Tıpkı delilikte olduğu gibi öfkede de öz denetim noksanlığı, itidal kaybı, insan ilişkilerine kayıtsızlık, başladıktan sonra inatçılık ve kararlılık, mantığa ve öğütlere kapalılık, boş yere tahrike kapılma, neyin adil ve doğ­ru olduğuna dair kavrayış noksanlığı görülür. Tıpkı çöken bir bina gibi, üzerine çöktüğü şeyi de paramparça eder.
Sayfa 26 - Doğu Batı YayınlarıKitabı okuyor
Anlık idraklar çoğunlukla refleksle gerçekleşir ve en tehlikeli kavrayış türüdür. Kişinin öğrenme yeteneğini kısıtlar. Emsallere dayanan kanun hükümleri de benzer şekilde işler; kişiyi çıkmaz yollara saptırabilirler. Dikkatli ol. Hiçbir şeyi anlama. Bütün idraklar geçicidir. -Mentat Kuralı (adakto)
Sayfa 222 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Anlam, her zaman mutsuzdur. Eleştirel düş kırıklığından doğduğuna göre çözümleme, tanımı gereği mutsuzdur. Ama dil, yanılsamasız ve beklentisi kalmamış bir dünyayı belirtse bile mutludur. Kökten düşüncenin tanımı da 'bu olabilirdi: Mutlu bir biçim ve umut taşımayan bir kavrayış gücü.
Platon'un Mağara Benzetmesi
Şimdi, Dedim, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ve aydınlanmamış olarak düşün. Bunu şöyle bir benzetmeyle anlatayım: Yeraltında mağaramsı bir yer, içinde insanlar. Önde boydan boya ışığa açılan bir giriş... İnsanlar çocukluklarından beri ayaklarından, boyunlarından zincire vurulmuş, bu mağarada yaşıyorlar. Ne kımıldanabiliyor ne de
Platon (Eflatun) Devlet Adlı kitabın da gecen Mağara Benzetmesi sayfa 231 -237Kitabı okudu
“Evet, bütün yaptıkları bu kadar. Bir insan alıp kopyasını çıkarıyorlar. Gerçeğe uygun oluyor diye övünüyorlar. Ama hayat ne oluyor? Eserlerinde o yok işte, dünyayı kavrayış, insanlığı gerçekten anlayış yok.”
Kavrayış eksikliğimizi yavaş yavaş gideriyoruz. Önder Karaçay
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.