Faruk Duman’la 2021’in o unutulmaz yazında “Sus Barbatus!” nehir romanıyla tanışmıştım. Çok daha evvelinden ismini duyduğum bu modern yazarımızın “Sus Barbatus!”larını (üç cilt) üst üste okumuş ve o zamanlar bu roman serisi için “21. Yüzyıl destanı” tanımlaması yapmıştım. Özellikle Yaşar Kemal’i çağrıştıran gövdeli bir üslubun yazarın özgün
Bu kitabıyla yedi diyara renk, derinlik ve sevgi katmış. Hayranları bu kitaba bayılacak.
- School Library Journal
“Barron, Merlin destanı hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir başyapıtla karşımızda.”
- Booklist
“Akılda kalan parlak karakterleriyle destansı, harika bir öykü.
Fantastik severler arşivinizde mutlaka bu seriye yer açın.
Bir Destan. Bir aşk ve kayıp hikayesi. Bir trajedi. Hikayenin satır aralarını okumayı anlayamayanlara tavsiye etmiyorum çünkü biraz kafa karıştırıcı. Anlamlı olması ve hikayeyi takip edebilmeniz için karakterlerin ne söylediğini gerçekten düşünmeniz gerekiyor, oyun yazarlarının yazım tarzına aşina değilseniz tavsiye etmiyorum çünkü bazen kafa karıştırıcı olabilir. Yine de yapabilen herkese ve farklı türde bir hikaye anlatımı arayan herkese tavsiye ederim kitap konusuyla her şeyden çok dikkatinizi çekiyor. Hırs, yoldan çıkma, ölüm ve bağışlanma olarak kitabı kendimce alt başlıklara ayırdım olaylar bu başlıklar üzerinden gidiyor, gelişiyor ve elimize güzel bir destan bırakıyor. Son olarak (biraz tuhaf olacaktır belki de) Mephistopheles'in felsefi görüşleri de oldukça dikkatimi çekti daha fazla da uzatmak istemiyorum kitabı çok beğendim, büyük Goethe'nin büyük eseri ve kesinlikle okunmalı.
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · Doğu Batı Yayınları · 202413,5bin okunma
Onuncu yaş günü hediyesi olarak annem bana Denizler Altında Yirmi Bin Fersah kitabını almıştı. Kitap sert kapaklı, az görselli, bol yazılı ve karton kılıflıydı. Kendimi hem önemli, hem de büyümüş hissetmiştim. Bana okuma alışkanlığını kazandıran kitap, bu kitap olmuştu. Hatırladığım kadarıyla güzel bir macera kitabıydı. Kaptan Nemo’nun gemisi
Tanrılar Aşkına... Antik çağda ölümlü olmak istemezdim! Ne kadar becerikli olursa ol kendini bir tanrıya sevdirmedikten sonra işin zor. Peki bir tanrı yetiyor mu? Hayır. Bir tanrı seni sevmiyor ya da herhangi bir şekilde ona ya da onun sevdiğin birine zararın dokundu ise eyvahlar olsun. Başın dertten kurtulmuyor.
Kitaba dair verebileceğim
Kayıp Kıta Mu uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Gizemli şeyler ve tarih her zaman ilgimi çekmiştir. Kitapta Pasifikte batan bir kıtanın varlığını kanıtlarla ileri sürmektedir. İnsanın ilk ortaya çıktığı yer. Loktos çiçeği Mu Kıtasını sembolü dünyada açan ilk çiçek gibi teorilerin ve içinde evrensel olan bir çok sembol bulunmaktadır. ben kitabı okumadan öncede bir çok belgesel ve yazı okumuştum. Ve Atatürk`ün öne sürdüğü düşünce bu konuyu ve kitabı benim için ilgi çekici yapmaktadır. 64 milyon insanın yaşadığını ve teknoloji olarak ileri seviyede olan bir kıtanın böyle yok olması varlığını şüpheye düşürmektedir tabi ki de hep. ama pasifikte bir kıtanın battığını ve bunun üçe bölündüğünü Atlantik`te bunun bir parçası olduğunu ileri sürmektedir. bilim ve teknoloji bu sırları ortaya çıkaracaktır. Kitapta eskiden bilim adamları Pasifik Okyanusu'nun ortasında Mu gibi devasa bir kıtanın var olduğu fikrine oldukça kuşkuyla yaklaşıyorlardı. Ancak, bugüne dek yapılan araştırmalar sonucunda böyle bir kıtanın varlığını kanıtlayan verilere ulaşıldı.
