anlayana
Kendimden kaçarken kendimi buldum sandırma bana kendini...
Kimseye yük olmayan gönlümü bırak, kendine yük etme.
Verilmesi gereken ne kadar cevap varsa sorma bana veremem.
Gel desen, gelemem.
Üşüdüm üzerimi ört desen örtemem.
Kaybolan bir limanım ben, bana demir atma.
Yapacak başka hiçbir şeyi olmayan insanlar gibi değilim.
Yük edinirim kalbini, kalbini benimle yorma...
Azla yetinirim ben, sevgini heba edip sakın bana harcama...
Mihrimah
Beni gördüğünde yanar yürekten
Sırlarında nihân olur pencerem
Bir gün dökülünce yıldızlar gökten
Kaybolan yüzünü bulur pencerem
Kırık bir hayalden duyulur feryat
Ne çöl Mecnun şimdi, ne dağlar Ferhat
Kalbin hatırı da kalmadı, heyhat
Geceyi gündüzden bilir pencerem
Gönül gözü âmâ, sîneler vîran
Şimdi yüzyıllara bedeldir her an
Lâleyi Leylâ’da kurutur devran
Yalnız ve çâresiz kalır pencerem
Sarsıldı, kırıldı seneler boyu
Camlarına vurdu ateşi, suyu
Ecel ki bir oktur, gerilir yayı
Ben ölürüm, bir gün ölür pencerem
Nurullah Genç
Uygulamanın hayaleti
Buralara arada sırada gelen sonra kaybolan bir hayaletim ben, buna gerçekten bayılıyorum beni tanıyan kimse yok bir sürü insanın önünden kimliksiz bir şekilde geçip gidiyorum ama işin korkunç yanı diğer insanlar da gizli bu gizem durumu karmaşık bir hale getiriyor. Bu uygulamanın arada görülen hayaletlerinden biri olarak bu uygulamayı cidden sevdiğimi belirtmek isterim.
Güzel Sevdin, Güzel İnsan...
Ben seni geceyle gündüzün arasında sevdim, yâr
Kaybolan yılların, doğanın o acımasız kanununda sevdim ben seni
Kahretsin, işte öyle sevdim, öyle yandım ben sana, yâr
Bilsen ki sana olan sevgiyi anlatacak bir başka kelime bulsam
Bıkmadan, usanmadan, yılmadan
Namerdim ki onu söyler onu yazardım, yâr.
Murat Göğebakan
Ben sana "Gel" dedim
İçimde kaybolan papatyalardı gözlerin
Eski bir radyodan çalan şarkıyı dinledim
Hayatı kahrolan gibi, gururu ayaklar altına alınmış biri gibi
İnsanlıktan boşanmış karakollarda, yitirilmiş; bir ben, bir de kahrolan karanlıklardır kaybolan.
-Sonra dersin, "kafamı kaldıramıyorum..."-
Beni gördüğünde yanar yürekten
Sırlarında nihân olur pencerem
Bir gün dökülünce yıldızlar gökten
Kaybolan yüzünü bulur pencerem
Kırık bir hayalden duyulur feryat
Ne çöl Mecnun şimdi, ne dağlar Ferhat
Kalbin hatırı da kalmadı, heyhat
Geceyi gündüzden bilir pencerem
Gönül gözü âmâ, sîneler vîran
Şimdi yüzyıllara bedeldir her an
Lâleyi Leylâ’da kurutur devran
Yalnız ve çâresiz kalır pencerem
Sarsıldı, kırıldı seneler boyu
Camlarına vurdu ateşi, suyu
Ecel ki bir oktur, gerilir yayı
Ben ölürüm, bir gün ölür pencerem...
Nurullah Genç
"Gökyüzü her zaman mavi kalacak.
Papatyalar her zaman güzel kokacak.
Ve ben,her zaman seni seveceğim."🤍
İnsan düşerken bile tutunacak bir dal istiyor. Takılı kalıp hızını kesecek bir an. Ben buradan atlarken düştüm sananlar oldu. Zaten kafası güzeldi, çok sarktı dediler arkamdan. Ayağı kaydı diyenler oldu.
Bağırdım aslında. Hâl dili ile, ben dedim, düşmedim bir uçurumdan; kandırılmadım, bağlanmadı gözlerim. Ben sarhoş değildim (Hem sarhoş olsam,
Yine bir yıldız kayıyor sevdiğim.
Olmayan, kaybolan benliğimi diledim.
Bastırılmış duygular, fırtınalar koparır içimde.
Düşler kapalı zaman kapalı.
Sıkılmış tutsak duygular firari..
Sen benim üç noktamsın.
Bir siyabend olamadım ki
Altınla kaplı bir okla kalbinden vurayım.
Bir evdale zeynıke olamadım ki
Sesimle sözlerimle gönlüne hitap edeyim.
Kendini bile anlamayan bir ben bir abdal olmuşum.
Sen benim üç noktamsın.
Ey!! Sevdiğim..
Kötülüğe gebe olan insanlar var.
Terör kokan siyasi fikirler sarmış her bir yanımızı.
Ölüm ve vahşet kokan çiçekler, çiçekçiler var.
Nar çiçeklerini andıran kar taneleri var.
Bir de adını koyamadığı sen varsın
Sen benim üç noktamsın..
Modern Şeyh
Sevgilim neyledin
"Ben, toprağa gömülen değil, gökyüzünde yıldızlarla dans eden biriyim. Sokakların karmaşasında kaybolan değil, kalbin huzurunda yol alan biriyim. Türk İslam ahlakına uygun, sevgi ve saygıyla dolu ilişkilere inanan bir genç adamım. Rabbim, eğer uygun görürsen, yüreğimde huzur bulacak bir sevgiliyi nasip et. Âmin."