DENİZ AYAK ALTINDA   İstanbul'un üç bir yanı deniz. Bu kadar da değil, İstanbul'un denizi, İstanbul karasının koynuna kol kol sokulmuş. Yine de böyleyken, İstanbul'da denize girmek, öbür dünyada cennete girmekten daha zor. İstanbul'un bir başından bir başına deniz kıyılarını bir takım insanlar satın almışlar. Denizin satın alınması akıl alır iş değildir. Denizi satın alanlar, dua edelim ki havayı da satın almamışlar. Denizle hava arasında büyük bir fark yok; onu da satın alıp bizi havasızlıktan boğmadıklarına şükür. Kavaklar'dan Çekmece'ye, şile'den Pendik'e kadar şu güzel İstanbul kıyılarında bedava girilecek bir karışlık boş deniz kalmadığına bakarım da, denizin nasıl satın alındığına şaşarım.
Nesin yayınlarıKitabı okuyor
İkinci kitabım Kavaklar ve Kökler Kadar yeni yayınevinden bugün itibariyle çıktı ve mayıs ayı içerisinde okuyucusu ile buluşmaya hazır olacak :) dağıtım, satışa açılması vb gibi konular 2-3 haftaya nihayete ermiş olacak. Okuruna duyurulur.
Reklam
yeni roman
İkinci kitabım Kavaklar ve Kökler Kadar yeni yayınevinden bugün itibariyle çıktı ve mayıs ayı içerisinde okuyucusu ile buluşmaya hazır olacak :) dağıtım, satışa açışması vb gibi konular 2-3 haftaya nihayete ermiş olacak. Okuruna duyurulur.
Ah kavaklar Ah pamuklar Ah dışarlar. Hapşuruklar
"Uzun uzun kavaklar, Dökülüyor yapraklar; Ben yârime doymadım, Doysun kara topraklar"...
Sayfa 29 - Yapı Kredi Yayınları 25.baskıKitabı okudu
Ey kavaklar, kavaklar! Boz kabuklu körpecik birer fidan ol­ duğunuz günlerden bu yana kaç yıl geçti? Sizi dikip geliştiren insanın bütün diledikleri, söyledikleri gerçekleşti. Neden böyle üzgün üzgün hışırdıyor, tasayla sallanıyorsunuz? Kış yaklaştı­ğı, karayel yapraklarınızı dökeceği için mi üzgünsünüz? yoksa halkımızın acısı size de mi geçti?
Reklam
Bir Kaza Hatırası
Saat; etrafın karanlık sislerle kapladığı zamanı, onca çabaya karşılık parçalayamayan fakat ancak pek ufak bir delik açabilen şu üç lambayla beraber beş geçiyor.Aracın içindeyim.Genzi yakan bir egzoz kokusu var havada. Asfalttaysa direncin en büyük simgesi çizgiler... Hızla ve bazen de aralarda kesilerek ilerliyorlar uzamda. Dünya insan nefesinden
yarım kaldım...
Bedenim üşür, yüreğim sızlar. Ah kavaklar, kavaklar... Beni hoyrat bir makasla Eski bir fotoğraftan oydular. Orda kaldı yanağımın yarısı, Kendini boşlukla tamamlar. Omzumda bir kesik el, Ki durmadan kanar. Ah kavaklar, kavaklar... Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar. METİN ALTIOK
Seninle diktiğimiz o kavaklar var ya, onlara kendi ellerimle bakacağım. Önemli bir insan olarak köye döndüğünde o kavakların ne kadar güzel olduklarını göreceksin. Tren istasyona girmişti.
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir, Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir. Bir
Reklam
Köyün arkasındaki tepede,iki tane uzun kavak ağacı vardır.Kendimi bildiğimden beri oradadır o kavaklar. Kurkuru’ya hangi yönden gelirseniz gelin, ilk olarak, tepede birer işaret kulesi gibi duran o kavakları görürsünüz. Duygularımı açık seçik anlatamıyorum, çocukluk anıları çok değerli olduğu için belki, belki de geçimini resim yapmaya bağlayan bir sanatçı olduğum için ama ne zaman trenden inip köye yollansam, gözlerim ufukta o sevgili kavakları arar. Uzaktan göremem onları; ama hep görür gibi,dokunur gibi olurum.
ÖNDEYİŞ Bedenim üşür, yüreğim sızlar. Ah kavaklar, kavaklar! Beni hayrat bir makasla Eski bir fotoğraftan oydular. Orda kaldı yanağırnın yarısı, Kendini boşlukla tamamlar. Omuzumda bir kesik el, Ki hala durmadan kanar. Ah kavaklar, kavaklar! Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar.
Sayfa 133Kitabı okudu
Kim ölmüş? dedi bir ses. -Kim öldürmüş? dedi bir başka ses. -Kaç kişi ölmüş? dedi bir üçüncü ses. -Ne zaman öldürmüşler? dedi tanımadık bir ses. -Öldüren de ölür, dedi tanıdık bir ses. -Beş de kadın, dedi aynı ses. -Nereye gidiyoruz, diye sordu yaşlı bir ses. -Bilmez gibi konuşma, dedi genç bir ses. -Vallah bilmez, dedi son ses. Çünkü onunla birlikte, gözünü kapamadan önce gördüğü dağın doruğu da öldü evin penceresi de öldü havlayan köpek de öldü çeşmenin akan suyu da öldü rüzgarda salınan kavaklar da öldü eriyen kar da öldü ve en son güneş öldü-
Kim ölmüş? dedi bir ses. -Kim öldürmüş? dedi bir başka ses. -Kaç kişi ölmüş? dedi bir üçüncü ses. -Ne zaman öldürmüşler? dedi tanımadık bir ses. -Öldüren de ölür, dedi tanıdık bir ses. -Beş de kadın, dedi aynı ses. -Nereye gidiyoruz, diye sordu yaşlı bir ses. -Bilmez gibi konuşma, dedi genç bir ses. -Vallah bilmez, dedi son ses. Çünkü onunla birlikte, gözünü kapamadan önce gördüğü dağın doruğu da öldü evin penceresi de öldü havlayan köpek de öldü çeşmenin akan suyu da öldü rüzgarda salınan kavaklar da öldü eriyen kar da öldü ve en son güneş öldü-
Resim