MÖ 3000'lerde Beyin Ameliyatı
"Eski Mısır'da tıbbın ulaştığı gelişmişlik düzeyi oldukça şaşırtıcıdır. Çünkü hiçbir tarihci milattan önce 3000'lerde yaşamış eski bir medeniyetten böylesine gelişmiş bir teknoloji beklemiyordu. Bugün X ışınları kullanılarak mumyalar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda antik Mısır'da beyin ameliyatlarının yapılmış olduğu anlaşılmıştır . Üstelik bu ameliyatlar oldukça profesyonel yöntemler kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Cerrahi operasyon geçirmiş mumyaların kafatasları incelendiğinde ameliyat yerlerinin düzgünce kesilmiş olduğu görülmektedir. Hatta bu insanların ameliyattan sonra hayatta kaldıklarını ispatlayan kaynamış Kafatası kemiklerine rastlanmıştır."
Sayfa 52 - Mitoloji tarihi yayınlarıKitabı okudu
Bugün X-ışınları kullanılarak, mumyalar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda Antik Mısır'da beyin ameliyatlarının yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Üstelik bu ameliyatlar oldukça profesyonel yöntemler kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Cerrahi operasyon geçirmiş mumyaların kafatasları incelendiğinde, ameliyat yerlerinin düzgünce kesilmiş olduğu görülmektedir. Hatta bu insanların ameliyattan sonra hayatta kaldıklarını ispatlayan, kaynamış kafatası kemiklerine rastlanmıştır.
Sayfa 52 - Mitoloji Tarihi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Basit hastalıklar evde tedavi edilirdi. Bilinen basit tedavi yöntemlerinin çoğu yanlıştı. Doktorların bütün itirazlarına rağmen yanıklara diş macunu sürülürdü. Bazıları sulandırılmış mısır unu, yoğurt sürer veya ortadan kesilmiş bir domatesi yanık yerin üstüne yapıştırırlardı. Eziklerde, kas zedelenmelerinde zeytin, çekirdeğiyle birlikte, soğan da
Kanal...
Haftalardan beri sıcak ve yumuşak yemek görmeyen kıtalardan biri, Kanal'a yakın bir tepenin üstünde, hayatta belki son geçirecekleri bu akşam biraz et yemek istemişti. Askerlerin birer matra suları vardı. Nafile taşıdıkları karavanalarını zayıf tahtalarla yaktıkları ateşlerin üzerine koydular ve tepenin dibinde yatan ölü bir devenin başını kesip pişirmeye başladılar. Karavanada, hep beraber bir deve başını güç ıslatan, kıymettar sular tebahhur ediyordu. Fakat talih, akşam üstü hafif çizgi halinde Kanal suyunu gören ve Mısır hikayeleriyle sarhoş olan bu kıt'adan yaşamak için bir son geceyi çok gördü. Aldıkları emir üzerine ölü deve başını, yarı kaynamış sularını kumlar üstüne döktüler. Tulumlarını alıp Kanal'a gittiler.
