Kazak Türklerinin ata sporlarından biri, kartalla avcılık. Daha yavruyken, kartalı alıp avcı olarak yetiştirirler ve steplerde avlanırlar. Senede bir defa büyük bir yarışmayla, birinci olan kartal seçilir. Bir belgeselde seyrettim. Yavru karkala ulaşmak ölümcül bir tecrübe. Yuvaya kadar çıkıp bir kartal yuvasına ulaşmak ve anne kartalın orada olmadığı anı beklemek. Bazen iki-üç günlerini alıyor ve o güçlükle yuvaya ulaştıklarında yuvada mutlaka iki yavru kartal oluyor. O kadar çabanın sonunda iki kartal yavrusunu da alabilirler, almıyorlar! "Bir yavru kartal, Kazakistan'da kartalların hep var olması için yuvada kalmalı" diye düşünüyorlar. Oysa öyle yoksul bir köylü ikinciyi de alıp satabilir. Kesinlikle yapmıyorlar. Yurt sevgisinin en güzel örneklerinden biri.
Sayfa 103Kitabı okudu
Esir Türkler
Doğu Türkistan meselesine Türk dünyasının yaklaşımı da aslında, “ Türk’ün Türkten başka dostu yoktur” sözünün hiç de doğru olmadığını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Çin’in önderliğinde kurulan Şanghay işbirliği örgütü çerçevesinde imzalanan anlaşmalara göre Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan gibi ülkeler Çin istediği takdirde Doğu Türkistanlıları sınır dışı edebilmektedir. Hatta bu ülkelerden zaman zaman Doğu Türkistanlıları Çin’e teslim edenler bile olmuştur.
Sayfa 146 - Adem ÖzköseKitabı okudu
Reklam
Türk-Moğol halk hikayelerinde efsane şehir Kızıl Elma'nın imgesi ikide bir karşımıza çıkar. Orta Asya'nın bu göçebe halkı yüzyıllar boyunca Hazar Denizi, Gabi Çölü ve Tienşan arasındaki bölgede kum fırtınaları ve tipilerin buzlu esintileri arasında bu şehrin onlara göz kırptığını görmüştü. Kızıl Elma şehri devasa bir altın kubbe şeklinde tasvir edilmiş ve böyle tanınmıştı. Osmanoğulları ve tebaaları için bu kubbe Konstantinopolis'teki Aya Sofya'ydı; sonra Kudüs'teki Kubbet-ül Sahra olmuş, bir süre sonra, yani on yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda ise iki kez kazanılıp kaybedilmiş olan Buda ve Viyana' ya, zafer sarhoşluğunun etkisiyle de Roma'ya dönüşmüştü. Eski efsanelere ve gerçekleşmesi arzu edilen hayallere hürmeten Kazakistan'ın başkentini Alma Ata, yani " Baba Elma" olarak adlandırmışlardı. Kızıl Elma'nın peşinde giderken Step halkı, Yeni Roma'nın surları dibine gelmişti. İşte o zaman Boğaziçi'nin puslu sularının üzerinde parlayan altın elmayı almak istediklerini anlamışlardı.
orta adya ve türkistan en az üç bin yıldan beri Türk yurdudur. Nitekim, dün bu toprakların ismi TÜRKİSTAN’dı. Türkistan «Türk vatanı» «Türklerin yaşadığı yer» demektir. Bugün, Türkistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan oldu. Türkler ise «Tuurk!..»
Türk yazı dilinin ne zaman ve hangi şartlarda meydana geldiği hakkında kesin bir şey söylememekle beraber, son yıllara kadar Orkun Abideleri'yle bu durum tarihlendirilmekteydi. Ancak Kazakistan'ın Esik Kurgan'ında çıkan bir tabağın altındaki yazıtın zamanı M.Ö. 5. yüzyıla kadar götürünce, Türk yazısının ve yazı dilinin çok daha eskilere dayandığı ortaya çıkmaktadır.
Sayfa 18 - Berikan YayınlarıKitabı okudu
Karasuk Kültürü ve Hunlar
Andronovo'dan sonra başlayan ve MÖ 700'lere kadar götürülen Karasuk kültürü, Batı Sibirya bozkırları, Yenisey bölgesi ve Kazakistan taraflarında görülmüştür. Karasuk kültüründeki insanlar demir işlemede oldukça ustalaşmışlardır. Bu dönemde yoğun bir bozkır kültürü hâkim olmuştur. Mezar tipleri biraz değişmiştir. Bu kültür, Hunların atalarının kültürüyle doğrudan eşleştirilmektedir.
Sayfa 45
Reklam
756 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.