Haksızlık nerede olursa olsun
Zulüm nereden gelirse gelsin
Barışla sevgiyle olmayacaksa
Ey gerçek sesimiz, ey büyük kavga
Yankılan dağdan dağlara
Yankılan dağdan dağlara
Sami olmak ayıp değil, Ester olmak da. Hatta vatan uğruna ölmek de ayıp değil.
İnsanın akIı çoğaIdıkça can sıkıntısı artar, der Ateş Fedya Dostoyevski. Çoğu konuda olduğu gibi burda da yanılmamıştır. Hepimiz hayatımızın belirli dönemlerinde bir şeylere sıkı sıkıya bağlanırız, diğer bir deyişle kafayı takarız. O konu üzerinde bir süre durduktan sonra nasıl olduğunu kendimizin de çözemediği biçimde uzaklaşmış halde buluruz
“Benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İnsanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılayamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. İnsanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin.
"Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki, bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları
Haksızlık nerede olursa olsun
Zulüm nereden gelirse gelsin
Barışla sevgiyle olmayacaksa,
Ey gerçek sesimiz, ey büyük kavga
Yankılan dağdan dağlara,
Yankılan dağdan dağlara!
Beni burada arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne, ağlama
Kırıldıysa düş evinin kapısı
Bütün kırık kapıların çağrılışıyım
Kızların yanaklarında çukurlaşan
Biten başlayan aşkların ortasındayım
Her kavgada ölen benim,
Bayrak tutan, çarpışan
Her kadın toprağı tırnaklayarak doğurur beni
Özlem benim, kavga benim, aşk benim
Bekle beni anne
Bir sabah çıkagelirim