- Eskiden: Arkadaş olma kriteri aynı mahallede olma veya aynı okulda olmaydı.
+ Şimdi: Takipçilerinin sayısına göre.
- Eskiden: " Bu kız veya erkek bana bakmaz çok zengin " derdik. + Şimdi: " bu kız veya erkek bana cevap bile vermez " Bak kaç bin takipçisi var der olduk.
- Eskiden: Arkadaş yiyeceğini paylaşınca mutlu
Yıllarca evlilikte kadının her şeye sabretmesi cennet kazanmak olarak kodlandığı için bu topraklarda, sadece boşanınca arş titriyo zannediliyor. Arş size boyunuzca evlat veren kadınlara vefasızlık yaptığınızda da titriyordur haberiniz olsun.
YouTube kitap kanalımda Beyza Alkoç'u ve Karantina kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/2Ia6xxuNANg
Nasıl ki "boş yapma, yıkık, duyar kasma, kral, düştüm, yorma reis" gibi kelimeler Z kuşağı turnusolü ise Beyza Alkoç'un Karantina serisi de bir o kadar Z kuşağı turnusolüdür arkadaşlar.
Bu incelemeye özel
İncelemeye başlamadan önce sizinle bu kitapla ilgili çok şaşıracağınız, sıra dışı bir bilgi paylaşmak istiyorum: Dostoyevski bu kitabı kumar borcunu ödemek için sipariş üzerine sadece 25 gün........
Kızmayın hemen, küçük bir şakaydı arkadaşlar... :) Bu kitap hakkında konuşurken bu bilgiyi vermeyenleri Sibirya'ya kürek cezasına
"Otomatik portakal" ismindende anlaşılacağı üzere ismini sokak jargonundan alan bir kitap. Zaten kitabın içeriğinde de argo kelimelere sık sık rastlanabiliyor. Kitaptan ziyade yazarını hiç unutmayacağım. Anthony Burgers yaşamının bir yılını tümör olduğunu zannederek geçiriyor. Bu arada da para kazanmak için birşeyler yazıyor. Sonrasında ise böyle bir hastalığının olmadığını öğrenir. Ama iş işten geçmiştir artık büyük bir yazardır (:
Ayrica a clockwork orange filmi de bu eserden uyarlanmistir. Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,4bin okunma
"Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında."
Gururla söyleyebilirim: "Bu dünyadan bir
Ahmet Hamdi Tanpınar geçti ve ben onu okuma şerefine nail oldum." Bazı yazarlar vardır, geç tanırsın. Bazıları da vardır ki, geç tanımanın daha kötüsü: yanlış tanımak...
Geçtiğimiz yıllarda çok sevdiğim,
"Bin defa daha doğsam bu evrene, onunla yolum hep kesişsin isterdim"
"Peki ama hangisini seçmeliydi? İşte asıl soru buydu. Mantığın sesi her zaman doğru yolu mu gösterir?"
"Şu koca evrende sanırım birey olarak kendimizi gereğinden fazla önemsiyoruz."
"Yanımda sen olunca gökyüzündekiler sadece yıldız tozu."
"Aşk filmi izlemeyi seven makineler! Ne tuhaf geliyordu kulağa. İyi ama aşkı hissedemeden aşk filmi izlemekten zevk alabilir miydi bir bilinç?"
"Sen bir ağaç olsaydın meyvesi tükenmeyen bir ağaç olurdun. Kendinden sonra gelen tüm insanları bilgeliğin, paylaşımcılığın ve erdeminle doyururdun."
Yazarı olduğum
Yapay Dünya Kolonisi'nin basımının ilk yılını tamamladık. Sizlerin en sevdiği birkaç alıntıyı tekrar paylaşmış oldum. Kitap, benim ilk göz ağrım olduğu için bende ayrı bir öneme sahip. Bu yüzden onun ilk yaşını sizlerle kutlamak istedim. Bu kapsamda 10 değerli okurumuza romanımı hediye etme kararı aldım. İMZALI ve kargosu ödenmiş şekilde göndereceğim kitabı kazanmak için yapmanız gereken tek şey bu iletiyi BEĞENİP PAYLAŞMAK. Çekilişe katılmak için son gün 30 Ocak 2023.
Öncelikle şunu belirteyim ki klasik bir kült kitabı -özellikle de bu kitap Dostoyevski'ye aitse- her zaman iyi bir çevirisi olan yayından okumak gerekiyor. Bu kitabı daha önce kötü bir yayından alıp okumayı yarım bırakmıştım ve kendime ben en iyisi mikrofonu İş Bankası Yayınları'na bırakayım demiştim. Şimdi bu diziden okudum ve bu
Bakıyorum da, insanları kazanmak için en iyi çare onların sevdiklerini sever görünmek, doğru dediklerine doğru demek, kusurlarını övmek, her yaptıklarını alkışlamak.
Bu siteyi yaklaşık 3.5 senedir severek kullanıyorum. Bunun sebebi de diğer sosyal medya uygulamalarına benzemiyor olmasıydı. Yani Facebook gibi morukların ilişki peşinde koşmadığı, Twitter gibi ergen isyanlarının olmadığı ve İnstagram gibi anı yaşamaktan habersiz özel hayat nedir kavramını insana sorgulatan bir uygulama olmadığı için kullanmak