Haçlılar geçit vermeyen Toroslardan, büyük kayıplar vererek Maraş'a vardılar. Bu yörede bulunan Ermeniler de Haçlıları misafir ederek, büyük yardımlarda bulundular.
Sayfa 65
Hafız Hakkı Beyn Yolu Uzatması Sonucu Yaşann Felaket. Sarıkamş Gerçekleri
O gün Allahuekber Dağlarını aşmak için yürüyen X. Kolordu birlikleri, tam dorukta kalın bir sis içinde, büyük bir tipi ve kasırgaya yakalanır. Ağır kayıplar verilir; piyade erlerin yüzde yirmisinin ayakları şişmiştir. Yol denilen izden ancak tekerli kol yürünebilmektedir. Kolordunun X. Tümeninin uğradığı bu felaketli yürüyüşe Ramazan Balcı açıklık
Sayfa 307Kitabı okudu
Reklam
Sarıkamış Harekatı Neden Başarısız Oldu? Sarıkamış Harekatı Gerçekleri!
Sarıkamış'ın kuzeyindeki Bardız geçitlerini de birliklerimiz ele geçirirler. Verilen bütün kayıplar ve çekilen sıkıntılara rağmen, tam planlandığı gibi 25 Aralık'ta Sarıkamış'a gelinmiştir. Kuşatmanın öbür birliği X. Kolordu henüz ortada olmasa da, Ruslar baskına uğramıştır ve çok sıkıntılı haldedirler. Yardım çağrıları kesintisiz
Sayfa 304Kitabı okudu
Sarıkamış Harekatınn Başarısızlığnda Etkili Olan İhsan Paşa ve Şerif Bey
IX. Kolordunun 29. Tümeni Sarıkamış'a dört kilometre kadar yaklaştığında, sırtların Rus birlikleri tarafından tutulduğunu görür. Saat 13.30 sularında Rus topçusunun ateşi başlar. Asker yorgundur; soğuğa karşı direnci azalmıştır ve çok miktarda döküntüsü vardır. IX. Kolordu komutanı İhsan Paşa, o akşam ordunun dinlenmesini ve ertesi gün saldırıya geçilmesini önerir. Enver Paşa, hayır, bu iş bu gece bitmeli... Hücum başlar; karlı arazide çok zor ilerlenmekte ve kayıplar verilmektedir. "Gece yarısından az sonraya kadar devam eden bu gece muharebesi sonucunda düşman süngü ile püskürtülmüştü. Makineli tüfeklerin yalnız namlularından başka bütün donanımını yerinde bırakan düşman kaçmış bulunuyordu." Çatışmalarda çok kayıp veren 86. piyade alayının iki bölüğü Çerkezköy'e girer. 17. ve 28. Tümenler henüz gelememiştir ve bir haberde alınamamıştır. İhsan Paşa ve Kurmay Başkanı Şerif Bey'in yeniden ısrarları üzerine taarruz durdurulur. O gece tam sonuca ulaşılamaz; düşmanın terk ettiği mevzilere yerleşilir. 29. Tümen birlikleri geceyi açıkta geçirecektir.
Sayfa 301Kitabı okudu
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
"Bir hayatım daha olsa, korkmadan dokunmak için yaşardım onu. Bir keklik beslerdim ellerimle, varsın uçsun sonunda. Bir çiçek büyütürdüm, varsın solsun sonunda. Bir omuz ısıtırdım, varsın gitsin sonunda. Dokunurdum. Ben eriyene dek, o eriyene dek, biz hiçleşip karışıncaya dek bu derin boşluğa, dokunurdum. Ama yok bir hayatım daha. Bir hayat daha yok. Yok. " Ölümcül bir hastalığa yakalanan Adalet, henüz çok yeni olan ve daha önce kimseye denenmemiş olan tedaviyi kabul eder. Sonuçta mucize gerçekleşir ve bir sabah doktoru hastalığı yendiği haberiyle gelmesiyle hayatını, hastalığını sorgulamaya başlar Adalet. Hemen her insan gibi kötüdür, Adalet. Kötülüğünün başlangıcı saydığı ilk suçunu telafi etmek ister. Böylece vicdan azabından, içine düştüğü kötülükten kurtulacağını düşünür, Adalet. Yirmi dokuz yaşına kadar, kimsenin hayatına dokunmamış dolayısıyla kendine de dokunamamış, sevgisiz büyüyen bir genç kadın Adalet. En yakın ve tek dostu Hülya ile yolculuğa başlar. Bu yolculukta güçte olsa hedefe ulaşılır,kayıplar bulunur, yüzleşmeler yaşanır ama ne yazık ki hayat çok ama çok kısadır. Hayat bazen yaptıklarının, bazen yapamadıklarının yaşayamadıklarının pişmanlıklarıyla geçen bir serüven. Dokunmadan yaşadığın, kötülüğe, haksızlığa sessiz kaldığın belki bunun sıkıntısını içinde yaşasanda bir yerde nemelazımcılığın egemen olduğu bir süreç. Elindekinin değerini bilmeden, onun değerini ancak kaybettiğinde anladığın ama artık dönüşün olmadığı kısacık bir zaman dilimi, hayat. Ağlayarak bitirdiğim kitaplardan oldu, Dokunmadan. İnsana öyle dokunuyor işte. Keyifli okumalar.
Dokunmadan
DokunmadanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20175.8k okunma
Kırk-elli yıl öncesine ait dergi ve gazete okumak... Kaygı veren şeyler artık kaygılandırmaz. Haberler artık tarih olmuştur. Son dakika haberleri tüm sıradışılığını yitirmiştir. Kâğıt sararmıştır, kuşe sayfalardan hafif bir nem kokusu gelir. Peki reklamlara ne olur? O günlerde bıkkınlıkla atladıklarımız şimdi yeni değer kazanır. Birdenbire reklamlar o zamanın gerçek tarihi olur. O zamanın giriş kapısı. En çabuk bozulan, küften kabuk bağlayan günlük hayata dair bir bellek. Bu arada 1939'da radyo satışları hızlı bir şekilde artmış. Savaşın medyası bu olacak. Radyodan duyurulacak, cephedeki askerler için kutlama konserleri yayınlanacak, tüm propoganda kısa ve uzun dalga halinde yapılacak, zaferler gümbür gümbür duyurulacak, geri çekilmeler ve kayıplar hakkında yine aynı dalgalarda susulacak, herkes ahşap kutunun etrafında kümelenecek. Tüm bunlar nereye gitti... Radyolara ve etrafındaki insanlara, dergilerin tüm o renkli eklerine ne oldu? Radyonun çocuk saati reklamındaki sarışın kız şimdi bir bakımevinde yaşlı bir kadındır ve muhtemelen adını bile hatırlamıyordur.
Sayfa 74 - Metis
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.