Zaman hafızada biriken ve arandığında orada, sadece orada bulunan mı? Unutulmamak birinin, bir şeyin hafızasına nakşolmak mı, unutulup anılmadığında bu tümden kayıp mı? Derler ya hani, dünyada her şeyin sayısı sabit kalır, ne eksilir ne azalır diye, bu söze önce umutlanmak, sonra neye umutlandığının gölgesi hatta üzüntüsü ve sonunda aslında her şeyin hiç değişmeden aynı kalışına esef edip kalış var ya, işte sanki böyle, aynı şeye önce sevinmek, sonra üzülmek, sonra da değişenin olmadığını görüp bunu en bilmeyen ilk hale dönmek. Ne beyhude bir yolculuk.