İskelede bir kadın vardı, denizde tekne. Daha uzaklarda batmamak için direnen güneş. Bir de martı olmayan kuşlar vardı başımın üstünde. Bir kaç delikanlı şezlongları topluyordu. Ve arkamda erkenden yemeğe oturmuş insan sürüsü, güneş batmadan doymak için acele ediyorlardı. İskelede bir kadın vardı, denizde tekne. Birde kaynamış mısır satan kapkara bir adam. Rüzgarı söylemiyorum bir de kameram vardı. Ben mi? Ben asla hiç bir yerde olmadım ki! (ihtiyar - geçici insan masalları)
Haftalardan beri sıcak ve yumuşak yemek görmeyen kıtalardan biri, Kanala yakın bir tepenin üstünde, hayatta belki son geçirecekleri bu akşam biraz et yemek istemişti. Askerlerin birer matra suları vardı. Nafile taşıdıkları karavanalarını zayıf tahtalarla yaktıkları ateşlerin üzerine koydular ve tepenin dibinde yatan ölü bir devenin başını kesip pişirmeye başladılar. Karavanada, hep beraber bir deve başını güç ıslatan, kıymettar sular tebahhür ediyordu. Fakat talih, akşam üstü hafif çizgi halinde Kanal suyunu gören ve Mısır hikâyeleriyle sarhoş olan bu kıtadan yaşamak için bir son geceyi çok gördü. Aldıkları emir üzerine ölü deve başını, yarı kaynamış sularını kumlar üstüne döktüler. Tulumlarını alıp Kanal'a gittiler. Iste Anadolu çocukları Kanal'a böyle gittiler. Bu, Anadolu'nun her yerdeki, Çanakkale'deki, Erzurum dağındaki, Medine'deki destanıdır.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
231 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
2024 ün ilk incelemesi gelsin
Yusuf Ziya Bahadınlı Gemileri Yakmak adlı romanında, Milli Mücadele sırasında Antep’in farklı kesimlerinin Milli Mücadele’ye olan yaklaşımlarını ele alıyor. Bu romanda geçmişte yaşanılanlardan yani 40-50 yıl sonrasındaki olanlardan dersler çıkarılmaya çalışılır. Milli Mücadele döneminde düşmanla işbirliği yapanlar; savaş sona erdiğinde, mücadele
Gemileri Yakmak
Gemileri YakmakYusuf Ziya Bahadınlı · Nazım Kültür Evi · 200124 okunma
KAYNAMIŞ MISIR
-kaynamış süt mısır! gözlerinin baktığı yerde bir bülbül gülüne şarkı söyler şimdi, ve sana tüm bakan gözlerin, bulunduğu bedenlerinin, taşıdığı kalplerin içinden en güzel salavatlar huzuru üfler aynı güzellikteki
Sana birikmiş bir gün daha Gel al .... Yıkıp döküyor içimi durmadan Dışarıda mısır satıcısı sesleniyor Kaynamış darı diye... Gülümseme oturuyor yüzüme Ben seni biriktiriyorum durmadan O mısırları satmak için sokakları dolaşıyor durmadan Herkesin cehennemi yüreğinin içinde .... Ş.B
Bugün X ışınları kullanılarak, mumyalar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda Antik Mısır'da beyin ameliyatlarının yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Üstelik bu ameliyatlar oldukça profesyonel yöntemler kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Cerrahi operasyon geçirmiş mumyaların kafatasları incelendiğinde, ameliyat yerlerinin düzgünce kesilmiş olduğu görülmektedir. Hatta bu insanların ameliyattan sonra hayatta kaldıklarını ispatlayan, kaynamış kafatası kemiklerine rastlanmıştır.
Reklam
Gezileri sırasında Herodot krallarla, imparatorlarla, kâhin ve din adamlarıyla, köylülerle, yün taşıyan Anadolulu kadınlarla, dağ patikalarında eşeklerini sü-ren sürücülerle, çam ormanlarının gölgesinde ağaç bi- çen tahtacılarla konuşmuştu. Yaşlandığında, her âşık gibi, parası tükenerek,' pek fukara kalmıştı. İşte o zaman, kalemi eline alıp, günün dünyasına değgin, belleğinde, aklında kalan binbir hoş anıyı; kardeşleri olan insanoğullarına müjdelemeyi kafasına koymuştu. Hindistan'da, koyun yününden çok daha beyaz ve yumuşak yün ağaçlarından (pamuk), İllirya'lı kızların nasıl evlendirildiklerinden (Güzel kızlar çarşı meydanında açık artırma ile satılıyor bu satıştan elde edilen para, çirkin kadın ve kızları alan erkeklere veriliyordu); göl kıyısı insanlarının, çocuklarının göle düşmemeleri için ne gibi çarelere başvurduklarından, Mısır'da sivrisineklere karşı nasıl cibinlik yapıldığından, Iran krallarının gezi sırasında yalnız kaynamış su içtiklerinden, Andromakid hanedanının nasıl pire tuttuğundan, Lidya Kralı Kandavlis'in karısını çırılçıplak gösterdiği için taht ve tacından nasıl mahrum kaldığından, Lidya'da en çok kocası olan kadınların nasıl saygı gördüklerinden, Iskitlerin kısraklarını nasıl sağdıklarından söz etti. Kitabı, eski çağdan pek ilginç bir röportaj oldu.
Resim