Hindistan'daki bir tapınakta bulunan ve bilgili bir rahibin yardımıyla şifreleri çözülen kutsal tabletler bu veriler arasında önemli bir yer tutar. Valmiki'nin kaleme aldığı klasik Hint destanı Ramayana gibi metinlerde de Mu'nun varlığı teyid edilir. Valmiki, ayrıca Ramayana'da Nakalların Burma'ya Pasifik Okyanusu'ndan geldikleri bilgisini de verir. Kayıp Kıta Mu, ömrünü neredeyse bu konuya harcayan James Churchward'ın Mu araştırmaları hakkındaki temel bilgilerini içeren ilk kitabıdır.
Türk tarafının şehit, yaralı, kayıp ve çeşitli hastalıklardan ölen toplam 251.359 ve düşman tarafın toplam 331.000 kayıpla kapadığı Çanakkale'de, Osmanlı'nın son büyük destanı böylece yaşanmış olur.
Kitaba başlamadan önce ön bilgi olması açısından turkedebiyati.org sitesinden aşağıda yer alan açıklamayı okumak faydalı olacaktır. Çünkü tablet çevirileri eksik, yetersiz, tamamlanmamış, kırık ve kayıp olduğundan destandaki bir çok bölüm anlaşılmaz kalabiliyor. Bu nedenle on bilgi alarak okumakta fayda var diye dusundum.
Ama bu kadar kısıtlı
Mem nelere gark olmadı Zin'in ateşi için
Ferhat dağlar delmedi mi Şirinin düşü için
Kusur ise her saniye her yerde seni anmak
Mecnun az mı yemin etti Leyla'nın başı için
Gözlerinin dokunduğu her mekan memleketim
Bakıver de uzamasın gurbetin esaretin
Ahmed Arif hasretinden prangalar eskitmiş
Beni böyle eskitense prangalı hasretin
Sana yine sana yandım Nesimide dün gece
Gözlerine yüzüleyim bend olayım hallaca
Öyle hüküm buyurmuşlar tanrılar divanında
Ha ben sana yollanmışım ha Muhammed miraca
Cümle cihan güzelleri yüzlerine ben örsün
Gözlerin balyozu oldu içerimdeki örsün
Ruhumdaki fırtınalar Merih-i usandırdı
Nuh-a haber eyleyin de gelsin de tufan görsün
Ozan Emekçi , Kayıp Destanı
EFSANELERİN BENZERLİĞİ
Bazı Kızılderili efsaneleri (destanları) eski Türk destanlarının kopyası gibidir. Destanlardaki konu örgüsü ve mantıksal derinliğin yanında, destan kahramanlarına verilen adlar bile birbirine benzemektedir. Kızılderili efsanelerinde destan kahramanlarına verilen adlar aynen Manas ve Dede Korkut'ta olduğu gibidir.
GÖZLERİNİN ARDINDA ŞAHMERAN
Gözlerinin Ardında Şahmeran kitabının yorumuyla sizlerleyim; Doktor Ferhat'ın hikayesi kaldığı yerden son sürat devam ediyor. Her anı heyecan dolu tarihin karanlık dehlizlerinde uzanan harika bir romandı. Sırların açığa çıktığına şahitlik ediyoruz.
Gözlerinin Ardında Şahmeran kitabından bahsedecek olursam;
Göbekli Tepe'ye tüm yönleriyle merak duyuyorsanız, konu ile ilgili çer çöp dahil her şeyi içeren bir arşiv oluşturuyorsanız kütüphanenizde bulunabilir; fakat bilimsel bir kaynak arıyorsanız, bu kitap size hitap etmeyecektir.
Kitap tam anlamıyla bilimsellikten uzak, masal kitabı. Aceleci okur için kısa bir alıntıyla yeterince fikir
( Nuh’un büyükbabası Enok )
_Meleklerin Düşüşü ve Masonluk_
_İnsanoğulları çoğalınca, güzel ve alımlı kızları oldu. Melekler, göklerin çocukları onları görüp şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: “Gelin insanların arasından kendimize eşler seçelim ve onlardan çocuklarımız olsun.” Liderleri Semyaza onlara dedi ki: “büyük bir günahın cezasını