki bağlar gevşemeye yüz tuttu ve ulusal duyguların gelişmesi, Reformasyon akımına hız verdi. Çünkü artık kendilerini yalnız Hristiyan olarak değil, İngiliz Hristiyanı ya da Alman Hristiyan olarak görenler, Katolik Kilisesi'nin egemenliği altında yaşamaktan hoşlanmıyorlar. Papa'nın, yani bir İtalyan papazının, İngilizler'in ya da Almanlar'ın ulusal sorunlarına karışmasını istemiyorlardı.
250 syf.
10/10 puan verdi
Fazlasıyla Spoiler İçerir!! Felsefe öğrencisi olarak, Mina Urgan incelemesini okumadan, değerlendirdiğimde evet, Platon sonrası devlet ve düzen konusunda yazılan nadir iyi eserlerden birisi. Yine Platon gibi, More da kendi düşüncelerini karakterlere söyletiyor, sanki bir başkası demiş More aktarıyor gibi. Felsefe kitaplarının çoğunda bu durum
Utopia
UtopiaThomas More · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,6bin okunma
Roma'ya eskilerden miras kalmış olan ya da onlar tarafından icad edilen Kahkaha Bayramı ilkbaharın gelişini selamlıyordu. Bir tarafta Tanrıça Kibele, yağmur ve tarlalara bereket getirerek ırmakta yıkanırken, diğer tarafta tuhaf kıyafetler giymiş Romalılar gülmekten yerlerde yuvarlanıyorlardı. Herkes herkesle dalga geçiyordu ve dünyada gülünmeye layık olmayan ne bir şey ne de hiç kimse vardı. İlkbaharın yeniden doğuşunun gülerek kutlandığı, pagan kültüre özgü bu kahkaha bayramı Katolik Kilisesi'nin kararı sonucu her yılın mart ayında İncil'de güldüğünden hiç bahsedilmeyen İsa'nın yeniden doğuşuyla (bir gün önce ya da bir gün sonra) çakışır oldu.
Sayfa 73 - Sel YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.