Şaşmıyordu artık..En acısı da bu..
Peşine takılanların bazıları o kadar sabırlı, âşık ya da kibar da değildi: Bir süre sonra laf atmaya (Çok güzelsiniz, birlikte yürüyebilir miyiz, bir şey sormak istiyorum, affedersiniz sağır mısınız? vs.), daha sonra da öfkelenmeye, edepsiz laflar ve küfürler etmeye başlarlardı. Bazıları çift gezer, bazıları günler-dir takip ettiği kızı göstermek, fikir almak için yeni arkadaşlar getirir, bazıları takip ederken aralarında pis pis gülüşür, bazıları mektuplar, hediyeler vermeye çalışır, bazıları da ağlardı. Takipçilerinden bir tanesi onu itip kakıp zorla öpmeye kalktığından beri, bir dönem yaptığı gibi onların üzerine de yürümüyordu artık. "Öteki erkeklerin" bütün hile ve niyetlerini anladığı on dört yaşından beri farkında olmadan ellenmiyor, tuzağa da kolay düşmüyordu belki, ama şehrin sokakları her gün yaratıcılıkla yeni bir elleme, mıncıklama, sıkıştırma, arkadan dayanma vs. yolu bulanlarla doluydu. Arabanın penceresinden kolunu uzatıp kaldırımda yürüyeni elleyenlere, merdivenlerde ayağı takılmış gibi yapıp dayananlara, asansörde zorla öpmeye başlayanlara ya da paranın üstünü verirken parmağına bilerek dokunup okşamaya çalışanlara şaşmıyordu artık.
Bak Milena, yüreğimde sen olduktan sonra her şeye göğüs gerebilirim; mektup almadığım günler korkunç diye yazdığıma bakma, doğru değil pek, zor geliyor, güç oluyor öyle günler, ağır geliyor, su alan bir kayık gibi, battı batacak, gene de yüzüyor senin sularında. Yalnız bir şeye göğüs geremem, senin yardımın olmadan bir şeyle başa çıkamam: "korku"yla; bu konuda alabildiğine güçsüzüm, çaresizim, gücüm incelemeye bile yetmiyor, batıvereceğim dibe.
Sayfa 182
Reklam
1. Mektup
Evet, öyle yap Lucilius, kendin için kazan kendini. Şimdiye değin senden zorla alınan ya da çalınan, boşa akıp giden zamana sarıl, iyi kullan onu. Durum,emin ol, sana yazdığım gibi: kimi zamanımız bizden zorla alınıyor, kimi sinsice çalınıyor, kimisi de boşa akıp gidiyor. Umursamadığımız için uğradığımız kayıp da en yüz kızartıcı olanı. Dikkat edersen hayatımızın en büyük bölümü kötü iş yapmakla, büyük bir bölümü hiçbir iş yapmamakla, tüm yaşamımız da yapmamız gerekenden başkasını yapmakla geçiyor. Zamana değer veren, gününün değerini bilen, her gün biraz daha ölmekte olduğunu anlayan bir kimse gösterebilir misin bana?
"Sizleri hala sık sık düşünüyorum, ama insan hayatta istediğini yapamıyor, en çok bağlandığı yeri terk etmesi gerekiyor -fakat anılar kalıyor ve kayıp dostlar- aynadaki silik görüntüler gibi hep hatırlanıyor."
Nesneler, olaylar, ayrılık mektupları bizzat insanların bizde yaratabileceği ıstırabı artıran ve niteliğini değiştiren özel bir tehlike içerirler.
Sayfa 33 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
.... çaresizlik içinde ölümü bekleyenlere af; umutsuzca ölenlere umut; dermansız dertlere boğularak ölenlere iyi haberler. Hayat vazifelerine çıkmış ama ölüme koşan mektuplar. Vah Bartleby! Vah insanlık!
Reklam
1.000 öğeden 891 ile 900 arasındakiler gösteriliyor.